krasimiraa for you.
***
Canım acıyor mu? Evet, fazlasıyla. Ne yaşadığımı bir tek ben bilirim. Özlesen bile, nasıl çaresiz kaldığını ve gecelerimin mesajlarımız yüzünden heba edildiği günleri unutmadım ben. Sen gittin, ne yaptıysam engel olamadım. Komiktik aslında, güzel kafiyelerimiz vardı. Neden gittiğini hiçbir zaman öğrenemeyeceğimi biliyorum. Şimdi ise geçmişte kalan tek şeyimi bir başkasına bırakıyorum. Onu da ardımda bırakıyorum böylece ama henüz hazır mıyım bilmiyorum. İçimde hala ona mesaj atma isteği var, çözemiyorum. Bütün duygularım karman çorman. Bu yazıları okuyacak mı, onu da bilmiyorum. Eskileri okuyup, ait olmadığım yerde bulunarak acı çekemiyorum artık. Bırakıyorum tamamen, belki de bu kadar büyüten benim. Büyütmemeliydim, o bana değişmek istiyorum dediğinde onu değiştirmeye çalışmamalıydım. Olduğu gibi de iyiydik, birilerine anlatıyorum derdimi. Onunla aramdakileri, herkes onda bir kabahat buluyor ama ben bir türlü onu suçlayamıyorum. İçimde bir yerlerde onun masum olduğuna inanıyorum. Sadece neden? Ben onunla birlikte once şeyin hayalini kurarken neden? Sadece bilmek isterdim. Kalbimi yüzlerce parçaya bölse bile arkadaşlığımız neden bitti bilmek isterdim. Bilinmemezlik beni öldürüyor. Geçmiş beni eritiyor, artık başka biriyim. Ilham veriyor bana, şu an bunları yazarken bile ondan ilham alıyorum cidden aptalım değil mi? Ne kadar acınası, aptal ergenlik hormonları. Sanki şu an bir şey beni boğuyor. Ne aptalım ama! Onun bana değer verdiğini, arkadaş olarak sevdiğini düşünmüştüm. Küçücük bir ihtimal hala neden merak ettiğini bilmek isterdim. Aptalım ya ben, belki bunları ona söylesem veya yazsam gülecek ve banane deyip geçecek. Ha-ha, elbette öyle yapacak! Ne sandın ki? Kendi halim de acınası. Bütün bunları unutmalı ve hayatımda yeni bir sayfa açmalıyım. Nasıl olsa onu engelledim her yerden, beynimden de engelleyeceğim işte. Hem Ash var, başım ağrıyor. Bu sıralar fazla ağrıyor. Neden bilmiyorum, eskileri de artık hatırlayamıyorum.
Korkuyorum.
Korkmaktan başka yapacağım bir şey yok.
Kalbim acıyor, o hala beni bu denli etkilerken onun başkalarını benimsemesi nedensizce nefesimi kesiyor.
Üzgünüm, aptal olduğum için.
Ama geçer değil mi?
Geçmeli.
Yoksa, ölürüm.
Bana griyim demişti.
Oysa benim rengim bile yok, kaybolmuşum bu hayatta. Biri beni bulsa diye bekliyorum.
Ama en çok da, duyarsız oluşu koyuyor. En çok o acıtıyor.
Aptalım ya ben, bunları yazıyorum onun son görülme tarihine baktıktan birkaç dakika sonra. En son on dakika önce aktifti sanırım, hala aktif mi bilmiyorum. Internete giremiyorum ama bilmek isterdim.
Ve o konuşmalarımız.
Okurken çok utandım, bir o kadar da buruk bir tebessüm vardı dudaklarımda. Diyemedim, seni seviyorum, değer veriyorum diye. Cesaret edemedim. Belki tekrar kalbim kırılır diye, çünkü yeni toparladım bu parçaları. Bir daha dağılırsa,
İşte o zaman öldüğümün resmidir.
Bu bir aşk mektubu değil, bu arkadaşlık mektubu.
Umarım okursun, bu mektubu sana ulaştıracağım.
Bir şekilde.
Evet, az önce bir aptalın, gülünç mektubunu okudunuz.
Bok kazandınız Tebrikler!
Gülmek istiyorum ama en fazla kendi halime üzülebilirim. Hah, komik değil mi? Aptalca saçma bir şey işte. Belki ben bunları yazarken o, yeni arkadaşlarıyla konuşuyor, uyuyor olabilir. Her neyse, çok komik bir gün oldu bugün de. Hele mektup işi, sahi ne malsın October? Cidden? Umarım bu aptallıklardan bir gün kurtulursun.
Ezik.
Tıpkı tükenmez kalemimle sağ dizime yazdığım gibi 'Ezik'.
Evet, bu beni özetleyen bir kelime.
Ezik, ruhsuz, hissiz, aptal, bencil, kaba, kimseyi takmayan.
Neyse artık, uykum var. Uyumam lazım, uyku tutmuyor ama önemli değil. Sürekli söylediğim şarkıyı dinleyebilirim ama bu da acınası olur.
Cidden, o bana ağır -ciddi anlamda ağır- laflar -en azından benim kalbimi kıran- ettikten sonra neden hala onu düşünüyorum. Bu arada saçları uzamış. Bu halini sevdim. Söylemeden geçemeyeceğim.
He neyse,
Bunları hiç okumamış gibi davranın.
Çünkü çok gereksiz ve komik şeyler bunlar.
Bir gereksizin gereksiz kelimeleri.
Evet, son kez olduğunda bile bana katı davranan birine yazılmış aptal bir mektup bu. Halbuki o bunun son olduğunu bilmiyor, bilmeyecek.
Sizce o bunu hakediyor mu? Bu mektubu?
Sadece bazen neden diye sormaman gerekir. Artık sormuyorum.
***
October kafayı mı yedin? Hxjsjjejwifiks neyse, komik bir bölüm oldu. Evet, October'ın daha özel bir şeyini okudunuz az önce. Böyle gizemli şeyler yapmak istedim, umarım olmuştur;)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
October // Irwin
FanfictionTekrar bir araya gelmek için fazla kırığım varsa, Ya da o kırıklar aslında kaybolmuşsa? Onları bulabilir misin? Yeniden nefes almamı sağlayabilir misin? *** 29.12.2015