Ve çillerin tıpkı, tanrının bir hediyesi gibiydi,
Buselerin konulduğu bir dudak gibiydi,
Arzulu ve baştan çıkarıcı.
Öyle ki, şeytana taş çıkaracak cinsten bir günah,
İşlemiş ruhuna,
Ve bir perde gibi aralamış,
Yok olmuş, yok etmiş.
Tanrının huzurunda af dilemiş.
Ama yine de, kesintisiz acının mahkumu olmuş,
Pes etmemiş yine,
Dudaklarını o arzulu,
Tende dolaştırmak için mücadele etmiş,
Baştan çıkarıcı ve soğuk.
Tıpkı kan emiciler gibi,
Dipsiz bir çukur,
Sonu olmayan bir tünel gibi,
Ve ruhu,
Asla çözülemeyen bir bulmaca gibi.
İhtiraslı iniltileri karışmış sessiz sonbahara,
Yapraklarla düşüşe geçmiş karakteri,
Bir günah,
Bu günah,
İşlenmek için var olmuş gibi,
Hiç gitmemiş gibi.
*
Son okuduğum şiir veya her ne deniyorsa artık, böyleydi. Ezberlediğime şaşırıyorum, doğru ve baştan çıkarıcı bir şiir, tek ezberlediğim şey sanırım. Tuhaf ama hoş, bir şekilde aklımda kaldığım için mutluyum ve bunu günlüğüme yazdığım için de mutluyum, böylece oraya vardığımda Ash'e gösterebileceğim bir şey olacak, biraz fazla ucu açık bir şiir olsa da, hayat da böyle değil midir zaten?
Ve uçaktan iniyorum, heyecanlı sayılmam, bir duygu yok şu an üzerimde. Yapılacak olan şeyleri hallettikten sonra taksi bulma umuduyla etrafı inceliyorum.
Biraz sonra gözüme, gülümseyen çarpık dişler takılıyor, işte şimdi kalbimin çarpıntısı kulak delici türden.
Derin nefes al, diyorum içimden. Sakinleşmen lazım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
October // Irwin
FanfictionTekrar bir araya gelmek için fazla kırığım varsa, Ya da o kırıklar aslında kaybolmuşsa? Onları bulabilir misin? Yeniden nefes almamı sağlayabilir misin? *** 29.12.2015