İmtihan!

10.3K 663 5
                                    

Baharın annesi dayanamayıp bayılınca gerideki herkes el birliği ile kadını müşahade odasına taşıdılar. Hasan hemen müdahale edip bir serum taktı. Herkesin üzüntüsü gözlerine yansımış,neden böyle olduğunu ögrenmek için Hasan'ın etrafını sarmışlardı.
İlk sözü Murat söyledi,
"Hasan neden böyle oldu? İyileşecek mi?"
"Muratcım başta herşey normal ilerlemiş ancak bebek doğmayınca sezeryana almak zorunda kalmışlar. Tabi bu süre zarfında çok kan kaybetmiş,ve beden fazla hırpalanmış. Kalpte komplikasyon gelişmiş"

Murat ne hissedeceğini bilemedi. Üzülmüş müydü ? Evet insanlığının gereği üzülmüştü. Ne olursa olsun ortada annesine muhtaç bir bebek vardı.

Murat'ın annesi kendisini babaanne olarak gördüğü için dayanamayarak sordu,
"Hasan bebek nerede evladım?"
"Annem!bebekle şimdi hemşireler ilgileniyor,aşısını yapıp karnını doyurup size getirirler."

Hasan son durumu öğrenmek için tekrar yoğun bakım ünitesine doğru ilerlerken Murat arkasından yetişti.
"Hasan, doğruyu şöyle kardeşim, durumu ne? İyileşecek mi?"
"İnşallah iyileşir Murat,şimdilik durumu kritik. Yoğun bakımda takip edeceğiz. Bir gelişme olursa ben haber veririm zaten"
Diyerek tekrar ilerledi ve yoğun bakım ünitesine girdi.

Murat şaşkın ve perişandı. Zaten başında bir sürü dert vardı. Şimdi birde bu durum elini kolunu bağlıyordu. Bebek doğduktan sonra Emirle görüşüp bebeği ve Baharı sahiplenmesini isteyecekti.
Emir'e her ne kadar güvenmese de kendi bebeğine sahip çıkacak kadar 'adam' olduğunu düşünüyordu. Ayrıca Emir'in babasından ne kadar çekindiğini de bildiği için mutlaka bebeğe babalık yapacaktı.
Şimdi Bahar bu durumda iken Emir'e de birşey diyemezdi. Bir duyulursa büyük sansasyon olurdu. Beklemekten başka çaresi yoktu. Bahar iyileşene kadar bekleyecek, sonra bir çaresine bakacaktı.

Keşke Gül yanında olsaydı. Onun bir bakışı Murat'a moral olurdu,bir gülüşü dünyaya bakış açısını değiştirirdi. Ama ne yazıkki yanında yoktu.Birden aklına geldi!Sahi Hasan nereye gitmişti. Birşey söylememişti. Kendisi de bu hengamede sormayı unutmuştu. Mutlaka bir fırsatını bulup Hasan'ı sıkıştırmalıydı.

Tam arkasını döndü. Acil servise Bahar'ın annesinin durumunu öğrenmeye gidecekti ki arkasından seslenen bayana döndü.
"Murat bey!"
Hemşire kucağında battaniyelere sarılı küçücük bebekle yaklaştı.
"Gözünüz aydın çok güzel bir kızınız oldu."
Murat şaskın gözlerle bebeğe bakıyor ne yapacağını bilmiyordu.
Hemşire bebeği dikkatlice Murat'ın kucağına yerleştirirken,

"Bu arada çok geçmiş olsun,inşallah annesi de en kısa sürede iyileşir." dedi.
Ancak Murat kadını duymadı bile. Kucağında melekler gibi uyuyan bebeğe bakıyordu. Hareket etmeye hatta nefes almaya bile korktu. Uyandırmak istemeden mucizeyi seyretti. Kesinlikle bir mucizeydi. Küçücük burnu,küçücük dudakları, küçücük yüzü. Tıpkı Annesine benzeyen bir bebekti.
Derin bir "ahh" çekti içinden. "Herşey bambaşka olsaydı. Keşke bu bebek benim ve Gül'ün olsaydı" diye hayal etti. Sonra vazgeçti keşke Gül yanında olsun da varsın bebeği olmasındı.
Öylece düşüncelere dalmışken minik bebek kıpırdanmaya başladı ve gözlerini açtı.
Az önce oyuncak bir bebek gibi gelmişti Murat'a ama şimdi gerçekti. Küçücük gözlerini sanki görüyormuş gibi Murat'a odakladı.
Murat şaşkınlıktan küçük dilini yutmak üzereydi. Bu minicik varlık sanki görüyor,birşeyler anlatmak istiyor gibiydi.

Murat öylece bebeğe bakarken Hasan arkadan yaklaştı.
"Ne kadar güzel dimi?"
"Hasan bu gerçek mi? Şimdi bu bir insan mı?"
"Tabiki Muratcım, hepimizin hayata başlangıç noktası."
"Evet"
"Kokladı mı?"
Murat anlamayan bir ifade takınınca Hasan bebeğin üzerine eğilip kokladı ve devam etti.
"Yeni doğan bebek cennet kokar derler."
Murat ilginç anlamında dudak büktü ve eğilip bebeği kokladı.
"Hımm değişik bir koku bu"
"Evet...
İnşallah Annesi de çabuk iyileşir."
"İnşallah!"
"Murat!"
"Efendim!"
Hasan düşünceli ve üzgün ses tonuyla
"Murat Bahar iyileşemezse..."
Murat bir an gözlerini bebekten ayırdı ve Hasan'a dikkatini verdi.
"Hasan ne diyorsun kardeşim durum o kadar ağır mı?"
" Muratcım biz kimseye ömür bicemeyiz, Rabbim dilerse iyileşir kalkar,ancak Allah korusun diğer ihtimal gercekleşirse bebeği Emir'e mi vereceksin?"
Murat bu durumu hiç düşünmemişti. Ama o küçük bir bebeğe nasıl bakacaktı. Zaten kendi derdi fazlasıyla yetiyorken birde bebek sorumluluğu almak ona göre değildi.
Hızlıca cevap verdi.
"Benim bebeğim değil ki?Ona bakmak babasının görevi."
"Babası âdi,şerefsiz bir adamsa?"
"Hasan ne demek istiyorsun?"
"Muratcım biliyorum senin derdin başından aşkın ama herkes bu bebeği senin biliyor. Hem öyle bir adama bebek teslim edilir mi?"

GÜLİZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin