En yüksek kademe: Mizah içinde #51
Onlar, kimsenin yüzünü görmediği katiller.
Onlar, herkesin korktuğu psikopatlar.
Onlar, düşmanlarının sekreterleri olacaklar.
Ölüm kaçınılmaz.
Daha önce sekreterlik kadar masum bir mesleği bu kadar karanlık gör...
Yarın çok sevgili okuyucum sukranYksel in doğum günü! Şükran nice yıllara! Ayrıca bu bölümün ithafı da benden sana doğum günü hediyesi!
@Lovevakvak benden 31. Bölüm'ün fesat bölüm olmasını istemişti ehühe. Bi de önceki bölümde Eray vardı ya, aşağıda Eray ve Ateş sevgiliyken 😍
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Su'dan...
İTİRAF TİME.
BEN.
BİLGE'DEN.
HOŞLANIYORUM.
FAK!
Abi çok tuhaf lan. Ailemin katiline aşığım diyorum oğlum! Toprak ya da Ateş duyarsa sıçtığımın resmiyetiydi.
Hele Toprak duysa... Abo fış aney der susarım. Toprak'a o kadar fırça attım şimdi aynı şeyi ben yapsam biterdim. Hem de Bilge'ye!
Derin bir nefes alıp şortumu ve göbeği açık tişörtümü düzeltip aşağı inmeye başladım. O sırada Bilge'nin odasından kırılma sesleri geldiğinde adımlarımı oraya yönlendirdim. Kapıyı tıklattım. "Her kimsen beni yalnız bırak!" diye kükrediğinde yerimden sıçradım. Ödüm bokuma karıştı la. "Bilge? İyi misin? Aç kapıyı hadi konuşalım." dediğimde ilk önce sessizlik oldu.
Açmayacak heralde ya.
Tam arkamı dönerken kapıdan kilit sesi gelmesiyle geri kapıya döndüm. Bilge gayet bitkin ve tişörtsüz şekilde kapıdaydı.
Siktir.
TİŞÖRTSÜZ DİYORUM LAN.
"Geç." deyip yana kaydığında içeri girdim. Kırık ayna parçasıyla Bilge 'nin ayna kırdığını anladım. Çok zekiyim değil mi?
"İyi misin sen?" dediğimde o kapıyı kilitliyordu... "Mükemmelim." dedikten sonra güldü. Ama bu gülüş daha çok hastalıklı bir gülüştü. Yorgun adımlarını yatağa yönlendirip oturduğunda ben de onun yanına oturdum. "Bilgeğ?" dediğimde bana baktı. "Hı?" deyip köşedeki suyu tepesine dikti. "Ben senden hoşlanıyorum." dediğimde içtiği suyu püskürttü. "Ne dedin?! NE DEDİN?!" dediğinde omuz silktim. "Senden hoşlanıyorum."
Ben hiçbir şey saklayamazdım.
Aşıksam söylerim anam!
Yavaş yavaş yüzünü bana döndürdüğünde otuz iki diş şirince sırıtıp el salladım. "Şey... Seni öpebilir miyim? Bir şeyden emin olmam lazım..." dediğinde bu sefer ben ona dik dik bakmıştım. O da bana 32 diş sırıtıp el salladı.
"Neymiş o emin olman gereken sikimsonik zımbırtı." dediğimde gülümsedi. "Yalan söylemeyeceğim. İlk başlarda Toprak'ı çok beğeniyordum. Hoşlanıyordum bayağı yani. Son bir hafta... Son bir haftadır Toprak'a hissettiğim duyguların binlerce katını sende yaşıyorum. Ama bu sadece beğeni mi, yoksa seni seviyor muyum emin olmak istiyorum." dediğinde onaylar anlamda kafa salladım. Sonra da yutkundum.
