Herkese merhaba .Öncelikle telefondan yazdığım için yazım hatalarım bilgisayardan yazdığımda bile oluyor şimdi çok daha fazla olabilir, şimdiden kusura bakmayın.Ve cuma akşamından beri hepimiz dağlmış durumdayız bu olay için devam ettiğim hikayelerde sadece bayrak fotoğrafı paylaşabildim çünkü inanın diyecek bulamıyorum.Ne yazsam bu olay karşısında yapmacık kalacakmış gibi geldi.
Kötü olaylar yanında iyi şeyler de oluyor, LYS sonuçlarının açıklanması ve üniversiteli olaya bir adım daha yaklaşmak gibi :) Ben İstanbul Ünivetsitesi Veteriner Fakültesi'nde okuyorum.Daha son sınıf değilim ama 3 yılda neler olduğunu anlatabilirim.Kısmet olurda 5. sınıfı bitirip mezun olduğumda (evet veteriner fakülterinin eğitimi 5 yıl) video çekeceğim şimdilik böyle paylaak istedim.
Tercih döneminden başlarsak, eğer aranızda rehberlik öğretmenleri varsa ya da pdr okuyanlar sözüm meclistem dışarı ama 3 yıl önce rehberlik öğretmenleri veteriner hekimlik mesleği hakkında hiçbir şey bilmiyordu umarım her meslek hakkında kendilerini geliştirmişlerdir.Rehberlik öğretmenlerine ne zaman "Veteriner fakültesinde okumak istiyorum." desem
"Ahırlara girebilecek misin?"
"İnek doğurtabilecek misin?" (Allah aşkına ileride kadın doğum uzmanı olmak istiyorum diyen birine kadın doğurtabilecek misin? Deniliyor mu? Ayrıca hayvanlar doğumda nadiren yardıma ihtiyaç duyarlar insan gibi değiller.Genelde veteriner hekimler doğumdan sonra yavruyla daha çok ilgilenir.)
"İşsiz kalırsın."
"Sosyete veterineri olmayı düşünme her taraf tutuldu."
"Zateb işsiz kalacakları için herkes faküktede kalmak istiyor onda da işin zor olur."
Gibi alakasız şeyler söylediler ve ben bir veteriner hekimle konuşmasaydım bu söylenenlere kanıp hemşireliği üst sıralata yazmış olacaktım. Ve şu anda veteriner hekim adayı değil hemşire adayı olacaktım ki o zaman da bu kadar mutlu olacağımı sanmıyorum. Veteriner hekimle konuşup rehberlik öğretmenlerinin dediklerini anlattığimda.
"Olur mu? Klinik açabilirsin, gıda firmalarında, ilaç firmalarında çalışabilirsin, devlete girebilirsin, hayvanların kullanıldığı her türlü çalısmada bulunabilirsin, haralarda, çiftliklerde çalışabilirsin." dedi. Bunları duyunca veteriner fakültesini ilk tercihime yazdım.Gelelim ilk yıla... Fakültenin ilk günü 1. Sınıflara açılış töreni yapılır törenden sonra isteyenler Beyazıt kampüsüne ingilizce muafiyet sınavına girerler 2. gün de fakülte gezdirilir(oryantasyon).3.günden itibaren de dersler başlar. İlk günden itibaren birinci sınıfları anatomi dersiyle korkuturlar ama öğrenciler daha çok biyometri ve medikal fizik derslerinde zorlanır. İlk yıl kendinizi "hekim" gibi hissettiren tek ders anatomi dersi oluyor çünkü latince ile bir güzel akraba oluyorsunuz. Anatomi dışında medikal biyoloji, kimya, veteriner hekimlik tarihi, edebiyat, fizyoloji 1, histoloji1 vb... Dersler görülüyor.
2.Yılda artık yok açılış töreni yok oryantasyon diye ümitlenmeyin.8.30da dersiniz başlıyor.Veteriner hekim adayı olduğunuzu ufaktan hissediyorsunuz zira hayvan besleme, yem, zootekni gibi dersler geliyor. Uygulama ve uygulama sınavarınız artıyor. Yine bu yıldan itibaren amfi1 de yazan ve ilk gördüğünüzde "Ne alaka?" dediğiniz "Medica homoninem curat veterinera homonutatem. (Beşeri hekim insanı kurtarır veteriner hekim insanlığı.)" Yazısının anlamını ve haklılığını kavrıyorsunuz.
3.yıla gelelim artık dersler, hocalar ve sınavlar size "Kendine gel sen veteriner hekim adayısın."diyor.Artık dahiye cerrahi derslerini görüyorsunuz, hayvanları muayene etmeye başlıyorsunuz, gıda hijyeni, et hijyeni,mikrobiyoloji vb. dersler görmeye başlıyorsunuz.
Şimdilik veteriner fakültesi ve eğitimi hakkında diyebileceklerim bunlar.Bir de hani vize-final haftalrı 2şer haftadır ya siz onları uygulama sınavlarıyla ve quizlerle birlikte 3er hafta sayın ;)
Bir sorunuz olursa yorum yazabilir ya da özel mesaj atabilirsiniz.
Hepinizi şimdiden tebrik ederim inşallah hayırlısıyla istrdiğiniz yerleri kazanırsınız.
Sevgilerimle...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişten Gelen
Historical Fiction15 yıldır İspanya'da olan Barones Carmen Escoder. Zamanında annesine yapılanların intikamını almak için memleketi Fransa'ya döner ama hepasa katmadığı bir şey vardır: aşık olmak.