En yüksek kademe: Mizah içinde #51
Onlar, kimsenin yüzünü görmediği katiller.
Onlar, herkesin korktuğu psikopatlar.
Onlar, düşmanlarının sekreterleri olacaklar.
Ölüm kaçınılmaz.
Daha önce sekreterlik kadar masum bir mesleği bu kadar karanlık gör...
Multimedia: Ateş ve Toprak aşkınızz Ateş'ten... Uzun uğraşlar sonucu Kültigin lolipopunu yemeyi başarmıştı ve şimdi evde İlbilge'nin testlerini çözüyorduk.
Neden mi?
Şimdi şöyle ki biz İlbilge'nin ders soruları üzerine iddaya girdik ve şimdi kim en fazla test çözerse o kazanacak.
Ergence mi? Kesinlikle.
Elbisemin eteğini yavaşça düzelttiğimde Kültigin bana bakıp tekrar teste baktı sonra tekrar bana baktı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(↑↑↑ Ateş ve elbisesi ↑↑↑)
"Bu ne amına koyayım?!" dedi Kültigin kalemi teste vurarak. Onu sinir etme amacıyla sinirce sırıttım. "Sen beceriksizsen ben ne yapayım?" dediğimde taklidimi yaptı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Sön böceröksizsun bin na yıpoyam?" diye abuk subuk sesler çıkarttığında gözlerimi devirdim. "Ben böyle konuşmuyorum." dediğimde sırıttı. "Sen konuşmayı bilmiyorsun." dediğinde dil çıkartıp sorulara geri gömüldüm. Birden suratıma atılan test ve yanağımın yanmasıyla çığlık attım. Kültigin'in sırıtan suratı birden endişeye bürünürken sesli bir küfür savurup yanıma geldi. "Çok üzgünüm, özür dilerim. Testin içinde makas olduğunu bilmiyordum yemin ederim..." diye gevelemeye başladığında içimden cadı kahkahası attım. Bu Kültigin'e yanaşmak için süper bir şans olabilirdi. Elimi yavaşça Kültigin'in suratına koydum. "İyiyim bir şeyim yok." dediğimde gülümsedi. "Hadi sana pansuman yapalım." dediğinde uslu bir çocuk olup kafa salladım. Kültigin elimden tutup ayağa kalkmama yardımcı oldu ve beni belimden tutarak banyoya yönlendirdi. "Klozetin üzerine otur." dediğinde gözlerimi devirdim. "Ne kadar da kibarsınız." dediğinde gözlerini devirdi. "Böyle madama böyle adam." dediğinde önce güldüm, sonra yanağım acıdığından somurttum. "Otursana hadi." dediğinde klozetin kapağını kapatıp üzerine oturdum. Kültigin de bir pamuğun üzerine tentürdyot döküp yanıma geldi. Eğilip pamuğu yanağımın üzerine gezdirmeye başladı. İşini bitirip pamuğu çöpe atacağı sırada yüzümü ona çevirmemle burun buruna gelmiştik.
Hassiktir. Hocam Kültigin'in gözleri koyulaşıyor caiz midir?
"Ne oluyor lan burada?"
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aniden banyoya dalan Emirhan ile refleks olarak ikimizin de kafası banyo kapısına yani Emirhan'a çevrilmişti.
Sıçtım mı ne?
***** Toprak elinde Bilge'ye hazırladığı kahvesiyle yürüdü. Mavi gömleğini düzeltip en sıcak gülümsemesini takındı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kapıyı tıklatıp içeri girdi. Bilge ise sabahtan beri dosyalarla uğraşıyordu. Bu dosyalar onu çok zorlamış ve yormuştu. Ayrıca Toprak'a ihtiyacı vardı. Çok hem de. Sanki istediği olmuş gibi Toprak girmişti içeri elinde kahvesiyle. Yavaşça kahveyi masaya bırakmış, sonrasında ise ayağı takılmıştı. Birden Bilge'nin kucağında oturmaya başlayan Toprak ve ne olduğunu bile anlamayan Bilge'nin arasında ise 1 santimetre bile yoktu. İkisi de gerilmişti üzerine üstlük. Toprak yavaşça ayağa kalktı ve başını önüne eğdi. 'Çok utangaçsın be mavi gözlüm' diye düşündü Bilge. Zaten Bilge'yi Toprak'a bağlayan Toprak'ın güzel gözleri değil miydi?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Toprak'ın gözler for sjfşshxl)
"Gözlerin çok güzel." dedi Bilge ayağa kalkarken. Toprak ise gözlerini kaçırmıştı. Toprak bu aralar fazla utangaç taklidi yapıyordu ve bunun Bilge'nin hoşuna gittiğini biliyordu.
Ama Toprak bilmiyordu ki Bilge onun her hareketine aşık oluyordu. Ateş'ten... Bugünkü o Emirhan'a basılma olayından sonra Kültigin'le neredeyse hiç konuşmamıştık. Ve şimdi ise Kağan'lar yayılmışlardı biz de onlara limonata götürüyorduk. Elimde limonatayla ilerlerken bana mal mal sırıtan Emirhan'a dil çıkartıp limonatayı Kültigin'le göz teması kurmadan Kültigin'e uzattım. Geri dönerken Emirhan'ın yanına uğrayıp kafasına bir tane geçirdim. "Ah! Ateş abla ne yaptın ya?" dediğinde ona 'gözüm üzerinde' işareti yaptım. "Bu konuyu bir daha açmayacaksın tamam mı ablasının yakışıklısı." deyip sırıttığımda hızlı hızlı kafa salladı. "Güzel." deyip arkama doğru birkaç adım attığımda sert bir şeye çarpıp onun üstüne düştüm.
Kültigin mi?
Evet, şuan tam olarak Kültigin'in üzerine düşmüş bulunmaktaydım.
"Yine mi amına koyayım?" Aynı anda konuştuğumuzda dudaklarımız birbirine değmişti. Gözlerimi kocaman açıp ona baktım. Felç geçirmiş gibi olabilirdim bile.
