Fourty Eight

41 14 2
                                    

İnsanları anlamıyorum. Ne yapsam olmuyor ve bu boktan bir durum.

Yalnız olmaktan nefret ediyorum. Hangi insan yalnızlığı tercih eder ki? Hem de bir nedeni olmadan. Fakat benim var, öyle olduğu için mutlu ve mutsuzum.
Ashton ve onun benden sakladığı şey. Ne olduğunu bilmiyorum ve bu bana daha iyi davranmasına neden oluyor. Keşke nedenini öğrenebilsem.
Geçen gün annem geldi. Artık okula gitmeyeceğimi söyledi. Ona karşı geldim başlarda, sonra ise kabullendim. İlaçlarım da arttı. Bana ne oluyor bilmiyorum. Annem bu konuda ağzını açmadı ve o artık Ashton ve benim paylaştığım evde, yani burada kalıyor. Babam hangi delikte bilmiyorum.
Birden bire sinirlenmemin nedeni ne? Her neyse başım yine çatlayacakmış gibi ağrıyor. Kollarımda ise nedensizce çürük izleri var. Bunun neden olduğuna dair bir fikrim yok.
Geçenlerde kendime zarar verdiğimde kanın öncekine oranla daha çok akması ve onu durdurmalta güçlük çekmem endişemi arttırdı. Bende ne var bilmiyorum. Hepsi belirsiz ve ben bu belirsizliklerin arasında kalmış aptal biriyim.
Lanet olası şu hayatta hiçbir şey düz gitmiyor. Siktiğimin yolları hep engebeli ve bu beni mahvediyor. Ondan artık mektup beklemiyorum. Bütün umutlarım kullanılmış mendil gibi çöpe atıldı.
Ashton, parmaklarının arasında tuttuğu ilaç tepsisini önüme koyduğunda gözlerimi kapatıp, bu anın geçmesini dilemeye başlıyorum.
İlaçların tadı berbat. Haftalık olan doktor kontrollerim bana hala saçma geliyor.
Umutsuzca bu odayla hastane arasında dolaştırılıyorum.

October // IrwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin