13. BÖLÜM
10 ağustos 1957
12.15
KURTULUŞ / İSTANBUL
Sinagogdaki özel odasında haham Yasef günlük işlerini yapıyordu. Kapı çalınıp içeri bir adam ve yanında Jasmine girdiğinde haham Yasef gülümseyerek ayağa kalktı.
" hoş geldiniz bayan Jasmine"
" hoş bulduk Bay Yasef... Nezaketiniz için teşekkür ederim... Kendim de gelebilirdim"
Haham Yasef İngilizce konuşmasına Türkçe cevap bulunca şaşırmıştı.
" ne kadar güzel Türkçe konuşuyorsunuz... Çok sevindim. Lütfen oturun"
Jasmine oturduğunda haham kapıda duran yardımcısına
" tamam evladım sen gidebilirsin"
Adam odadan çıktığında
" yolculuk nasıl geçti?"
Diye sordu haham
" yorucuydu. Aktarma yapmak zorunda kaldım... Havaalanından beni aldırmanız gerçekten çok kibarca bir davranıştı. Tekrar teşekkür ederim"
" ne demek... Küçük John'un hanımını karşılamak bir zevk... Abim aradı durumu anlattı... Çok ilginç... Ama abime de dediğim gibi, bu samanlıkta iğne aramaktan daha zor"
" evet, biliyorum Bay Yasef. Jhones da aynısını söyledi... Elimde herhangi bir belge yok ama ben yine de gelmek istedim... En azından Türkiye'yi görmüş olurum"
" gelişmekte olan bir ülke... "
" bilemiyorum ama sanki evimdeymişim gibi hissediyorum... Tuhaf bir duygu bu"
" yarın size hem İstanbul'u gezdirir, hem de nasıl yardımcı olabiliriz bir bakarız. Yol yorgunusunuzdur... Kalacak bir yer ayarlayalım önce size de..."
" lütfen Bay Yasef. Hiç gereği yok ben o işi gelmeden hallettim"
" hallettiniz mi?''
" daha doğrusu yolda yardımcınıza otel sormuştum... O da bana bir otel tavsiye etti. Adı neydi, pera palas, yoldayken uğradık o işi hallettim"
" bu çocuğu eğitemedim bir türlü ..."
" lütfen kızmayın ona ben çok ısrar ettim "
" ya olmadı ama bu böyle"
" lütfen inanın daha rahat hissedeceğim kendimi"
" siz öyle diyorsanız... Sizi otelinize kadar bıraktırayım, hiç itiraz etmeyin en azından bunu yapalım, yarın da araştırmaya başlarız"
" teşekkür ederim Bay Yasef"
" dediğim gibi sizi ümitlendirmek istemem"
" lütfen rahat olun, dediğim gibi bende imkânsız olduğunu biliyorum en azından buraları görmüş olacağım"
Haham kapıyı açıp dışarıda bekleyen yardımcısına seslendi.
" oğlum bayana oteline kadar eşlik edeceksin"
" peki haham"
Yardımcı önde Jasmine arkada sinagogdan çıkıp arabaya bindiler.
" size de zahmet oluyor"
Dedi jasmine
" hahamın ricası bile bize emirdir hanımefendi"
Yardımcısı arabayı çalıştırıp yola koyuldular.
" lütfen bana Jasmin de. Yol boyunca yeteri kadar hanımefendi dedin zaten"
" Jasmine... Güzel bir isim. Anlamını biliyor musunuz?''
" ha evet yasemin demekmiş... Bir çiçek ismi"
" Türkçeyi çok güzel konuşuyorsunuz... İlk defa geldiğinize inanmak çok zor... Orada dilinizi unutmamışsınız"
Jasmine dışarı seyrederken gülümsedi
" evet unutmamışım"
" Evli misiniz Jasmi..."
" siniz değil sin olacak"
" efendim"
" hem sizli konuşup hem ismimle hitap etmen komik olmaz mı?''
Yardımcı gülümsedi.
" haklısın... Evli misin Jasmine. Çocuk var mı"?
" evet evliyim bir kızım var ismi Clara"
" çok sevindim"
" ya sen evli misin?''
" hayır Jasmine... Hiç fırsatım olmadı... Kendimi işime o kadar kaptırdım ki... Seyahat etmekten zamanım olmadı... Bende İsrail'den dün akşam geldim"
" desene sende yol yorgunusun"
" karnınız aç mı yol üstünde iyi bir lokanta biliyorum"
" bilemiyorum..."
" Yagop"
" efendim"
Yardımcı bir eliyle direksiyonu tutarken diğer elini tokalaşmak için arkaya uzattı
" sizde bana ismimle hitap edebilirsiniz. Yagop... İsmim Yagop"
Jasmine uzanan ele baktığında üstündeki gömleğin kıvrık kolu açılmış bileğindeki bir karartı dikkatini çekmişti. O da elini uzatıp tokalaştığında
" elindeki leke ne"
Yagop elini çektiğinde gömleğin kolunu iyice çekti yukarı
" bu mu? Leke değil... Dövme... Yılan dövmesi"
" yılan mı?''
" evet... Yılan... Ne diyorsun yaklaşıyoruz aç mısın?''
Jasmine yüzünde tebessüm ile
" evet, açım Yagop"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
25 ( BAŞLANGIÇ )
Science FictionHER SON BİR BAŞLANGIÇTIR BELKİ 7 BELKİ 2 BELKİ 5 NE OLACAĞINLA ALAKALI DEĞİL NE OLDUĞUNU BİL ARTIK 25 SENSİN