Hata benim,günah benim, suç benim!

10.3K 635 9
                                    

Kağıdı hızla masanın üzerine bıraktı. Jet hızıyla kıyafetlerini giydi ve evden çıktı. Arabaya bindi ve doğruca Sema'ın evine gitti. Sema evde yoktu. Rotayı hızla fakülteye çevirdi. Delirmiş gibiydi. Yolda bütün trafik kurallarını çiğnedi. Zikzaklar çizerek,kırmızı ışıklarda geçerek ilerledi. Sonunda fakülteye vardı. Koşarak Sema'nın odasına gitti. Sema oradada yoktu. Vakit kaybetmeden Hasanı aramaya başladı. Koridorda sorduğu temizlikçi kadın odasında olduğunu söyleyince koşar adımlarla yukarı çıktı.

O kadar telaşlıydı ki odanın kapısını çalmak aklına bile gelmedi. Pat diye içeri daldığında aradığı yüzü bulmuştu. Hasan ile Sema masanın başında muhtemelen bir hastaya ait olan dosyayı inceliyorlardı. Nefes nefese konuşmaya başladı.
"Sema...Sema Gül nerede?"
Sema Murat'ın ne demek istediğini anlamaya çalışırken,Hasan araya girdi.
"Murat neler oluyor? "
Murat Hasan'ı duymamış gibiydi.
"Sema lütfen,yalvarıyorum sana. Sen biliyor olmalısın. Nerede Gül?"
"Murat ben, neden bahsettiğini anlamadım"
Murat'ın yüzü kireç gibi olmuş, bakışları farklılaşmıştı. Durumu farkeden Hasan Murat'ı koltuğa oturttu ve bir bardak su verdi.

"Murat, kardeşim gel şöyle otur. Biraz sakinleş ve tam olarak anlat bakalım."
"Abi mektup bırakıp gitmiş"
"Kim?Gül mü?"
"Offff,Allah beni kahretsin,herşeyin sorumlusu benim"
"Muratcım bi dur sakin ol,"
"Olamam Hasan olamam,onsuz yaşayamam,"
Hasan duyduklarına anlam vermeye çalışırken,bir taraftan da
Murat'ı sakinleştirmeye çalışıyordu.
"Ya belki bir yere gitmiştir.Sema senin bir bilgin var mı?"
"Yok en son dün gördüm. Odama uğradı. Çok konuşamadık ama biraz durgun gibiydi."
Murat yalvaran gözlerle baktı Sema' ya,
"Sema senden başka yakın arkadaşı yok,lütfen saklama,"
Sema itham edilmenin verdiği şaşkınlık ve öfkeyle,
"Murat yemin ederim ki ben birşey bilmiyorum. Bunu en iyi sen bilirsin. Yine ne yaptın kıza?"

Hasan,Murat ve Sema'nın aralarında geçen diyaloğa fransız kalmış,birinden diğerine başını çevirerek şaşkınlıkla ikiliyi izliyordu. Murat derin bir of çekti. Ellerini ensesinde kenetleyerek başını kollarının arasında sıkıştırdı.
Hasan,
"Telefonunu aradın mı? "
"Telefonu yok"
"Nasıl yok?"
Biraz bekledikten sonra cevap verdi Murat,
"Kırdım"
Hasanın hayreti tavan yapmıştı.
"Anlamadım,kırdın mı?"
Cılız bir sesle cevap verdi Murat,
"Evet"
Hasan artık iyice işgillenmisti. Neler olmuştu bunların arasında. Gül'ü çok sahipsiz ve yanlız bıraktığını ancak farkedebildi. Daha kararlı bir ses tonuyla devam etti.

"Evet Murat şu hikayeyi baştan anlat bakalım,ne geçti aranızda? Mektuba ne yazmış? "
Derin düşüncelerden sıyrılan Murat,hızla ayağa kalktı.
"Abi vaktim yok,şimdi Gül'ü aramalıyım,çok fazla uzaklaşmadan yetişmeliyim. Polise gidecegim, şehirler arası otobüsleri durdursunlar."

Konuşurken sesi titriyor,
yüreğinde ki acı,gözlerindeki korkuyla birlikte Murat'ın perişan halini gözler önüne seriyorlardı.
İki adım attı sendeledi. Dengesini sağlamak için Hasan'dan destek almak zorunda kaldı. Hasan,
"Murat iyi misin?"
"İyim ben,gitmeliyim, Gülümü bulmalıyım"
Diyerek iki adım daha attı ancak dünyası gibi gözleri de çoktan kararmıştı. Olduğu yere yığılacakken her zaman olduğu gibi yegane dostu Hasan yakalamış ve kafasını çarpmasına engel olmuştu.

Sema'nın yardımıyla Murat'ı koltuğa yatırdılar. Yaptıkları ilk muayenede tansiyonunun çok düşük olduğunu gördüler. Gerekli müdahaleyi yaptıktan sonra, artık uyanmasını beklemeye koyuldular. Hasan aklını karıştıran soruları bu defa
Sema' ya yöneltti.
"Sema neler oluyor bunların arasında"
"Vallaha Hasan Gül'ün Murat'a olan aşkını farketmişsindir. Tabi Murat ta bildiğimiz Murat,kimbilir neler oldu."
"Sema Gül Mustafa ile nişanlı"
"Bozmuş nişanı "
"Ne? Bozmuş mu? Peki neden?"
Sema başıyla Murat'ı işaret ederek,
"Sence neden? "
derin bir nefes aldı ve devam etti.
"Yani tam olarak bende bilmiyorum. Şu son 10 gündür fazla görüşemedik. Dün geldiğinde nişanı bozduğunu söyledi ama nedenini sormadım, çok işim vardı. Sonra konuşuruz diyerek ayrıldı."

GÜLİZARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin