Zaman

12.5K 736 13
                                    

Kapattı gözlerini derin bir nefes aldı. Hayal gördüğünü umarak tekrar açtı ancak ne yazık ki gördüğü hayal değildi. Derken masaya varan
Emir havalı bir şekilde elini uzatarak
"Merhaba Murat" dedi.
Yüzündeki şeytani gülümseme Murat'ın gözünden kaçmadı.
Murat ayağa kalkmadan uzattı elini.
"Merhaba" derken kendini zor tutuyordu masada.Ne işi vardı Gül'ün bu adamın yanında. O kadar da anlatmış,kadın avcısı demiş,uzak durmasını tembihlemişti. Aptal mıydı bu kadın? Ne yapmaya çalışıyordu. Murat kendi kendine sakin olmak için telkinler verirken içinden, Emir kastılı bir şekilde damlarına basmaya devam etti. Gül'ü göstererek,
"Muratcım sekreterimle tanış...
Ahhhh pardon!siz tanışıyordunuz zaten" derken ukala bir tavırla masaya oturdu. Murat Gül'ün gözlerine sinirle ve uzun uzun baktı. Gül'ün gerginliği her halinden belli oluyordu. Aslında korkmuştu Gül. Murat'ın öfkesi gözlerinden dışa yansıyordu. Masaya otururken bir problem yaşamadan bu geceyi bitirmek için dualar etti içinden. Emir hız kesmeden devam etti.
"Eee yapıyoruz dostum,önce yemek mi yiyelim,işimizi mi konuşalım?"
Murat saçlarını karıştırırken kendinden bıkmış bir ses tonuyla,
"İş konuşalım, ben yemeğe kalmayacağım"
"Peki o zaman işimizi konuşalım gecenin geri kalanını biz Gül'e tamamlarız"sesindeki yılışıklık,bakışlarındaki ima...
Murat tekrar derin bir nefes aldı.
Ama bu defa yalnız değildi. Gül'de ona eşlik etti aldığı nefeste. Zira ne Murat nede kendisi bu adama tahammül edemeyecekti.
" Gül canım,dosyaları çıkarır mısın?"
"La havle vela kuvvete..." sessizce mırıldandı Murat.
Gül çantasındaki evraklara uzandı.
"Gül'ün senden ayrılması iyi olmuş,böyle sekreteri nereden bulacaktım! aslında evde yemek yapmasını istedim ama kabul etmedi."
Gül sessizce çıkardığı evrakları masaya bıraktı. Murat'ta sessizliğine eşlik ediyordu. Fırtına öncesi sessizlik gibiydi. Bu arada gelen kahveler masadaki yerlerini almıştı. Garson biraz uzaklaşmıştı ki Emir garsonu tekrar yanına çağırdı. Kahveleri kaldırmasını ve içki getirmesini istedi. Gül ve Murat kendi gerginliklerinden Emir'in yaptıklarıyla ilgilenecek durumda değillerdi. Emir ciddiyetle evraklara uzandı.
"Eee kardeşim,nasılsın bu arada?hiç muhabbet edemedik"
Murat gergin ve sessiz
"İyyyim"
"Ya şu kız arkadaşını da getirseydin,şu dergide resimlerinizin çıktığı. İsmi neydi yaaa?"
"Emir fazla uzatma,şu işi halledelim"
"Sen bugün fazlasıyla gerginsin. Ama bende olsam gerilirdim, böyle bir yardımcıyı kim kaybetse gerilir."
Son cümleyi söylerken Murat'a doğru eğildi ve sesini olabildiğince kıstı.
Murat'ın sabrının son kırıntıları da tükenmek üzereydi. Gül hakkında bir cümle daha ederse, arkadaş, dost demeyecek Allah ne verdiyse girişecekti.Bu sırada içkiler gelmiş servis yapılmıştı.Emir masadan aldığı evrakları Murat'a uzattı.
"Al Murat,incele bakalım" Murat hızla dosyaya uzandı. Evrakları açtı,okuyor numarası yapmaya başladı. Zira aklı darmaduman olmuştu. Okuyamıyor,okusa da anlamıyordu.Bu arada Emir devreye girerek,
"Muratcım önce güzel sekreterimin işe başlaması şerefine kadeh kaldıralım"
Murat ve Gül anlamsız gözlerle önce birbirlerine sonra Emir'e baktılar.
