Kül olana dek yanmaya devam edeceğim. Bunu biliyorum. Ash'ten uzaklaştığım zaman da bunu biliyordum, şimdi de biliyorum. Yanıyorum, yakında kül olmaya başlayacağım. Küllerim, etrafıma yayılacak, beni içerisinde boğacaktı.
Bazı şeylere olan nefretim, sömürüyordu beni. İmkansız olan bir inançla kavruluyorum, kapana kısılıyorum. Mutsuzluğum bütün hücrelerime yayıldığından beri, yaşadığım onca iğrenç duyguya karşın, bir şekilde yaşayabiliyorum.
Ama şu an, yaşamıyor gibi hissediyor oluşumun nedeni neydi? İçimdeki yanan şey kalbim miydi?
Kalbim o kadar ağrıyor ki. O kadar çaresizim ki. Çaresizliğime lanet ediyorum, her zaman diğer insanların benden daha iyi oluşundan nefret ediyorum. Her şeyden, herkesten nefret ediyorum. Bana bunu yapan her şeyden iğreniyorum.
Şimdi ise yazacak ne bir defterim, ne bir kağıdım var. Beynimde dolaşıyor her şey. Umarım okumuştur diye kendimi yıpratmaktan başka bir şey yapamıyorum.
Soğuk parmaklarım şu an önemsiz. Ash'ten o kadar uzağım ki. Ona o kadar muhtacım ki.
O konuşmasa bile, ona bakmayı özlüyorum. Birkaç yıl belki de burada kalacağım. Peki bu hisle nasıl başa çıkacağım?
Bunları düşünmemek adına kaçıyorum. Sığınıyorum uyku haplarına, gözlerim kapanıyor ve arabanın arka koltuğunda top olup uykuya dalıyorum.
Çünkü yarın yeni bir hayatım olacak.
Asla istemediğim, iğrendiğim bir hayat.
Bundan sonra ne olacağını umursamadığım hayat.
***
Yorum yapar mısınız? Lütfen. Bu bölüm için eleştiri yapabilirseniz güzel olur.
İyi akşamlar, iyi yıllar dilerim,
ŞİMDİ OKUDUĞUN
October // Irwin
FanfictionTekrar bir araya gelmek için fazla kırığım varsa, Ya da o kırıklar aslında kaybolmuşsa? Onları bulabilir misin? Yeniden nefes almamı sağlayabilir misin? *** 29.12.2015