25 ( BAŞLANGIÇ )

BAŞLANGIÇ BÖLÜM 25

25. BÖLÜM

15 ağustos 1957

Saat 12.50

İSTANBUL / FERİKÖY

Hayım sinagoga girdiğinde etrafına bakındı. Sinagog da birkaç kişi sıralara oturmuş dua ediyorlardı. Yanlarda ki sıraların ortalarından bir tanesine oturup dua etmeye başladı. Yanına gelip oturan adama baktı, Yagop idi.

" vaktinde geldin"

" başka şansım var mıydı... Dışarı çıkalım fazla görünmek istemiyorum"

" dışarıda bir kahvehane var."

Yagop ile Hayim sinagogdan çıkıp kahvehaneye girip köşe bir yere oturdular.

" beni biliyorlar mı Yagop"

" teknik olarak evet. Ama adresini bulmaları zor."

" sen nasıl anladın"

" oğlunun adı. Ve aile geleneği olması. Seni araştırınca, senin doğum tarihin, oğlunun doğum tarihi. Hesaplamalara uyuyor. Aslında seni bulamazdım. Kemal olmasaydı."

" yani seni karşıma kader çıkardı Yagop."

" belkide."

" kötü kader. Peşimizi bir bıraksa bu lanet olasıca"

" ben olmasam diğerleri muhakkak bulacaklardı seni. Hayım belkide bu senin için şans"

Hayım için bu sözler umut olmuştu.

" nasıl yani"

" istediklerini biliyorsun. Onları fazla oyalayamam. İzini bulduğumu söyledim. Böylece sana zaman kazandırabilirim. Ya bana üç gün içinde getir ya da kaç. Ama sonuçta ben olmasam da buraya gelip bulacaklar"

" neden bana böyle bir iyilik yapıyorsun"

" sana yapmıyorum. Sen Kemal'in dostusun. Geçmiş zamanda bana çok iyiliği oldu. Onun yüzüne bakamam, o bilmese de, ben bileceğim."

" ne öneriyorsun bana"

" sana ancak şunu yapabilirim. Sana üç gün veriyorum. Pılını pırtını topla terk et buraları. Ya da çocuğu sen kendin getir. En azından sana seçme şansı veriyorum. Vicdanım bu şekilde rahat edecek. Ama bil ki eninde sonunda senden alacaklar. Belki benim kadar çabuk ve şansa olmayacak. En azından ben sebep olmayacağım. Şanslısın ki Türkiye'de bir tek konuyla ilgilenen ben varım. Sır olarak saklıyorlar "

Hayım bu sözlere sevinse de ne yapacağını bilmiyordu. Tam bir çıkmazdaydı.

" oğlum daha çok küçük. Nereye gideriz. Nasıl saklanırız"

" bilmiyorum Hayim"

" insan geçmişinden kaçamıyor değil mi"

" istedikleri sadece Marad."

Hayım Yagop'un yüzüne baktı. Yagop'a belli etmeden dikkatlice sormaya çalıştı.

" istedikleri sadece Marad mı"?

" evet, neden böyle sordun ki"

" hayır, yani beni neden istemiyorlar manasında"

" Hayim bana anlatılanları zaten sen biliyorsun. Bu sorun çok saçma. "

" sana ne anlattılar bana bir söylesene"