"Hadi Gül"
Gül, cevap bekleyen Emir'e
"Ben alkol kullanmıyorum"
Emir bir anda sinirlendi.
"Ne demek kullanmıyorum, benimle çalışacaksan kullanacaksın. Hafta sonu İtalya ya gidiyoruz orada su yerine içki tüketiyorlar.O kadar iş adamının yanında ben kullamıyorum deyemezsin.Hadi kaldır kadehini."
Murat öfkeyle devreye girdi.
"Bi dakka,bi dakka..ne dedin sen?ne İtalyası?Sen ne zaman yurt dışına açıldın?"
Emir kendinden emin ukala bir tarzla,
"Daha çok yeni ama büyüyoruz.şu sendeki hisseleride alabilirsem İtalya daki işi bağlamam çok daha kolay olacak."
Derken tekrar Gül'e döndü.
"Hadi Gül,kaldır kadehini.."
"O alkol almaz,almayacak"
Murat'ın çıkışı Emir'i şaşırtsa da ısrarına devam etti.
"İçmeli,içmek zorunda,Şimdi içmese de İtalya da içecek, iş bu"
Artık taş çatlamış, sabır tükenmişti.
"Birincisi, Gül alkol almayacak,ikincisi seninle hiç bir yere gelmeyecek,üçüncüsü istifa etti. kendine yeni bir av bul"
Sesi o kadar öfkeli çıkmıştı ki Emir'in rengi bir anda soldu.Ama vazgeçmeye hiç niyeti yoktu.
"Murat sana ne oluyor,kendine gel."
Murat hiç duymadı Emir'i,Ayağa kalktı elini uzattı,
"Hadi Gül gidiyoruz"
Gül hiç tereddüt etmeden karşılık verdi Murat'a ve uzanan eli tutarak ayağa kalktı. Emir son bir çabayla Gül'ü kolundan kavradı.
"Hiç bir yere gidemezsin,sözleşme imzaladın. Yüklü bir tazminat ödetirim sana"
Patttt!Murat'ın yumruğu Emir'in gözünde patlarken,
"Al sana tazminat"
Diye haykırdı.Emir düştüğü yerde moraran gözünü tutarken,Murat elinden tuttuğu Gül ile restorant görevlilerini aşarak hızlıca kapıdan çıktı.Gül'ün duyduğu son şey,"bunu sana ödeteceğim"diye haykıran Emir'in sesiydi.
Hızlıca arabaya geçtiler.Her ikiside sesizdi.Murat arabayı kullanmıyor adeta direksiyonla savaşıyordu. Sessizliği bozan Gül korka korka,
"Beni Sema'ya gidecektim"deyiverdi bir çırpıda.
Murat kafasını çevirdi ve öyle bir bakış attı ki Gül'e, ejderhanın soluğu gibi ateş saçıyordu gözleri.Bir kaç saniye daha uzatsaydı alev alacaktı Gül'ün yüreği...
Hiç konuşmadan rotasını kendi evine çevirdi. Yaklaşık yarım saat sonra evden içeri girdiler. Ama Murat hala öfke saçıyordu.Gül önden Murat arkadan salona geçtiler.Gül özlemini çektiği eve kavuştu ama kopacak kıyameti bildiğinden hasret gideremedi eviyle.sessizce bekledi.Murat ayakta bekleyen Gül'e baktı ve sonunda sesinin çıktığı kadar,
" sen aklını mı kaçırdın?Beni katil mi edeceksin. Bir saat sana adamın kadınlar için ne kadar tehlikeli biri olduğunu anlattım. Sen beni dinlemiyor musun?Ayrıca senin bir işin var. Bu iş saçmalığı nereden çıktı. Sema'da kalmak nereden çıktı. Aklımı kaçıracağım yaaa.Tamam bir eşeklik ettim. Uzatma artık,bir daha sakınn,sakınn benden habersiz birşey yapmaya kalkma! anlaşıldı mı?"diye haykırmak, istedi yapamadı, ürkek bir ceylan gibi,celladını bekleyen idam mahkumu gibi endişeyle bakan genç kıza baktı."Allah'ım ben bu kızı tanımadan önce nasıl yaşıyordum acaba"diye içinden geçirirken yine garip bir huzur doldu içine. Yanlış anlamasa dizinde yatmak hissetiği o huzurla uyumak isteyecekti. Rahatladı, sakinleşti.Yumuşak ama bir o kadar da keskin bir ses tonuyla,
"Git yat,yarın gider Sema dan eşyalarını getiririz."
