BAŞLANGIÇ BÖLÜM 28

66 18 2
                                    


28. BÖLÜM

10 ağustos 1957

13.15

CİHANGİR / İSTANBUL


"Ama bu tesadüf olabilir. Yani Amerika'dayken bir kızın sana gelip, bunları bilip söylemesi mantıksız."

Dedi Yagop, Jasmine ile lokantada otururlarken.

"Belki de, eğer öyleyse hiçbir şey olmamış gibi evime döneceğim. Ya değilse... Ya gerçekten seni takip etmem gerekiyorsa, bana söylemen gereken bir şeyler var ise."

"Sana ne söyleyebilirim ki, inan şuan ne diyeceğimi bilemiyorum."

"Sana bir sır daha vermek istiyorum."

"Kalbim dayanır mı bilmiyorum ama lütfen devam et."

"Amerika'dayken buraya gelmeye hazırlanıyordum. Bavulumu hazırlarken, heykeli koyup koymama arasında tereddütteydim..."

Yagop'un gözleri fal taşı gibi açılmış, merakla

" heykel mi? Nasıl bir heykel yani."

"Bavulumda duruyor, sana gösteririm."

"Lütfen anlatmaya devam et."

"işte heykeli koyayım mı, koymayayım derken elime aldım. Ve birden kendimi bir yerde buldum, o kadar çok gerçekti ki... Hala rüya mı gerçek mi bilemiyorum."

"Nasıl bir yerde"

" bir evdeydim, farklı bir evdi "

" farklı derken Jasmine"

" farklı işte... Sanki... Sanki... offf işte rüya bu saçmalıyorum"

" devam et, farklı derken başka bir zamana aitmiş gibi mi"?

Jasmine'nin gözleri ışıldadı

" evet... Belki de en uygun söz bu olmalı... Başka bir zamana aitmiş gibiydi... Bilmiyorum Yagop bazen kendimi deliriyormuşum gibi hissediyorum"

Yagop, Jasmine'nin elini tuttu.

" hayır delirmiyorsun... Sen bana dürüst oldun... Bende sana dürüst olacağım"

"dürüst derken Yagop"

" senin ile karşılaştığımız gün... Hatırlarsın... İsrail'den yeni gelmiştim... Oraya eğitilmeye gitmiştim... Kabala..."

" evet"

" bir topluluk vardı... Kendilerine Marad diyorlardı... Ellerinde bir heykel vardı... Ahşap çok eski... Çok gizli tutuyorlardı... Hiçbir şey söylemiyorlar, bilgi vermiyorlardı... Çok az gördüm, belki bir belki iki kere ama senin anlattığın heykel ile aynı gibi sanki"

" nasıl yani... Bu heykel ne Yagop"

" bu söyleyeceklerimi çok iyi dinlemeni istiyorum... Nuh peygamber büyük tufan sonrası karaya çıktığında geminin ahşabından iki heykel yapar... Birini bir oğluna birini de bir oğluna"

" üç oğlu mu? kim bunlar "

" Sam, Ham ve Yasef... Birini bir oğluna verir batıya gider yani gelecek... Diğer heykeli Yasef'e verir... O da doğuya gider yani geçmiş... Marad'lara göre onlardaki heykel geleceğe giden bir heykel"

25 ( BAŞLANGIÇ )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin