Multimedia: Bilge
Ateş'ten...
"Ne konuştunuz?" diyen Su'ya gülümsedim.
"Öncelikle Kültigin'e kendimi sevdirmeye başladım yavaş yavaş. Yani eskisi kadar gıcık değil bana. Ama herkes onun suyuna gidiyor, eğer ben ona kendi karakterimle yanaşırsam farklı olduğumu düşünüp üzerime düşecek. Ve bum! Aşık bir Kağan!" dediğimde kızlarla kıkırdadık.
"Ne konuştuğumuza gelirsek..." dediğimde ikiside bana dikkat kesildi.
"Kızın adı İlbilge. 17 yaşında. Şansımıza Hanzade Koleji'nde okuyor. Onu kolejle bir alakamız olmadığı, tamamen soyisim benzerliği olduğuna inandırdım. Emirhan adında 17 yaşında bir sevgilisi var. Fazla saf, işimiz kolay. Ama Kağan'lar kıza karşı fazla korumacılar. Kızı öldürmek zor olacak. Emirhan'ın yalnızca resmini gördüm. Dylan O'brien'e benziyor. Kağan'lar Emirhan'ın İlbilge'nin sevgilisi olduğunu biliyorlar. Çocuğu da seviyorlar." dediğimde Toprak kafa salladı. Saçlarımı karıştırıp ofladım. Su hınzırca sırıttığında ona baktım.
Toprak "Aklından ne geçiyor?" diye Su'ya sorduğunda Su güldü.
"Bence Kağan'ları bir ev ziyaretine gitmeliyiz." diyen Su'ya piç sırıtışımı yaptım.
"O pelerinleri uzun zamandır kullanmıyorduk değil mi Toprakcığım?" dediğimde Toprak da sırıttı.
"Evet Ateşciğim evet. Ama önce bir arayalım ama müsait miler?" diyen Toprak'a kafa sallayıp gülümsedim. O sırada Su depodan sinyal bozucuyu getirdi. Onu telefonuma bağlayıp özel numaradan Kültigin'i aradım. Sinyal bozucuyla aramazsak izimizi sinyallerden bulabilirlerdi değil mi? Uzun bir çalıştan sonra sonunda telefonu açtı. Uyuz herif.
"Kimsin?" diye açtığında gözlerimi devirerek telefonu hoparlöre aldım.
"Aşk olsun Kültigin, ne çabuk unuttun bizi?" dediğimde ofladı.
"Açık ol." dediğinde alay edercesine güldüm.
"Hatırladın mı o çığlıkları?! Ha?! Ne çabuk unuttun onlara zarar vermemen için yalvaran o üç küçük kızı?!" diye bağıran Su'nun sesiyle telefonda hareketlilik oldu.
"Ooo kızlar? Ne oldu sizin intikam işi?" diyen Bumin'in sesi geldiğinde Toprak yumruklarını sıkıp konuştu.
"O kadar rahat konuşma Kağan. Kolla kendini."
"Sen bizi merak etme canım ya." deyip güldüklerinde güldük.
"Um, bu arada Emirhan yakışıklı çocukmuş." dediğimde kızlarla güldük.
"Siz..." diyen Bilge'nin lafını kestim.
"İlbilge'yle de çok yakışıyorlar. Biliyor musun Kağan? O kıza acıyorum. Güzel hayatını sizin gibi üç piçin kardeşi olduğundan mahvedeceği için ona acıyorum! Emin ol o kadar iyi bir kızı öldürürken içim sızlayacak. Bak benden bunu çok zor duyarsın." deyip kızlarla güldüğümüzde Kültigin'in surat ifadesini hayal edip keyiflendim.
"Sakın! Kardeşimden uzak duracaksın! Kardeşime değil zarar vermek onun adını bir daha ağzına alma!" diyen Bumin kahkaha attık.
"Ay canım, kızdın mı sen? Ay ablası çok tatlıymış bu! Üçüz? Bunu eve alalım mı? Söz ben bakacağım." diyen Su'ya gülmekten karnım ağrımıştı. Kağan'ların ettiği küfürler bize ayrı bir zevk bile veriyordu. Hayır yani zevk veriyordu o anlamda vermek değil, zevk vermek, hediye etmek, yani bize... Olayları iyice mahvediyorum galiba.
"Ulan! Dua edin kızsınız!" diye kükreyen Bilge'ye gözlerimi devirdim.
"Hazırlanın, size bir misafirliğe gelelim dedik. Sadece üçümüz geleceğiz. Azıcık adamsanız sadece üçünüz olursunuz." diyen Toprak'la beraber telefonu yüzlerine kapattım.