Diyerek kendini koltuğa bıraktı.
Gül şaşırdı,ne diyeceğini bilemeden öylece bakakaldı.Bir ton azar işiteceğini düşünürken,hatta kavga etmeye bile hazırken, Murat hiç birşey söylememişti. Kumandaya uzanan Murat ise çoktan televizyonu açmış kafa dağıtmaya çalışıyordu. gidemedi Gül, oda hemen arkasında ki koltuğa oturdu. Hiç konuşmayan ikili bir müddet TV ye bakıyor gibi yaptılar.Neden sonra Gül'e yöneldi Murat, gayet sakindi.
"Neden gidip yatmadın?seni
Sema'ya götüreceğimi sanıyorsan yanılıyorsun."
Biraz bekledi Gül,hemen cevap vermedi.sonra bütün masumiyetiyle,
"Yok ondan değil,benim karnım acıktı da"
Gülümsedi Murat,Tam bir cadıydı bu kız. Baş belası küçük bir cadı.
"Aslında bende açım. Yemeğe gidelim mi?"
"Hiç dışarı gidesim yok,burada mı hazırlasak"
"Harika olur,özledim yemeklerini"
Keyfi yerine gelen Gül özlediği mutfağına koştu. Daha önceden sarıp difrize koyduğu yaprak sarmasını çıkardı. Çok severdi Murat. Hemen ocağa koydu. Yanında mercimek çorbası ve pilav yapmaya karar verdi. Yemeklerin ön hazırlıklarını yapıp ocağa koyduktan sonra mutfağı toplamaya başladı. Yokluğunda baya bir dağıtmıştı Murat. Önce buz dolabını boşalttı. Temizledi ve tekrar yerleştirdi. Mutfak dolaplarının içini temizlemeyi sonraya bırakıp yemekleriyle ilgilenmeye devam etti. Neden bu kadar mutluydu. Sanki bulutların üzerindeymiş gibiydi. Öyleki koca evi baştan sona temizlese hiç yorulmayacakmış gibi hissediyordu.
Yaklaşık bir saatin sonunda yemekler pişmiş servisi bekliyorlardı. Salata yapmak için malzeme olmayınca vazgeçti ve masayı hazırlamaya başladı. Bir saattir TV yı kapatıp Gül'ü izleyen Murat yardıma karar verdi. Gül'ün hazırladığı tabakları bardakları tek tek masaya yerleştirdi. Herşey hazır olunca birlikte oturdular masaya. Ancak bu süre zarfında ikiside sessizliği tercih etmişti. Aslında ikiside iki ay süren ayrılığın açısını çıkarırcasına hiç durmadan konuşmak ve anlatmak istiyorlardı. Ama yapamadılar. Sessizlik yemekte de devam etti.Sonunda Murat açılışı yaptı,
"Ellerine sağlık,her zamanki gibi harikaydı."
"Afiyet olsun"
"Hadi toplayıp tatlı yemeye gidelim"
Murat'ın teklifi çok cazipti Gül için,
"Tamam gidelim"
birlikte topladılar masayı ve vakit kaybetmeden çıktılar.
Uzağa gitmek istemediler. Hemen sitenin içerisinde bulunan pastaneyi tercih ettiler. Yürüyerek pastaneye varmışlardı ki yağmur başladı. Cam kenarındaki masaya oturup tatlılarını istediler.Gül künefe seviyordu. Murat ise saray burması istedi. Her ikiside rahatlamış,sakinleşmişti.
"Anlat bakalım doktor hanım,artık 4.sınıf oldun. Ne zaman muayenelere başlıyorsun?"
"Muayene için daha çok var. Uzmanlık için 4 yıl daha okumam gerek."
"Hımmm,peki hangi alanda uzmanlık okumak istiyorsun?"
"Henüz tam bir karar veremedim ama kardiyoloji olabilir diye düşünüyorum."
"İyi..belki ilerde benimde ihtiyacım olur,benide tedavi edersin."
