Cansu ile Murat getirdikleri bavulları evin giriş kısmına bırakıp,salona doğru ilerlediler. Nihayet tatil bitmiş ve evlerine dönmüşlerdi. Ama Murat'ın kalbindeki gibi evde de kocaman bir boşluk vardı.hiç kimsenin ve hiç birşeyin doldurmayacağı büyük bir boşluk...
O akşam Hasan'ın sesini duyunca çıldırdı.Gül'e çok ağır ithamlarda bulundu,bağırdı,çağırdı. Ta ki Hasan kolunun iç kısmında kocaman bir kızarıklık ile banyodan çıkana kadar.Hasan kahveyi dökünce kolu yanmış, yanık merhemi sormak için Gül'ün odasına gelmiş,duştan yeni çıkan Gül,merhemi bulmaya çalışırken Hasan'da kolunu soğuk suyla yıkamak için banyoya girmiş tam bu sırada Murat gelmişti.Ve olanlar olmuş,kızılca kıyamet kopmuştu.
Murat o anda fevri davranmasaydı,anlayıp dinleseydi,sorsaydı hakikatlerı öğrenecek,Gül'ü bu derece kırıp incitmeyecek ve bu pişmanlığı yaşamayacaktı. Her şey bir tarafa Hasan'ın söyledikleri de ayrıca canını yakmış ve moralini bozmuştu.Hasan Murat'ın tavrına,Gül'ün sessizce akan gözyaşlarına şahit olunca,her zamanki kendinden emin ve sert tavrı ile,
"Murat!birincisi,çok ayıp ettin kardeşim,ne biçim laflar bunlar ve bunları sarfettiği kişi Gül hatırlatırım,ikincisi sanane abi!aramızda birşey var yada yok sanane.O bekar bir bayan,ben bekar bir erkeğim,bu ikimizin vereceği bir karar.bu durum için bir mani mi var."
Durdu Murat,öyle ya,ona neydi ki.iki bekar insandılar.zaten Hasan'ı görür görmez vicdan azabı çekmeye başlayan Murat bu sözler karşısında iyice afallamış,ne diyeceğini bilememişti.birden kendini savunma ihtiyacı hissetti.
" Ne demek sanane,o benim..."durdu.dudaklarından çıkmak için mücadele veren kelimeleri zor zaptetti ve devam etti.
"O benim himayemde, onu korumalıyım"
Hasan alaycı bir gülümseme ile,
"Kimden,benden mi?"
Hiç tereddüt etmeden cevap verdi Murat,
"Evet,herkesten,hatta kendimden bile..."
Hasan'ın keskin bakışları Murat'ın üzerinde dolanırken,Gül sesizce, kendisi için çaktırmadan mücadele eden iki genç adamı seyrediyordu.O kadar zihni bulanmıştı ki ikisininde söylediklerine bir anlam verememişti.Hasan neden aramızda birşeyler olabilir dedi, Murat neden onu kendimden bile korumalıyım dedi.Kafası allak bullak olmuştu.Hatırladığı son şey kalbinin kırılma sesiydi.Bu saçma sapan muhabbete bir son verip,son sözü söyledi.
"Murat lütfen gider misin?bir günde bu kadar hakaret fazlasıyla ağır geldi.lütfen git."
Murat sessizce odadan çıkıp giderken Gül boş bir çuval gibi kendini koltuğun üzerine bıraktı.
Bir gün sonra Hasan la İstanbul'a dönen Gül Eve gitmemiş,Arkadaşı Sema da kalmaya başlamıştı.Hani onu hastanede kurtarmaya çalışan Sema,Hasan'a sırılsıklam aşık olan Sema. O günden sonra yakın arkadaş olmuşlardı. Sema,tam olarak tanıyana kadar uzak durmuştu Gül'den. Sonraları ise dert ortağı yapmıştı Gül'ü. Kalbinin derinlerinde saklı sevdayı bir tek Gül'e açmıştı.Tabi ortaklık karşılıklıydı.Gül'de kalbini açmıştı Sema'ya. Ve böylelikle sarsılmaz bir dostluğun temellerini kendi elleriyle atmışlardı.Zaten kalpler açılmadıktan sonra,gizler paylaşılmadıktan sonra onun adı dostluk olamazdı.Onlarda dost olmanın gereğini yaparak paylaşmışlardı gizlerini...Gül Sema'da kalmaya karar verince Hasan da rahatlamış,gözü arkada kalmadan tekrar yurt dışına seminerlere gitmişti.
Murat daha fazla kalamamış tatilini tamamlamadan 3 gün sonra İstanbul'a dönmüştü.Tabi Cansu da beraberindeydi.Eve geldiler.Cansu hemen yatak odasına çıktı. duş almak için banyoya girerken,Murat bomboş evde koltuğun üzerine bıraktı kendini.Sonra boş gözlerle evi taradı.Sanki evin bir duvarı yıkılmış ta herşey açıkta kalmış gibiydi. Neydi şimdi bu?bu ev hep böyle miydi?Neden bu kadar tatsızdı?bu süre zarfında Gül'ü defalarca aramış,açmayınca Hasan la görüşmüş ve Gül'ün Sema da kaldığını öğrenmişti.Şimdi bir yolunu bulup özür dilemeli,kendini affettirmeli,Gül'ü geri getirmeliydi.Tekrar telefona sarıldı ancak bu kez Gül'ü değil Sema'yı aradı.Gül ile bir görüşme ayarlamasını rica etti.Sema'da bir yolunu bulursa kendisine geri döneceğini söyleyip telefonu kapattı.Artık sıra sabırdaydı.Devreye girmeli ve Murat'ı sakinleştirmeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLİZAR
General FictionBir müddet salondaki koltukta hareketsiz oturdu.Vicdanı aklını sorgularken içinden çıkamadığı dipsiz bir kuyuda buldu kendini.Bir günde hayatı alt üst olmuştu Gerçek olabilir miydi? Yapmış olabilir miydi?Ömründe ilk alkol alışı değildi,nasıl bu kada...