En yüksek kademe: Mizah içinde #51
Onlar, kimsenin yüzünü görmediği katiller.
Onlar, herkesin korktuğu psikopatlar.
Onlar, düşmanlarının sekreterleri olacaklar.
Ölüm kaçınılmaz.
Daha önce sekreterlik kadar masum bir mesleği bu kadar karanlık gör...
Önümdeki meyve tabağını kucağıma çekerken Kültigin elindeki elmaya dudak büzdü. Elmayı soymadan yiyemiyordu. Midesini ağrıtıyormuş. Ama elmayı da soyamıyordu. Ben, soymamı rica edecek sanarken o elmayı direkt ağzına götürdü. Elmayı hızla elinden çektiğimde üç-dört saniye salak salak baktı. "Ateş?" "Soyacağım Kültigin." dediğimde Ümmiye teyze bize doğru tükürdü. "Hay maşallah! Sevgilisini de düşünürmüş!" Onlara kıkırdayıp elmayı soydum. Soyduğum elmayı dilimleyip çekirdeklerini kestim. Elmayı bıçağa batırdıktan sonra bıçaktaki elmayı Kültigin'e uzattım. O ise sırıtarak elmayı alıp tümünü ağzına attı.
Ağzının içine girsem karadeliğe düşerim lan!
Ben de elma dilimlerinden bir tanesini alıp ısırdım. Kültigin ise telefonuyla ilgileniyordu. Sonra birden gözleri açıldı. "Tüküpçü süyüm ürtmüş. Üçyüzütüzüç küşü." dediğinde kıkırdadım. "Kaç dedin?" diye sordum gıcığına. "Üçyüzüt..." deyip yutkundu. "...uzüç."
Gülüp ısırdığım elmanın tümünü ağzıma tıktım.
"Telefon şifremi de büyük harflerle 'ÜÇYÜZÜTÜZÜÇ' olarak değiştirdim. Oh, mis!" dediğinde kıkırdadım.
"Olmaz! Olmaz kabul etmem anam!" diyen Toprak Bumin'in omuzlarına oturmuştu. Su ise Bilge'nin omuzlarındaydı. Ve en tuhafı, deve güreşi yapıyorlardı. Hem de bahçede. "Toprak, kanki eğer inersen sana çikolata veririm." dedi Bilge. "Toprak, kanka eğer inersen seni sırt üstü camdan aşağı atarım yavrum." dedi Bumin de. "Çocuklar ne yapıyorsunuz? Düşeceksiniz!" dedi Selma abla. "Kötüye bir şey olmaz yenge boşver." deyip güldü Asena da.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Emirhan!"
İçeriden İlbilge'nin bağırışı gelirken Emirhan, çoktan İlbilge'yi diğerleri gibi omuzlarına oturtup bizim yanımıza, bahçeye gelmişti. "Bir eşe daha ihtiyacımız var gibi." dedi Emirhan sırıtarak. "Ya abi hadi!" dedi İlbilge dudaklarını büzerek. Biz bahçedeki koltukta Kültigin ile beraber oturduğumuzdan kanepeye uzanıp başımı Kültigin'in dizine koydum ve meyve tabağını da karnımın üzerine yerleştirdim. "Vallahi hiç kalkamam. Siz altınız anlaşın kendi aranızda." dediğimde İlbilge homurdandı. "Çok kötüsün Ateş abla!" Güldüm.
"Çişim geldi." dedi Kültigin yüzünü buruşturarak. Ben de Kültigin'in dizinden kalkıp meyve tabağını yanıma bıraktım. "Git. Sıç. Gel." dedim omuz silkerek. "Sen de gelsene?" deyip sırıttığında Cumali amca ona terlik attı. "Duyuyorum! Sen de iyice Bilge'ye benziyorsun Kültigin!" "Aşk olsun amca!" dedi Bilge dudak büzerek. "Neyse gidiyorum ben! Altıma yapacağım zaten!"
