İğrenç hastane kokusu burnuma doluyor. Her şey ağır çekime alınmış gibi hissediyorum, göz kapaklarım, yapıştırıcıyla gözüme yapışmış hissi veriyor. Kolumdaki acı, bunun rüya olmadığını hatırlatıyor bana. Acıyı daha çok hissediyorum ve bu beni nedensizce rahatlatıyor.
Fısıldaşmalar kulağıma geliyor, odadaki kasvetli havayı hissediyorum, tenim karıncalanıyor. Gözlerimi açmaya çalışıyorum, açılıyorlar. Önce bulanık bir şekilde görüyorum beyaz tavanı, sonra görüntüler netleşiyor. Kendimi daha çok aciz hissediyorum çünkü sol tarafıma baktığımda, kolumun bandajlanmış olduğunu görüyorum. İçimden bir küfür savuruyor, sağ kolumdaki serum iğnesini çıkarmaya çalışıyorum.
Büyük bir kargaşa çıkıyor. Hemşireler beni engellemeye çalışırken, ayağa kalkmaya çalışıyorum. Herkes -ailem dahil- bana deli gözüyle bakıyor. Bu, insanlardan daha çok nefret etmeme yol açmaktan başka bir şey yapmıyor.
"Bırakın beni!" diye bağırıyorum. "Ben deli değilim!" hemşireler beni sabit tutmaya çalışıyor, sağ kolumda bir acı hissediyorum, gözlerim kapanıyor.
Karanlıktan kurtulamıyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
October // Irwin
FanfictionTekrar bir araya gelmek için fazla kırığım varsa, Ya da o kırıklar aslında kaybolmuşsa? Onları bulabilir misin? Yeniden nefes almamı sağlayabilir misin? *** 29.12.2015