Genç kız hala gelmediği için Aras meraklanmıştı yukarı çıkıp baksam iyi olur diye düşündü. Tam kalkmıştı ki genç kızın babası Cevdet Bey yanına geldi.
"Oğlum, Mira nerede? Bir süredir ortalıkta yok."
"Yukarı odaya çıkmıştı. Ayakkabılarını değiştirecekti. Ben en iyisi bir gidip bakayım Cevdet Amca."
"Tamam oğlum sen bir bak en iyisi.. Ayrıca bundan sonra amca dediğini duymayacağım."
"Ağız alışkanlığı."
"Tamam Evladım anlıyorum. Hadi sen gidip bir bak bizim deli kıza."
Genç adam tamam dercesine başını sallayıp Cevdet Beyin yanından ayrıldı. Cevdet Beyin sürekli oğlum, Evladım demesi Aras'ın çok hoşuna gitmişti. Böyle samimi davranışları kendi babasından da görmek isterdi ama ne yazıkki babası Haluk Bey böyle birisi değildi. Sert bir yapıya sahipti. Oğlunu ne kadar çok sevsede sevgisini göstermeyi beceremezdi.
Odanın önüne geldiğinde düşüncelerinden kurtulup kapıyı tıklattı. Ses gelmeyince kapıyı aralayıp "Mira" diye seslendi. Tepki alamayınca içeri girmek için kapıyı daha da araladı genç adam.
Odanın boş olmasıyla şaşırdı. Koltuğun üzerinde gördüğü gelinlikle ise daha da şaşırmasına engel olamadı genç adam.
Eline aldığı kağıtta yazılanları mırıldanarak okumaya başladığında her sözcük kalbine hançer gibi saplandı Aras'ın.
~MEKTUP~
'Gidiyorum.. Gitmek zorundayım. Sevmediğim biriyle evlenerek hayatımı bitiremezdim. Hiçbir zaman böyle bir evliliği hayal etmemiştim. Hiçbir zamanda ailemden nefret edeceğim aklıma gelmemişti. Beni utandırdınız.. Abi en çok sana güvenmiştim ama sende bana inanmadın.
Aras, sana gelince senden NEFRET ediyorum. Seni sevdiğime inandırmaya çalıştım ama başaramadım. Başarsaydım senden de intikam alacaktım. Başaramadım Çünkü nefretine sadık birisin.. Keşke başka türlü karşılaşsaydık ve ben senden nefret etmeseydim.
Bu arada nikah memuru da evlilik cüzdanıda sahte. Kaçarken evli olarak kaçacağımı düşünmediniz herhalde.'
Aras, bir an nefes alamadığını hissetti. Bu nasıl olurdu Mira nasıl giderdi. Bunları düşünürken Aras, elindeki kağıdı sıkarak bütün sinirini çıkartmaya çalışıyor gibiydi. Odaya birinin geldiğini hissediyordu ama dönüp bakmaya gücü yoktu.
"Mira nerede." Diye soran Sedat'a cevap vermek istemiyordu ama Sedat'ın "Aras! Mira nerede." Diye sorunca "Gitmiş" diyebildi sadece.
'Gitmiş' bu kelime kalbini ne kadar da acıtıyordu öyle. Mirayı seviyordu. Mira'nın da onu sevdiğinden emindi kimse bu kadar iyi etkilenmiş numarası yapamazdı değil mi?
Kendini kandırmayı bırak Aras, kız senden nefret ettiğini yazmış. İç sesiyle savaşan Aras tekrar Sedat'ın sorusuyla bölünmüştü.
"Nereye gitmiş."
"Bilmiyorum.. Bu notu bırakmış."
Aras'ın elinden sinirle çekip aldığı notu Sedat bir çırpıda okudu. "Bu şaka mı?" Diyen Sedat'a öfkeyle baktı Aras.
"Evet, Mira şimdi böö diye çıkacak.. Gitmiş işte anlamıyor musun? Git-miş."
Sinirle odadan fırlayan Sedat'ın peşinden Aras da gitmişti. "Sedat nereye." Diye sordu merakla genç adam. "Mira'yı getirmeye. Havaalanı'na gidiyoruz." Dedi Sedat.
"Çoktan gitmiştir."
"Italya'ya gitmiştir. Uçağı hazırlamalarını söyleceğim."
Tam kapıdan çıkacaklarken mutfaktan gelen tiz çığlıkla yerlerinde kalakalmışlardı.
Koşturarak mutfağa doğru gittiler. Hizmetliye "Ne oldu." Diye soran Aras televizyondan gelen sesle televizyona dönerek gördüğü görüntü ve duyduğu kelimelerle nefes alamadığını hissetti. Haberlerde Mira'nın fotoğrafı vardı.
'Italya'ya gitmek için kalkan uçak düştü. Neden düştüğü hakkında henüz kimsenin bir bilgisi yok. Ölen bir kişinin kimliği tespit edildi. Sosyetenin güzel kızı MİRA SANCAK. Ailesine sabır diliyoruz...'
NOT: Bölüm geç geldiği için üzgünüm. :( Umarım beğenirsiniz. :)
İthaf isteyenler varsa söylesinler. :))
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ORTAKLIĞIN BEDELİ
General FictionMİRA BOZDAĞ Mira daha 20 yaşında masum bir genç kızdı. Hiçbir zaman bu kadar acı bir şekilde evlendirileceğini düşünmemişti. Asla böyle olsun istemiyordu. Bembeyaz gelinliğine hoşnut bir şekilde aynadaki aksine bakacak sevdiği adamın kollarında mutl...