Kalbim neden acıyor bilmiyorum açıkçası. Kelimelerle aram iyiyken, şu sıralar kelimeler benim için bir şey ifade etmez hale geldi, stres yüzünden içim boğuluyormuş gibi hissediyorum.
Aileme hala söylediğim tonla yalan var, Ash bir bilinmezlikte. Evden ayrılmayı düşünüyorum, Ash'den ayrılabilir miyim, bilmiyorum.
Her şey, korkularımla bir bütün. Korkuyorum, kaybetmekten. Birine bağlandığım an kaybedeceğimi biliyorum.
Bu, midemi bulandırıyor. Başım dönüyor ve acizliğime lanetler okuyorum. Kelimeler artık karışık, her biri başka şeyleri çağrıştırıyor. İnsanların umurunda değilim ama Ash'in umrunda olmamak daha acı sadece.
Bugün valizime koydum her şeyi, defteri, kıyafetlerimi, Ash'den ödünç aldığım bir kazağı... Belki de her şey bütünüyle yanlıştı, bir bilinmezlikti.
Hiçbir şey bilmiyorum şu an, kalbim çok hızlı atıyor. Ash geldiğinde ona söyleyeceğim, çünkü tükenmişlik vücudumu esir almış bir vaziyette.
Dudaklarım kurumaya başlıyor, mutfaktan su alıyorum ve içiyorum. Kalbim adrenalin pompalıyor ve gelecek olan her şeye kendimi hazırlamaya çalışırken buluyorum kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
October // Irwin
FanfictionTekrar bir araya gelmek için fazla kırığım varsa, Ya da o kırıklar aslında kaybolmuşsa? Onları bulabilir misin? Yeniden nefes almamı sağlayabilir misin? *** 29.12.2015