Gülümsedi Gül. Lokmasını yuttuktan sonra,
"Pek sanmıyorum"dedi
"Neden? Yaşlanınca belki kapl hastası olurum."
"Sen kalp hastası olamazsın"
Şaşkınlığı gözlerine yansıyan Murat,
"Neden olamaz mışım ?"
Tekrar gülümsedi Gül,
"Çünkü sen kalpsizsin"
"Neee,ne yani ben kaplsiz miyim senin gözünde"
Omuz silken Gül,umursamaz bir tavırla,
"Bence öyle"
"Peki doktor hanım nereden bu kanıya vardığınızı öğrenebilir miyim acaba?"
"Peşinden koşturduğun onlarca kadından."
Şimdi anladım der gibi kafa salladı Murat.
"Hımmm...peki bayan çok bilmiş,
Sence o kadınlar benim peşimden mi,servetimin peşinden mi yoksa şöhretimin peşinden mi koşuyorlar."
Durdu Gül.Elindeki çatalı bir dakikalığına masaya bıraktı.
"Pekiii.Madem o kadınların niyetini biliyorsun,neden onlarla birlikte oluyorsun"
Beklemediği soru karşısında afalladı Murat. Sessizce boğazını temizledi ve işaret parmağıyla Gül'ün burnuna dokunarak devam etti.
"Sen üzerine vazife olmayan işlere neden burnunu sokuyorsun bakayım,küçük cadı."
Birlikte gülüştüler ve iki aydır araya ördükleri buzdan duvarda böylelikle tamamen erimiş oldu.
Geceyi tamamlayıp evlerine dönen ikili,hayatlarına kaldıkları yerden devam ettiler.Murat işlerinin başına Gül ise okuluna ve yemeklerinin başına geri döndü.
Murat hız kesmeden gece hayatını sürdürürken her akşam Gül ile yemek yiyor,durumunu öğreniyor,aklınca kontrol altında tutuyordu. Gül ise küçücük dünyasında eksikleriyle,
yanlışlarıyla,hatalarıyla kısacası her şeyiyle sevdiği adamı her gün görebilmenin mutluluğuyla avutuyordu kendini.

Zaman su gibi derler ya,gerçekte sudan daha hızlı akıyordu Gül'ün hayatında. Fakültenin ilk dönemi bitmiş kısa bir aradan sonra,ikinci dönem başlamıştı.

Tık tık tık!
"Gel"
Genç kız içeri girdiğinde Hasan önündeki dosyaların içinde kaybolmuş bir haldeydi.Gül'ü görünce Ayağa kalktı.
"Ooo gel bakalım doktor hanım!"
Gülümseyerek yaklaştı Gül,
"Gelir gelmez dosyaların içinde kaybolmuşsun hocam"
Dışarda arkadaş olsalar da fakültede biri ögretmen diğeri ögrenciydi. Bu nedenle fakültede hocam diye hitap ediyordu hep.Tokalaşan ikili yerlerine oturduktan sonra sohbete tekrar devam ettiler.
"Eee napalım,bizim işimiz bu,insanların hayatını kurtarmak istiyorsan kendi hayatından ödün vereceksin."
"Evet haklısın ama biraz ara ver de yüzünü görelim."
Gülümsedi Hasan, hoşuna gitmişti Gül'den duydukları. Hemen topladı dosyaları,arka tarafa yerleştirdikten sonra devam etti.
"Eee anlat bakalım nasılsın,duyduğuma göre evine dönmüşsün"
"Evet döndüm,gayet iyim,bir sorun yok. Sen nasılsın? Neler yaptın gurbet ellerde."
"Tahmin ettiğin gibi,seminerlerde dolaşıp durdum. Şey aslında seninle özel olarak konuşmak istediğim bir konu var."
"Aslında benimde seninle özel olarak konuşmak istediğim bir konu var"
"Eee bu akşam müsait misin?
" Müsaitim "
"Tamam o zaman 8:30 da gelip alırım seni yemekte konusuruz olur mu?"
"Tamam olur"
Gül'den aldığı cevapla içi rahatladı. Artık beklemenin bir anlamı yoktu. Herşeyi göze almalı yüreğini açmalıydı Gül'e. Ya tamamen kazanacak, yada tamamen kaybedecekti onu...

GÜLİZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin