Bütün samimiyetiyle baktı genç kızın gözlerine,
"Açık konuşmak istiyorum seninle. Uzun bir zamandır izliyorum seni ve çok beğeniyorum."
Biraz duraksadı...
Bekledi...
Dilinin ucuna gelen kelimeyi söylemekte tereddüt etti. Sonra kararını verdi ve devam etti.
"Şey aslına bakarsan aşık oldum diyebilirim"
Gül birşey söyleyecekti ki izin vermedi.
"Dur!hemen birşey söyleme,lütfen bitirmeme müsaade et. "
Gül peki dercesine gözlerini kapadı. Derin bir nefes alan Mustafa,
"Benim niyetim çok ciddi.Aslında yüzüğünü hazırladım,getirip direkt evlenme teklif edecektim ancak dün gece gözlerinde çok yakinen tanıdığım ve tattığım bir duyguyu gördüm. Acı çeken aşık birini gördüm."
Gül'ün gözleri kocaman açıldı. İtiraz etmeye,"yok canım, ne münasebet,sen yanlış görmüşsün" demeye yeltendi. Ancak Mustafa yine müsaade etmedi.
"Gül! senden bir şans istiyorum,eğer bana bir şans tanırsan önce iyi birer dost,sonra sevgili,sonra da eş oluruz Sadece bir şans."
Genç Kadın araladı dudaklarını,
"Tamam"
Dedi ancak Mustafa anlamadı.
"Dur hemen olmaz deme,lütfen bir düş...ne?ne dedin sen?"
Duyduğu kelimeyi,zihni anlamlandırmakta geç kalmıştı.
Genç Kadın gülümseyerek,
"Tamam dedim,"
Beklemediği cevap karşısında şaşkına dönen genç adam,
"Sen ciddi misin?"
"Ciddiyim ama dost olmak için tamam diyorum. Mademki gözlerimden yüreğimi okumayı başardın,zamanı gelmeden yapamayacağım taleplerde bulunmamayı da başarırsın."Başta yaşadığı endişe yerini huzura bırakmıştı. Keyfi yerine gelen genç adam,
"Kesinlikle.Sen hazır olmadan, istemeden hiç birşey olmayacak. Sana söz veriyorum,onu sana unutturacağım."
"Peki"dedi Gül,kısa bir mola verdi ve devam etti.
" kim olduğu hakkında bir fikrin var mı?"
Acı bir gülümseme belirdi dudaklarında.
"Sence imkânsız bir aşk olduğu kanaatinde olmasam,aşkına kavuşabileceğine,mutlu olabileceğine inansam bu teklifi yapar mıydım?"
Genç adamın yüksek istidadı karşısında şaşırdı Gül,Ya kendisinin çok fazla belli ettiğine yada Mustafa'nın gerçekten aşkın dilini okumayı sökmüş,kalbin sessiz feryatlarını duymayı başarmış biri olduğuna kanaat getirdi.Eve giriş yaptığında saat gece 22:00 olmuştu.Koridorun ışığını yaktı ve odasına doğru ilerledi. Odasının kapısını açtığında kendisini bekleyen sürprizden habersizdi. Önce yanan ışık dikkatini çekti. Ben mi açık unuttum diye düşünerek odaya daldığında,koltukta oturan Murat'ı gördü.
"Sen burada mıydın?"
"Sanada iyi akşamlar"
Genç adamın iğneli sözü karşısında aklı başına gelen Gül,
"Ah!kusura bakma,seni burada görmeyi beklemiyordum. Birazda korktum açıkçası."
Bir kaç saniye bakışan ikilinin sessizliğini Murat bozdu. Elindeki Bumerangı göstererek,
"Neden bana böyle bir hediye aldın?"
Murat'ın ne demek istediğini anlamadı Gül,
" Anlamadım?"
"Yani bu hediyenin özel bir anlamı mı var,bana birşey mi ima etmek istiyorsun?"
"Yoo hayır,ne ima etmek isteyebilirim ki?Ben sadece farklı birşey olsun istedim"
Düşünceli ve ikna olmamış bir bakış attı Gül'e.
"Peki öyle olsun, " Diyerek koltuktan kalktı. Başka birşey söylemeden çıkıp gitti.
Gül öylece bakakaldı. Demek ki yolladığı mesaj yerine ulaşmıştı.
