Hasan genel cerrahi uzmanıydı.İşini iyi bilen başarılı bir doktor,Murat'ın da çocukluk arkadaşıydı.Geçmek bilmeyen iki saatin sonunda odadan çıktı.elinde çantası merdivenlerden inip salonda bekleyen arkadaşlarının yanına geldi.Okan heyecanla atıldı,
"Abi naptın? Neden bu kadar uzun sürdü?ciddi bir şey var mı?Kendine geldi mi?"ard arda soruları sıralarken Murat tek kelime etmedi.Sadece meraklı gözlerle Hasan'a bakıyordu.
" Yaralarını temizledim,bir kaç yere dikiş attım.iç organlarında her hangi bir hasar görünmüyor.Ama çok darbe almış.Vücudunun % 70'i morluklarla eziklerle dolu.iğne,ilaç tedavisine başladım.Bir hafta boyunca yataktan çıkmayacak verdiğim ilaçlar aksatılmadan verilecek ve ateşi takip edilecek."
Okan heyecanla atıldı.
"Abi ne bir haftası, kızı akşama teslim etmem gerek."
Hasan kızgınlıkla kırgınlık arasındaki ses tonuyla Okan'a çıkıştı.
"Nereye teslim edeceksin Okan?kadın mafyasına mı?zavallıyı getirdiğiniz hale bak?bu halde hiçbir yere gidemez.hem senin bu insanlarla ne işin var?hiç akıllanmayacak mısın sen?kendini düşünmüyorsan Babanın itibarını düşün."ara vermeden daha güçlü bir ses tonuyla Murat'a döndü.
" ya sen Murat,ya sen,senden hiç beklemezdim,nasıl yapabildin bunu.gençsin,yakışıklısın,zenginsin, ünlüsün elini sallasan ellisi,ne istedin 17 yasında kimsesiz bir kızdan?"
Duyduğu son cümle Muratın zihnine yıldırım gibi düştü.Bir el boğazını sıkmış gibi nefesi durdu,yüzü kıpkırmızı oldu ve boğulurcasına öksürüğe tutuldu. Hasan müdahale etmezken Okan Murat'ın yanına gelerek ufak ufak sırtına vurdu olmadı,öksürük aynı hızla devam etti.Bu defa sehpanın üzerindeki suyu bardağa doldurarak Murat'a uzattı.Murat suyu zorlukla yuttu,biraz rahatladı ancak yüzünün rengi kırmızıdan mora dönmüştü.Başından aşağı kaynar sular dökülmüşçesine saç diplerinden çıkan ter damlacıkları morarmış yanaklarından süzülüp boynunu ıslatmıştı.Kısa aralıklarla nefes alırken bakışları Okan'a hesap sorar nitelikteydi.Okan biraz mahcup bir edayla,
"Abi bakma öyle ben bilmiyordum kızın yaşını,gelirken birkaç soru sordum hiçbirine cevap vermedi.Hem ben senin içinde bir canavar olduğunu nerden bileyim."dedikten sonra meraklı bakışlarını Hasan'a yönlendirdi.
" Abi kız kendine geldi anlaşılan başka neler anlattı?"
Hasan çantasında bir defter çıkardı ve Murat'a göstererek,
"Korkudan dili tutulmuş zavallının, yazarak birşeyler anlattı."
Murat defteri almak için elini uzattı ancak Hasan kıvrak bir hareketle defteri çantaya koyup kapattı ve devam etti.
"yetimhanede büyümüş,17 yaşında, 2 hafta kadar önce kadın ticareti yapanların eline düşmüş. İlk müşteriside sen olmuşsun sonrası malûm!"
Murat kendini inandıramasa da Hasan'ı ikna etme ümidiyle konuştu.
"Abi ben alkollüydüm,hiç birşey hatırlamıyorum, yani.....ya.ni bilerek yapmadım." son kelime ağzından güçlükle çıktı.
"İnsanların bilmeyerek yaptıkları hataların sebebi olarak bilerek yaptıkları hataları göstermeleri çok garip.Muratcım Alkolü bilerek aldın ama."
Murat beklediği desteği görememekle kalmamış, duyduğu sözlerle bir kere daha yıkılmıştı.elleriyle başını kavradı.
"Abi ben nasıl bir canavarmışım,Lanet olsun benin insanlığıma,lanet olsun doğduğum güne,lanet olsun aldığım alkole!"
Hasan büyük bir ciddiyetle araya girdi.
" Yaratıcı Alkolü insanlar içip sapıtsınlar diye yaratmamış, faydalı işlerde kullansınlar diye yaratmış.Örneğin senin alkol alıp zarar verdiğin kızın yaralarını temizlerken kullandım alkolü"
Hasan kıvrak zekası ve mutaasıp tarafıyla bir kez daha Murat'ı köşeye sıkıştırmıştı.
Murat artık kendini savunmaktan vazgeçti.
"Hasan söyle,ben şimdi ne yapmalım."
"Büyük hataların bedeli büyük olur Murat!"
Murat gözlerini kapadı,içine derin bir nefes çekerken araya Okan girdi.
"Yok daha neler sende iyice abarttın Hasan,gider şimdi adamlara biraz daha para veririm, kız iyleşene kadar burada kalır sonrada götürür teslim ederiz,Alkollüyken bi hata yapmış,nikahına alacak değil ya..."
Murat'ın duyduğu son cümle ile gözleri parladı.Yapabilir miydi?Kendini affettirmek,hatasını telafi etmek adına bu küçük kızla evlenebilir miydi?Annesine,ailesine ne söylerdi, ya magazin dergileri neler yazardı? Ya çalıştığı Kanalın yönetimine ne söyleyecekti evlenmeyeceğini taahhüt etmişti. Düşünceler zihnide dolaşırken arap saçına dönüşmüş,içinden çıkılmaz bir hal almıştı.
" Hayır Okan kimse kendisini bu hale getiren biriyle evlenmek istemez,
ayrıca kızla konuştum tek istediği mafyanın elinden kurtulmak "
Murat rahatlamışçasına derin bir nefes aldı.heyecanla Okan'a döndü.
"Okan top sende abi,bu adamları sen tanıyosun ne gerekiyorsa yap,ne istiyorlarsa ver,bütün servetini vermeye razıyım gerekirse bankalardan da kredi çekerim."
Okan ümitsizce konuştu.
"Abi üzgünüm bu imkansız.Kara Nuri kafayı takmış kıza kendi haremine alacakmiş,bir geceliğine bile çok büyük bir mebla ödedim",Murat çaresizce Hasan'a döndü.Hasan,
"Murat sen burada kal,Hadi bakalım Okan gidip konuşalım bakalım şu kara Nuri denilen adamla."Okan kaygıyla Hasan'ın gözlerine baktı.
" Hasan sen ne dediğin farkında mısın?Bunlar belalı adamlar."
Hasan kendinden emin sıraladı kelimeleri,
"Herkesin anladığı dilden konuşmasını biliriz biz Okan'cım,kızın bu hale gelmesinde senin payında çok büyük, hadi düş bakalım önüme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLİZAR
Ficción GeneralBir müddet salondaki koltukta hareketsiz oturdu.Vicdanı aklını sorgularken içinden çıkamadığı dipsiz bir kuyuda buldu kendini.Bir günde hayatı alt üst olmuştu Gerçek olabilir miydi? Yapmış olabilir miydi?Ömründe ilk alkol alışı değildi,nasıl bu kada...