Bugün bir rüya gördüm. Sanırım iyi hissettiğim ilk andı çünkü yanımda istediğim kişi vardı.
Umutsuzca ona yazdığım biri ama artık o da yok. Neden böyle aptalca hissettiğimi bilmiyorum. Tanrım, eğer cesaretim olsaydı uyku haplarımı vodkayla içerdim.
Evet, bunu yapardım. Derin bir uykuya dalarak, terk ederdim o zaman burayı. Kimsenin umurunda değilim sonuçta, ne diye varım ki burada?
Ve eğer, yanımda istediğim kişi olsaydı Tanrım, o zaman yaşamak isterdim.
Şimdi müzik dinliyorum. Karanlığın içerisinde olmak bana cazip geliyor, ruhumun ta en derinliklerindeki mazoşist kahkaha atıyor. O mazoşist benim ve oradan gitmeyeceğimi biliyorum.
Müzik bile eskisi kadar iyi hissetmiyor. Adele, sevdiğim bir şarkıcı. Eğer ölecek olursam, bunu Adele dinleyerek yapabilirim.
Evet, yemin ederim ki bunu yaparım. Ama korkakça kaçan iç benliğim buna izin vermiyor. Siktiğimin hayatında, siktiğim tek bir şey isterken bile korkum buna engel.
"Hepiniz siktirip gidin." diye bağırıyorum, aynı zamanda saçlarımı yolarken. Beynimdeki şizofrenin sesleri kesilmiyor, müzik bile bastırmıyor.
Odanın kapısını açmaya çalışıyorlar, elimde jilet var. Beynimdeki sesleri bastırmamın tek yolu ise kendime zarar vermek.
İşte, yapıyorum. Sıcaklık bütün kolumda hakimiyetini sürerken, rahat bir nefes alıyorum.
Üzgün değilim, deli gibi kahkaha atıyorum. İnternette tanıştığım arkadaşlarıma da aynısını yaptım birkaç kere. Bana sarhoş olup olmadığımı sordular, ben de evet dedim. Sarhoş değildim oysaki, kafayı sıyırdığımın bir kanıtını onlara sunuyordum ama kimse anlamıyordu.
Bu sefer makası alıyorum elime. Saçlarımdan kurtulmak istiyorum, belki de yeni bir stil yaratmak. Kan hala damlıyor, umurumda değil. Siktiğimin her şeyinden ancak o zaman kurtuluyorum çünkü. Mazoşist ruhum başlıyor kahkaha atmaya, ona katılıyorum. Saçlarımı ne kadar kestiğimi fark etmiyorum ama en son omuzlarıma gelmeye başlayınca kesmeyi bırakıyorum.
Kolumdaki kan akmayı kestiğinde, tekrar kesiyorum. Büyük bir nefesi bırakıyorum ağzımdan dışarı, rahatlama hissiyle gözlerimi kapatıp kahkaha atmaya devam ediyorum.
Kapının ardından sesler geliyor ama umursamıyorum hala. Kafamdaki o sesleri duyuyorum yine. Sağımda duran içki şişesini koluma döküyorum, yakıyor ve bu daha çok zevk almamı sağlıyor. Kesintisiz acıyı hissederken ağlamaya başlıyorum.
Herkesi kaybettiğim geliyor aklıma.
Ash, o sevdiğim kıvırcığımsı saçlarıyla gözümün önüne geliyor, defteri büyük bir ihtimalle okudu ama ne yaptığını bilmemek beni mahvediyor. Telefonumu elime aldığımda, arkadaşımın -eskiden arkadaşım olan şahsın- son görülme tarihine bakıyorum.
O kadar acizim ki şu an. Mesaj atmak istiyorum ama gururum buna engel. Ne diye atıyorum ki zaten? Aptalın tekiyim ve insanları sefil halimle zehirlemek istemiyorum. Daha fazla insanlara zarar vermek istemiyorum.
Ölüm iyi bir seçenek, nasıl olsa arkamdan kimse ağlamayacak. Ama korkuyorum, korkunun kokusu burnuma geliyor, biraz da kan kokusuyla karışmış alkol.
Kulaklığımı takıyorum, neşeli şarkılardan haz etmediğim için hiç yok zaten telefonumda, sağlam elimle dokunuyorum telefonun ekranına. Belki mesaj atmıştır, diye internetim süreli açık ama acizim ya işte, mesaj atsa da yine ona saçma sapan şeyler söyleyip saçma emojiler göndersem diye dua ediyorum. Çok sık dua etmem ama bu sefer ediyorum. Yine gülüyorum, ağzıma tuzlu sıvının tadı geliyor. Kolum artık acımıyor, bildiğim en metal şarkı kulaklarımda çınlarken kapının arkasındaki telaşanın sesini tün bedenimde hissediyorum. Koluma dokunuyorum, acıyor, elimle kolumu bastırmaya başlıyorum.
Karanlıktayım ama daha çok karanlığa doğru çekildiğimi hissedince bayılıyor olduğumu anlıyorum. Büyük ihtimalle kan kaybından.
Güzel, demek dünyadan bir pislik daha gidecek, bunun bilinciyle dudaklarım kıvrılıyor.
Şimdi ise tamamen karanlıktayım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
October // Irwin
FanfictionTekrar bir araya gelmek için fazla kırığım varsa, Ya da o kırıklar aslında kaybolmuşsa? Onları bulabilir misin? Yeniden nefes almamı sağlayabilir misin? *** 29.12.2015