"Ne demek bırak beni! Kızım karnında benim bebeğimi taşıyorsun."
"Emir seninle yaşadıklarımız bir hataydı. Olanları unutalım. Ben Murat'ı seviyorum. Bırak mutlu olayım. Lütfen bu mevzuyu bir daha açılmamak üzere kapatalım. Bebeği istediğin zaman sana getiririm, görürsün."
"Yavrum! sen ve bebeğim benim intakam meleklerimsiniz. Murat yaptıklarının bedelini ağır ödeyecek. Tüm Türkiye ye onu rezil edeceğim. Alay konusu olacak."
Murat duyduklarının şokuyla buram buram terlemiş,rüyada mı gerçek dünyada mı, ayırt etmekte zorlanmıştı. Aldatılmış, kandırılmış, en kötüsü de bir yalan yüzünden sevdiğini kaybetmişti. Düşündükçe öfkeleniyor, öfkelendikçe eli ayağı titriyordu.
Bir ara öfkeden gözü döndü. Tam ortaya çıkacaktı ki biraz daha beklemenin en doğrusu olacağına karar vererek dinlemeye devam etti.Bahar göz yaşları içinde,
"Ya sen ne istiyorsun Murat'tan, adi pislik,"
Derken pişmanlığın pençesinde kıvrandığı sesininden anlaşılıyordu. Emir ise her zamanki pişkinliği ve arsızlığı ile,"Kırılan gururumun ve onurumun intikamını almak istiyorum. Daha dur,bu birşey değil, asıl şu güzel hizmetciyi bulursam o zaman gör sen intikamı."
"Ya sen Gül'ü nereden tanıyorsun?
hem ondan ne istiyorsun?"
Yavşak bir gülümseme belirdi çirkin suratında,"Rüyalarımdan!"
Murat daha bir dikkat kesildi. Konuşmanın devamını büyük bir merakla dinledi.
" Aratıyorum bir kaç ip ucu buldum, kısa zamanda bulurum. Ah bir bulsam...
Ama korkma benim derdim sadece yarım kalmış bir heves ve intikam. İstediğimi alınca sana da bebeğimize de sahip çıkacağım."Bahar,
"Sen ne kadar aşağılık bir adam çıktın, Allahım ben nasıl böyle bir hata yaptım!"Derken sesi titriyor, bir anlık gafletin ve nefsine yenilmenin başına açtığı bu büyük beladan kurtulmak için gidilebilecek tek kapıya,yalvarılabilecek tek varlığa, yardım istenecek tek kudret sahibine,Rabbine yalvarıyordu.
Emir alay eder bir tarzda konuşmasını sürdürdü.
"Ama öyle konuşma bebeğinin babasıyla. Napayım, ben çocukluğumdan beri ne istediysem elde ettim. O hatunu da çok istedim. Hatta bir ara evlenmeyi bile düşünmüştüm. Tam elde etmenin fırsatını bulmuştum ki,o aptal Murat aramıza girdi. O gün bu gündür onun hayaliyle yaşıyorum."Murat duydukları karşısında dehşete düşmüştü. Emir'in sapkın tarafını biliyordu ancak bu derece takıntılı olduğundan haberdar değildi. Demek ki o zamandan beri Gül'ü takip etmiş, kaybolmasını fırsat bilerek peşine düşmüştü. En çokta gücüne şaşırmıştı. Aylardır aramadığı yer,gitmediği mercii kalmamışken bir haber alamamıştı ama bu âdi pisikopat ip ucu bulduğunu söylüyordu.
Düşündü, şimdi ortaya çıksa, ağzını yüzünü dağıtsa ağzından laf alabilir miydi?Bulduğu ip uçlarını söyletebilir miydi? Emir'i iyi tanıyordu öldürsede ağzından laf alamazdı. En doğrusu sabretmek, takip etmek ve bulduğu ip uçlarına ulaşmaktı.
Çaresiz öfkesini yutmak zorundaydı. Gül'ü bulabilmek için herşeye katlanmayı göze aldı. Sessizce beklemeye devam edecek onlar odadan çıkınca, o da geldiği gibi evden ayrılacaktı. Tabi Emir'in anlattıklarına dayanabilirse..."Bana bak Bahar sakın Murat'a bir açık verme. Yoksa karnında taşıdığın o bebeği hiç göremezsin."
"Allah belanı versin!Adi pislik!"
diyerek ayağa kalktı Bahar.
"Nereye güzelim,daha karpuz kesecektik!"
Bahar duymamış gibi devam etti ve kapıdan çıktı. Ardından Emir de çıkınca Murat hızla perdenin arkasından çıktı ve balkon kapısına yöneldi. Yine aynı hızla geldiği bahçe kapısından geçti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLİZAR
General FictionBir müddet salondaki koltukta hareketsiz oturdu.Vicdanı aklını sorgularken içinden çıkamadığı dipsiz bir kuyuda buldu kendini.Bir günde hayatı alt üst olmuştu Gerçek olabilir miydi? Yapmış olabilir miydi?Ömründe ilk alkol alışı değildi,nasıl bu kada...