Ne kadar başka kollarda oyalanırsan oyalan,sonunda bana dönmeni sabırla bekleyeceğim mesajı Murat'ın gönlünde makes bulmuştu. Ancak artık bir önemi yoktu. O Mustafa'ya evet demiş yeni bir başlangıca karar vermişti.Yavaşça koltuğa oturdu. Derin düşünceleri yüzünden boğulmak üzereydi. Konuşmalı hislerini anlatmalı,bir omuzda ağlamalıydı. Hızlıca kalktı..Odadan çıktı. Uzun koridoru bitirip,salonu geçti. Dış kapıya yaklaştığında duyduğu sesle olduğu yerde geri döndü.
"Nereye gidiyorsun,bu saate?"
Salonda oturan Murat,Gül'ün hızlı adımlarla kapıya doğru gittiğini görünce arkasından yetişmişti.
"Sen çıkmamış mıydın?"
"Soruma cevap ver?"
Murat'ın dilindeki sertlik artık fazlasıyla canını yakmaya başlamıştı.
"Sema'ya gidecektim ders çalışmak için."
"Bu saatte tek başına nasıl gideceksin."
"Ne var ki saatte,senin her zaman çıktığın saatten daha erken"
" sen kendinle beni mi kıyaslıyorsun? ben erkeğim,sen kadınsın"
"Erkek olunca ne oluyor ki?"
Derin bir nefes alan genç adam,çareyi konuyu değiştirmekte buldu.
"Tek başına çalışsan olmuyor mu?"
"Olmuyor,sormam gereken yerler varlar."
"İki dakika bekle ben seni bırakırım."
Sessiz kalan Gül,yüreğinin ellerini açtı rabbine,her zamanki gibi yardım istedi,dayanma gücü istedi. Sema'ya gidene kadar göz yaşlarını durdurmasını istedi.
Gül rabbine dua yollarken,Murat montunu giyinip geldi ve birlikte çıkıp arabaya doğru yol aldılar.Yol boyunca hiç konuşmadı ikili, Sema'nın bulunduğu apartmana gelince arabayı durdurdu Murat,
"Ne zaman biter işin?"
"Sabaha kadar sürer ben yarın gelirim."
"Hayır!burada kalmanı istemiyorum. Git işini bitir ve beni ara. Gelip seni alacağım."
Gül içinden yükselen itiraz çığlıklarına rağmen sessiz kalmayı tercih etti. Zira tartışmak istemiyordu. Sessizce arabadan indi. Apartmana girene arabanın çalışma sesini duymadı. Belliki O içeriye tam girinceye kadar Murat beklemişti.Sema arkadaşına kapıyı açtığında Gül'ün göz yaşları çoktan akmaya başlamıştı. Önce telaşlandı,Genç kızı hemen içeri aldı. Ancak hemen soru sormadı. Zira Gül anlatmak isterse o da dinlemeye hazırdı.
Genç kızı daha önce kaldığı odaya aldı.
"Canım sen otur,ben perdeyi kapatıp ışığı yakarım,bir sünnet sevabı alsam fena olmaz,bu aralar ihtiyacım var."
Mevzuyu dağıtmak istesede pek başarılı olmayacağını farketmesi uzun sürmedi. Hızlıca perdeye yöneldi. Tam çekecektiki aşağıda bekleyen araba dikkatini çekti.
"Seni Murat mı getirdi?"
Yaşlı gözlerinde şaşkın bir ifade ile ayağa kalktı,cama yaklaştı ve aşağı baktı. İkinci katta oldukları için aşağıdaki arabayı çok net bir şekilde görüyordu. Sinirle perdeyi çekti.
"Deli ediyor bu adam beni Sema, deli ediyor. Bıktım dengesiz tavırlarından, nasıl davranacağımı şasırdım."
Ömründe ilk defa avazı çıktığı kadar haykırdı.
Gözlerinde hız kazanan yaşlar yanağından akma yarışına girmişlerdi. Tekrar koltuğa yöneldi ve oturup Sema'nın uzattığı peçeteyle göz yaşlarını sildi. Sema'da hemen gelip yanına oturdu. Ama yine birşey sormadı. Sadece arkadaşının elini tuttu. Bu en güzel samimiyet örneği değil miydi zaten,en büyük güven örneği...
Gül patlamaya hazır bir bomba misali, biriktirdiklerini etrafa saçtı tek tek.
"Bir bakıyorum,koruyor,kolluyor üstüme titriyor," sen bana Allah'ın emanetisin"diyor. Bir bakıyorum
Hiç yokmuşum gibi davranıyor.
