Gözlerimi açmaya çalıştığımda kulağıma sesler gelmeye başladı. Gözlerimi hafifçe araladım. Gözlerime vuran ışık gözlerimi acıtınca hemen kapamak zorunda kaldım. Kulağıma gelen seslerden nerede olduğumu anlamaya çalıştım.
Son görüntüler gözümün önünden film şeridi gibi geçerken kazayı hatırladım. Aras geldi aklıma. Aras iyi miydi? Bir şey olmuş muydu?.. Sorular aklıma üşüşürken kapının açılan sesini duyunca gözlerimi tekrar kapadım.
Adım sesleri yaklaştıkça bir kişiye ait olmadığını anladım.
"Bir buçuk aydır şurada yatıyor ne zaman kendine gelecek diyorum bilmiyorum diyorsunuz.."
"Dediğim gibi Selçuk bey durumu günden güne iyiye gidiyor en yakın zamanda uyanacaktır."
"Umarım dediğiniz gibi olur yoksa sonuçlarına katlanmak zorunda kalırsınız."
Adım sesleri uzaklaşmaya başladığında kapının açılıp kapanmasını bekledim.
Gözlerimi tekrar açtığımda neler olduğunu anlamaya çalıştım fakat bir şey bulamadım. Neler olduğu konusunda hiçbir fikrim yoktu.
Gözlerimi açık tutmakta zorlanınca kendimi uykunun karanlığına bırakmaya karar verdim.
~~~~~~~~~~~~~
Gözlerimi yavaş yavaş tekrar açtım. Boğazım çok kurumuştu. Suya ihtiyacım vardı. Etrafıma baktığımda odadaki tekli koltukta uyuya kalan bir cüsseyi farketmem ile o an su içme isteğim önemsizleşti.
Neler döndüğünü bilmiyordum. Bu herifin burada ne işi vardı. Rüya değil miydi yani? Selçuk gerçekten bugün bu odada doktora kızmış mıydı?
Boğazımdaki kuruluktan dolayı hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum ve öksürmek zorunda kaldım. Öksürmem artınca Selçuk yerinde kıpırdanmaya başladı. Gözlerini açtığında yüzünde şaşkın bir ifade anlıkta olsa geçti. Uyanmama şaşırmış olmalıydı. Oysa ben şimdi değil birkaç saat önce uyanmıştım. Tabii bunu Selçuk bilmiyordu.
Zorla "Su" diyebildiğimde yerinden hemen fırlayıp odada bulunan sürahiden bardağa su doldurdu. Yanıma gelip suyu içmeme yardım etti. Bir iki yudum içebilince "Yeterli." Diyebildim sadece.
"Doktoru çağırayım."
Başımı hafifçe oynatarak kendisini onayladığımı belirttim.
Birkaç dakikanın sonunda odaya Selçuk ile beyaz saçlı bir doktor ve hemşire girdi.
Kontrolleri yaptıktan sonra doktor ve hemşire odadan çıktı.
"Çok şükür uyandın Mira."
"Neler oluyor."
"Ne gibi."
"Senin burada olman gibi."
"Seni kaçırdım."
Doğru duymuştum değil mi? Beni kaçırdığını söylemişti. Delirdi mi bu adam, benimle dalga mı geçiyor.
"Cidden çok komiksin. Şakayı bırakta ailemin neden burada olmayıp senin burada olduğunu anlat."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORTAKLIĞIN BEDELİ
General FictionMİRA BOZDAĞ Mira daha 20 yaşında masum bir genç kızdı. Hiçbir zaman bu kadar acı bir şekilde evlendirileceğini düşünmemişti. Asla böyle olsun istemiyordu. Bembeyaz gelinliğine hoşnut bir şekilde aynadaki aksine bakacak sevdiği adamın kollarında mutl...