2. BÖLÜM
16 AĞUSTOS 1957
10: 25
İSTANBUL / FATİH
Nadya bir yandan hıçkıra hıçkıra ağlıyor, bir yandan da toplanmış bavulları son bir kontrolden geçiriyor, Adnan'ın eşi Emine de ona yardım ediyordu. Cemal ile Murat içerideki oda da oyun oynuyorlar, Adnan ve Hayım de salonda oturuyorlardı. Ev matem havasına bürünmüştü.
"Nereye gideceğiniz belli mi?"
"Bunu bana sorma Adnan, söyleyemeyeceğimi anlaman lazım. Sen nüfus işlemlerini halledebilecek misin?"
"Orasını merak etme. Nüfus müdürlüğünde çalışan bir akrabamı araya koydum. Senin söylediğin gibi evlatlık göstereceğiz. Eski bilgiler tamamen silinecek."
"Yapabilecek mi? Kesinlikle Marad ismi ortadan kalkmalı."
"Dedim ya hiç merak etme, biraz kesenin ağzını açmak gerekiyor ama o iş de hallolacak. Soyadı da Gürses olarak işlenecek."
"Adnan, soyadı kalabilir mi Zeybek olarak, en azından geçmişi ile ilgili bir bağ kalsın. Mümkün mü böyle bir işlem."
"Bilmiyorum ama sorarım. Peki soyadından dolayı bir sorun çıkabilir mi? Çocuğu bulabilirler mi?"
"Sanmıyorum, onlar zaten benim soyadımı da bilmiyorlar. Arada bir aracı var onunla irtibat kuruyoruz. Hem isminin Murat olması hem de Müslüman olması bize büyük bir avantaj sağlar. Bir Yahudi'nin Müslümanlığa geçeceği akıllarının ucuna bile gelmez."
Adnan Nadya ile Emine duymasın diye hafifçe Hayım'e eğilerek
"Kim bunlar Adnan, en azından bana bir şeyler söyle bende hazırlıklı olayım."
"Ne kadar az şey bilirsen o kadar doğal davranırsın, ne kadar çok şey bilirsen o kadar da tedirgin davranır ve belli edersin. Sana vermem gereken bir şey var."
Hayım kalkıp yatak odasına gitti, bir iki dakika sonra elinde bir kutuyla tekrar Adnan'ın yanına oturdu.
"Sana güveniyorum. Bu kutuyu kesinlikle açma. Murat yirmi beş yaşına geldiğinde, bu kutuyu ona ver ve her şeyi anlat."
Adnan kutuyu aldı.
"Şerefim üzerine yemin ederim ki, Murat'a da bu emanetine de gözüm gibi bakacağım."
" baba"
Babasının yanına gelen Murat üzgün ve şaşkındı.
" ne zaman geleceksiniz"
Adnan onları yalnız bırakmak için hemen yerinden kalkıp uzaklaştı.
" gel yanıma otur oğlum"
Murat babasının yanına oturdu.
" sana yalan söylemeyeceğim... Uzun bir süre yanında olamayacağız... Artık senin adın Murat. Bunu sakın unutma Cemal de senin kardeşin"
" ama ben gitmenizi istemiyorum"
" mecburuz oğlum senin iyiliğin için"
Murat babasına sarıldı. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
" bırakma beni baba ne olur... Ne istersen olurum... Ne olur bırakma beni"
" artık sen kocaman bir adamsın... Bir erkek gibi davran"
Nadya da gelmişti yanlarına. Murat annesine koştu ve sarıldı.
" ne olur anne... Yalvarırım... Babama söyle gitmeyin"
Nadya da ağlıyor hiçbir şey söyleyemiyordu.
" hadi oğlum... Güçlü ol"
Murat babasına döndü ve bağırarak
" ben oğlumu hiçbir zaman bırakmayacağım... Ben senin gibi olmayacağım"
Koşarak odasına gitti. Hayım ayağa kalktı. Adnan da yanına gelip bir elini Hayım'ın omzuna koyarak
" atlatacaktır... Daha çocuk o, kabullenmesini bekleyemeyiz"
" haklısın Adnan... Haklısın... Hadi Nadya toparlandıysak işleri daha zorlaştırmadan gidelim"
Hayım ile Nadya bavulları alıp kapıya yöneldiler. Adnan ve eşi Emine hala olayın şokunu üstlerinden atamamışlar ne olup bittiğini çözmeye çalışıyorlardı.
" anneeee... babaaa..."
Diyerek Murat odadan çıkıp onlara koştu. Nadya oğluna sıkıca sarıldı.
" kendine iyi bak oğlum"
Hayım eğildi oğlunun saçını okşadı.
" oğlun olduğunda sen sakın bırakma ve adını Mustafa koy... Dedenin adını alsın"
" tamam baba"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
25 ( BAŞLANGIÇ )
Science FictionHER SON BİR BAŞLANGIÇTIR BELKİ 7 BELKİ 2 BELKİ 5 NE OLACAĞINLA ALAKALI DEĞİL NE OLDUĞUNU BİL ARTIK 25 SENSİN