Cenaze oldukça kalabalıktı. Baharın annesi ve kardeşi gözyaşları içinde Bahar'ı son yolculuğuna uğurlarken Murat derinden yaralıydı. İçindeki hüzün tarif edilemez boyuttaydı. Birazda kendini suçlu hissediyordu. Bahar Murat'ın Gül'ü bulduğunu ve yanında olduğunu öğrenince öfkeyle yola çıkmıştı. Aşırı hız yapan Bahar'ın dikkati dağılınca bu elim kaza gerçekleşmiş ve bir nefis daha ölümü tatmıştı.
Evet,hayatın ne zaman,nerede,kaç yaşında son bulacağını kimse bilemez. Biçilen ömrün ne kadar olduğunu bilmemek insan oğlunun her an hazırlıklı olmasına ve ebedi hayatına yatırım yapmasına bir vesile olmalıdır. Ancak ne tuhaftır ki insan oğlu geçici bir hayat için onlarca yatırım yapar da, baki bir hayat için hiç çaba sarfetmez.
Baharın durumunu öğrenir öğrenmez Murat Trabzon dan ilk uçakla İstanbul'a gelmişti. Zehra anne ve Gül işlerini halledip bir hafta sonra İstanbul'a geldikleri gün Bahar hayatını kaybetmişti. Yoğun bakımda 10 gün kalmış ancak daha fazla mücadele verememiş ve hayata gözlerini yummuştu. Hastanede kaldığı süre zarfında bebeğe Murat'ın annesi Perihan hanım bakmış, cenaze günü Murat bebeği Gül'e teslim ederek annesiyle birlikte cenazeye katılmıştı.
Cenaze sonrası Hasan ile Murat eve geldiklerinde Zehra anne Melike Zehra ile ilgilenirken Gül Bahar'ın Bebeğini uyutmak için yatak odasındaydı.
Herkesin hüznü gözlerine yansımıştı. Kimsenin ağzını bıçaklar açmıyordu ancak Murat'ın ızdırabın hepsinden fazla idi.
Hasan Murat'ı rahatlatmak için devreye girdi.
"Murat,kardeşim senin bir suçun yok.""Nasıl yok Hasan,yola çıkarken aramalı konuşmalıydım. Önceden haberi olsa belki bunlar olmazdı."
"Canım kardeşim haklısın ama olacağa çare yok. Bu zamana kadar çok büyük fedakarlıklar yaptın. Evini açtın. Senin olmayan bir bebeğe sahip çıktın. Kader böyleymiş üzme kendini"
"Peki şimdi bebek ne olacak?"
Murat'ın sorusuyla Hasan ve Zehra anne birbirlerine baktılar.
Hasan,
"Ne düşünüyorsun?"
diye sordu.
"Bilmiyorum Hasan,bilmiyorum. Herkes benim sanıyor hatta öz annem bile. Emir'in babasını arayıp durumu anlatsam diyorum. Çünkü Emir'in işi belli olmaz hiç olmadık bir anda ortaya çıkıp bebek benim diyebilir."
"Yok olmaz Murat,Emir'i unut,Emir olmaz."
"Neden?"
Bu defa Zehra hanım devreye girdi.
"Evladım işine karışmak gibi olmasında o canavara bebek teslim edilir mi?"
"O zaman Bahar'ın annesine vereceğim başka çarem yok"
Hasan da Zehra hanım da memnun olmadıkları duruma ses çıkamadılar ancak yukarıdan gelen ses herkesin dikkatini merdivenlere çekti."Kimselere vermem ben kızımı!"
Gül Baharın bebeğinin yanağını kendi yanağına dayamış bir şekilde kucağında tuturak merdivenleri teker teker indi.
"Uyutmak istedim uyumayınca geri geldik""Kızım belkide karnı açtır."
"Yok annem şimdi emzirdim"
Hasan,Murat ve Zehra hanım gözlerini kocaman açmış Gül'e bakıyorlardı. Gül usulca koltuğa oturdu. Murat duyduğu cümleyi teyit etmek istercesine sordu.
"Ne dedin sen? Bebeği mi emzirdin?"
"Evet"
"Peki Melike Zehra?"
"Allah herkesin rıskını verir Muratcım. Bu gün Melike Zehra o kadar çok emdi ki bir türlü sütüm azalmadı. Hatta bu fazla süt bana ağrı vermeye başlamıştı. Şimdi minik Gülcan'ı emzirince rahatladım. Artık o benim kızım. Kimseye vermem."Murat yerinden kalktı ve Gül'ün yanına oturdu.
"Gül emin misin? İki çocuğa birden annelik yapabilecek misin?"Gülümseyerek cevap verdi Gül.
"Ben kimsesiz büyüdüm Murat. Annesizliği iyi bilirim. Şükürler olsun ki Zehra annem vardı. Zehra annem onlarca çocuğa annelik yaptı. Birlikte bu bebeğe de annelik yapar, yokluğunu hissettirmemeye gayret ederiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLİZAR
General FictionBir müddet salondaki koltukta hareketsiz oturdu.Vicdanı aklını sorgularken içinden çıkamadığı dipsiz bir kuyuda buldu kendini.Bir günde hayatı alt üst olmuştu Gerçek olabilir miydi? Yapmış olabilir miydi?Ömründe ilk alkol alışı değildi,nasıl bu kada...