İnsanlara onların bizden istediğimiz şeyleri vermenin yanlış olduğunu düşünüyorum. Çoğu kişi bu beklentileri yerine getirmek için çabalıyor ve bu insanların benliklerinden kaçmaları için bir yoldan başka bir şey değil.
Şu sıralar mutlu olmam gerekir fakat benim yine içimde bir huzursuzluk var. Hiçbir zaman kendime yetemediğimi bildiğim için kendine yetebilen insanları gördükçe onları kıskanıyorum. İnsanların içlerini bilmiyorum ama birilerinin benden iyi durumda olduğu kesin. İyi olmayanlar da var fakat onlar için bir şey yapamıyorum.
Ashton ve ben, aramızdaki tuhaf bağ. Uzun zamandır onunla ilgili doğru düzgün bir şey yazmadığımın farkındayım fakat yazdıklarımdan utanmaya başladım. Sanki kağıda yazdıklarım bana bakıp gülüyorlar gibi. Buna bir şey yapamıyorum ve etrafıma baktıkça kendi çaresizliğimi anımsıyorum.
Bu gerçekten zor. Parmaklarımın arasında bir şey var ve onun ne olduğunu çözemedim henüz. Kalp atışlarımın düzensizliği, boğazıma yerleşen düğüm, gerisi yok.
Ashton şu an huzurlu bir şekilde yanımda uyuyor. Hayatımda yaptığım en değişik şey, birkaç saat önceki zihnimde canlandırdığım olaylar...
O da bir gün ne kadar pislik biri olduğumu anlayacak. Gidecek hiçbir yerim kalmayacak ve kusurlarımın arkasındaki kusursuzluğu aramaya başlayacağım.
Düşüncelerimden kurtulmak istiyorum ama bunu başaramıyorum. Düşüncelerim hep orada, duygularım orada, yazılarım orada ve bana bakıp gülüyorlar. Utanıyorum.
Parmaklarıma doladığım saçlarımı çekip, nefesimi kontrol altında tutmaya çalışıyorum. Yazmam gerek, kağıt bulmaya çalışıyorum fakat hepsi odamda kalmış.
Vücudumu örtebildiğim kadarıyla odama giriyorum. Ev fazlasıyla soğuk ve bu, kemiklerime kadar işliyor. Günden güne daha da çöküyorum. Ölmekten korkmuyorum fakat ardımda bırakacağım bir şey olmadığından ölüm bana çok ağır geliyor.
Sonunda bir kağıt ve kalem bulduğumda dudaklarım kıvrılıyor. Çıplak olmama rağmen yatağıma oturup, kötü düz yazımla yazmaya başlıyorum.
''Merhaba, Ash,
Uzun zamandır sana dair bir şey yazmıyordum. Beni affet.
Kalbimde derin yaralar açan şeyler oldu ve bunu sana anlatamam.
Biliyorsun, konuşmada iyi değilim,
Sen de dinlemekte iyi değilsin.
Yazmak daha iyi, daha kolay
Sana hep yazmak istiyorum ancak kalbim nedensizce hep ağır,
Orada neden boşluk hissediyorum bilmiyorum.
Ash, uyurken masum görünmüyorsun.
Bu klişeyi sende kullanmayacağım.
Onun yerine,
Uyurken çok aptal görünüyorsun, kıvırcığım
Ah, bunu demeyi cidden çok özlemişim.
Kıvırcığım.
Böyle demem hoşuna gidiyor mu?..''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
October // Irwin
FanfictionTekrar bir araya gelmek için fazla kırığım varsa, Ya da o kırıklar aslında kaybolmuşsa? Onları bulabilir misin? Yeniden nefes almamı sağlayabilir misin? *** 29.12.2015