Kız arkadaşının yanında beni küçük düşürmek için çabalıyor,Gece de odama gelip üzerimi örtüyor.
Bazen öyle bakıyor ki gözlerimin içine,aşkla sevgiyle ,sonra el alemin kadınlarını getirip gözümün içine baka baka oynaşıyor onlarla.
Hasan'la ikimizi yanyana görse çıldırıyor,akıl almaz saçmalıklar yapıyor. Beni Hasan dan bile kıskanıyor diyorum, Sonra O kocaman evde beni tek başıma bırakıp alemlere akıyor.
Şimdi burada kalmak istedim izin vermedi. Gelip alacakmış beyfendi. Artık dayanamıyorum Sema,evden ayrılmak istiyorum izin vermiyor. Dinlemiyim diyorum, ayrılayım diyorum,üzerimde o kadar emeği var ki ezip geçemiyorum.
Şu içimdeki sevdada cabası."
Tekrar peçeteyle göz yaşlarını sildi.Söz sırası Sema'ya gelmişti.
"Bu insan oğlunu anlamak ne kadar zor.Seni sevdiğini biliyorsun,sende seviyorsun,neden sevgini doya doya yaşamıyorsunda hem kendine hem karşıdakine işkence ediyorsun be adam!"
Gül başını kaldırdı,
"Sence beni seviyor mu?"
Tebessüm ederek cevap verdi.
"Senin onu sevdiğinden bile çok seviyor seni,hatta sırılsıklam aşık."
"Nereden anladın Sema?"
"Aşk insanın ayarlarını bozar canım. Ancak aşık bir adam bu kadar dengesiz davranabilir. Seviyor ancak kendine itiraf edemiyor. Duygularına yenik düşmemek için eve gelmek istemiyor,seninle karşılamak istemiyor,ama uzakta kalamıyor.
Bir gece bile olsa başka bir yerde kalmanı istemiyor. Halbuki eve getirip senin gözünün önünde oynaştığı o kadınların nerelerde kaldığından, neler yaptıklarından haberi bile yok,yada var umrunda değil. Biraz daha sabret canım mutlaka bir yerde pes edecek"
"Artık çok geç Sema, Mustafa'nın teklifini kabul ettim."
Şaşkınlığı sesine yansıdı genç kızın,
"Hangi Mustafa'nın? ne teklifi?"
"Ya vardı ya Murat'ın arkadaşı, bir kaçkez görüşmüştük."
"Şu müzisyen olan?"
"Evet,"
"Ne teklifi peki?"
"Aslında arkadaşlık,ama ötesinde evlilik"
Sema'nın düşünceli bakışlarını yakalayan Gül,
"Sema ne yapayım,bıktım Murat'ın bu tavırlarından, artık onu beklemek istemiyorum. Hem bana gelse bile kaç gün sürecek. En fazla bir ay. Bir ay sonra sıkılır benden. Hasan'ın dediği gibi; Fırtınası dinmeyen deniz gibi dışında durursun içine çeker, içine girersin kaybeder.
Hem biliyorsun kaç kişiye bu yüzden hayır dedim. Ancak Mustafa farklı,Ona çok ısındı içim. Ayrıca Murat'a aşık olduğumu biliyor ve şimdilik dost olmak istedi. Eğer dost olmayı başarabilirsek ileriye yönelik ciddi planlar yapacağız."
"Hımmm"
Sema'nın düşünceli bakışları Gül'ün canını iyice sıkmıştı.
"Ne var Sema?konuş lütfen."
"Yeni bir başlangıç belki iyi olurdu ancak,Murat ögrenirse..."
"Ne olur öğrenirse?Kendisi gömlek değiştirir gibi sevgili değiştiriyor"
"Kendisi yapar da...
Seni zor günler bekliyor canım.
Murat buna asla dayanamaz, hiç olmadık saçmalıklar yapıp canını yakar.Bence bir müddet saklamaya çalış. Hem uzun sürmez belki. Aklında Murat varken..."
Hiddetlendi genç kız,
"Artık yok,unuttum ben onu.Bu saatten sonra ben hizmetçi, o patron."
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜLİZAR
Ficção GeralBir müddet salondaki koltukta hareketsiz oturdu.Vicdanı aklını sorgularken içinden çıkamadığı dipsiz bir kuyuda buldu kendini.Bir günde hayatı alt üst olmuştu Gerçek olabilir miydi? Yapmış olabilir miydi?Ömründe ilk alkol alışı değildi,nasıl bu kada...