Bir müddet masada oturup yemeğine devam etti Murat. Ancak Hasan'ın halinde ki tuhaflık hiç aklından çıkmadı. Gidişini tekrar tekrar gözünde hayal etti. Kalkışı, yüzünün kızarması, ayaklarını sertçe yere vurarak yürümesi,bakışlarındaki öfke...
Kesinlikle birşey vardı Hasan da. Lokmasını yutmakta zorlanınca suyunu içti ve hızla ayağa kalktı. Hemen telefonunu aldı ve Cengiz'i
aradı.
"Alo Cengiz,naber,varmı bir gelişme?"
"Abi bende şimdi seni arayacaktım. Ya benim oğlan rahatsızlanmış,ben şimdi eve geçtim. Ama merak etme. Yerime birini ayarladım. Yarım saate kalmaz görev yerine varır."
"Anlaşıldı"
Derken adımları daha da hızlanmıştı. Telefonu kapatıp restoranttan çıktı. Arabaya bindi. Telefon çaldı. Baharın aradığını görünce açmadı. Arabayı çalıştırdı. Nereye gideceğini de bilmiyordu. Emir'in evine gitse birşey elde edebilir miydi? Yoksa hastaneye mi gitmeliydi?Belki de Hasan gerçekten hastaneye gitmişti. Kararsızlığı ile mücadele ederken tekrar telefon çaldı. Yine Bahar'dı. Bu defa meşgule aldı. Şuan Baharla uğraşamayacaktı. Rotasını Hastaneye çevirdi. Eğer Hasan orada yoksa arayacak ve nerede olduğunu öğrenip yanına gidecekti. Bir dk sonra bir mesaj sesi geldi. Mesajı açtı. Bahar'dan geliyordu.
"Murat sancım tuttu evdeyim lütfen gel."Bahar hamileliğinin son aylarında idi. Zaten pek kimsesi yoktu. Bir annesi birde erkek kardeşi vardı. Onlarda yurt dışında yaşıyordu. Bahar Türkiye de ünlü bir şirkette halkla ilişkiler departmanının müdiresi idi. Bu hamilelik olayı ortaya çıkıp, magazine sızıp, çarşaf çarşaf haber olunca işten ayrılmış ve Murat'ın himayesinde yaşamaya başlamıştı. Murat gerçeği öğrenene kadar maddi manevi desteğini esirgememişti, ancak bebeğin babası olmadığını öğrenince, desteği sadece maddi boyutta kalmıştı. Sırf Gül'e ulaşmada bir yardımı olur diye evde kalmasına göz yummuş hiç birşey bilmiyormuş gibi davranmayı tercih etmişti.
"Hah! Bir bu eksikti"
Şimdi ne yapacaktı? Rotasını değiştirmedi, kararlıydı hastaneye gidecekti. 5 dk kadar devam etti ancak taşıdığı vicdan vaveylalar koparınca durdu. Gül'ün bulundu ise Hasan zaten Emir'in hakkından gelebilecek yeterlilikte idi. Ama Bahar yalnızdı. Kimsesi yoktu. Her ne kadar kendisine tuzak kursa da, şu an yardıma ihtiyacı vardı.
İnsan dostuna zaten seve seve yardım ederdi. Önemli olan düşmanına yardım etmekti. Hem de hiç suçu olmayan bir bebek vardı ortada. Hızla yönünü değiştirip eve doğru yola koyuldu.Eve vardığında Bahar Salondaki koltukta yatmış kıvranıyordu.
"Bahar iyi misin?"
Bahar güçlükle cevap verdi.
"İyi değilim Murat"
Bahar'ın halini görünce Murat'ın eli ayağı birbirine dolaştı.
"Hadi Bahar bana tutun seni hastaneye yetiştireyim"
Yavaşca kaldırdı. Kendi bedenini Bahara dayanak yaptı. Baharın çığlıkları arasında yürüyüp arabaya bindiler. Arabada giderken Baharın sancısı ile çığlıkları da arttı. Murat bir yandan trafiğe konsantre olmaya çalışırken, bir taraftan Baharı teskin etmeye çabalıyordu.
Bir ara Bahar çığlık atmaya ara verdi ve güçlükle konuşmaya başladı."Murat... Murat çok özür dilerim."
Murat başta ne demek istediğini anlamadı.
"Bahar ne demek istediğini anlamadım."
"Murat çok özür dilerim beni affet"Murat'ın jetonu yeni düştü. Ama şimdi bunu konuşmanın zamanı değildi.
"Bahar yorma kendini,hastaneye az kaldı. Biraz daha dayan!".......
Gel gelelim Hasan'a,
Hasan, Emir'in Gül'ün yerini tespit ettiğini öğrenince buzdolabında beklemeye bıraktığı öfkesini dışarı alıp mikrodalga ya attı.
Ani yükselen bir öfke ile yola düştü.Ömrü boyunca böyle insanlardan tiksinti duydu. Sadece kendi için yaşayan,kendi arzuları için herşeyi yakıp yıkan,gözü dönmüş, dünyada ki tek hedefi doymak bilmeyen nefsini memnun etmek olan,hayatı sadece kendi arzuları etrafında döndüğünü sanan sapkınlardan nefret etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLİZAR
General FictionBir müddet salondaki koltukta hareketsiz oturdu.Vicdanı aklını sorgularken içinden çıkamadığı dipsiz bir kuyuda buldu kendini.Bir günde hayatı alt üst olmuştu Gerçek olabilir miydi? Yapmış olabilir miydi?Ömründe ilk alkol alışı değildi,nasıl bu kada...