"Şu Kağan'ların bir kahvesini içeriz değil mi kızlar?"
*****
Pelerinimi düzeltip arabadan indim. Pelerin uzun kollu, önü Osmanlı usulü düğmeli, şapkalıydı. Şapkasını kapattığımda burnumun altına kadar iniyordu. Ve en güzel kısmı biz dışarıyı görsek de onlar yüzümüzü göremiyorlardı. Biliyorum süper. Özellikle Hanzade dövmesini kapatması için uzun kollu tercih etmiştik. Siyah ve düzdü. Kızlar da arkamdan geldiklerinde korumaların olmaması direkt göze çarpıyordu. Zaferle sırıtıp villanın bahçesine girdim. Arkamdan da kızlar. Arkama baktığımda Toprak Su'ya, Su Toprak'a öpücük attılar. Onlara gülüp önüme döndüm. Kapıyı tıklattığımda kapıyı Ayşe abla açmıştı. Kapıyı açar açmaz yana çekildi, biz de içeri girdik. Salona girdiğimizde Kağan'lar da bizim gibi simsiyah giyinmiş bizi bekliyorlardı. Salona girdiğimizde Kültigin sırıttı.
"Ooo hanımlar bu ne süpriz." dediğinde gülümsedim.
"Teşekkürler efendim." deyip arkama döndüm.
"Kızlar romanların yanına birkaç müzik aleti koydunuz değil mi?" diye sorduğumda Su sırıtıp kafa salladı.
"Ne alaka?" diyen Bilge'ye sırıttım.
"Çünkü romanlar böyledirler..." diye şarkı söylemeye başladığımda kızlar da devamını getirdiler.
"Çalgısız yaşayamaz ölürler." dediklerinde güldük.
"Şimdi siz gerçekten kardeşimi öldürebileceğinize inanmamı mı bekliyorsunuz?" diyen Kültigin'e soğuk bir gülüş attım.
"İtiraf et Bumin bu kadar yükseleceğimizi hiç düşünmemiştiniz." diyen Su'ya yandan bir bakış atıp gülümsedim.
"Aynen." dedi Bumin de gülerek.
"Bir zamanlar ailesini öldürdüğünüz kızlar şimdi mafya. Korkmalısınız. Ha bu arada, kardeşin bizim kolejimizde okuyor bil istedim." diyen Toprak'la beraber güldük.
"Kızdan mafya olmaz Hanzade, ölüm meleği olur." diyen Bumin'e sırıtan bir Su'ya sırıttım.
Kültigin'e iyice yanaşıp elimi omzuna koydum ve kulağına fısıldadım.
"Yakındakilere dikkat et Kağan, onlara bile güvenme."
Geri çekildiğimde yüzüme anlamaz şekilde baktı.
"Kime güvenmeyeyim?" diye sorduğunda güldüm.
"Orası da sende Kağan." deyip arkamı döndüm.
"Hadi gidelim kardeşim." diyen Toprak'ı onayladım ve çıktık. Yanyana yürümeye başladığımızda sırıttım.
"İyi işti." dediğimde Su güldü.
"Çünkü işin içinde ben vardım." diyen Su'nun kafasına Toprak'la aynı anda vurduk. Arabaya bindiğimizde pelerinin şapkasını açtım. Gülüp arabayı çalıştırdım. Kültigin'in o surat ifadesi bile keyfimi yerine getirmeye yeterdi!
Nasıldı bölüm? Bana bakın birisini gizli numaradan aramak istiyorsanız numaranın balına #31# ekleyin. Biliyorum çok fesat.
Size kitabın gelişim süreci hakkında bilgi vereyim mi?
20. bölüme doğru hisler ortaya çıkacak.
45. bölüme doğru sevgili meseleleri ortaya çıkacak ama intikam için mi gerçek mi bilemem.
63. bölüme doğru .............. .................. (en önemli kısım burasıydı ama söylemeyeceğim nihahaha)
78. bölüme doğru Kağan'lar Hanzade'lerin kim olduklarını öğrenecekler.
90. bölüm final.
Biliyorum biçim dksksk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon Çiçeği'm
HumorEn yüksek kademe: Mizah içinde #51 Onlar, kimsenin yüzünü görmediği katiller. Onlar, herkesin korktuğu psikopatlar. Onlar, düşmanlarının sekreterleri olacaklar. Ölüm kaçınılmaz. Daha önce sekreterlik kadar masum bir mesleği bu kadar karanlık gör...