Multimedia'da Ateş, Kültigin ve Polat var *gözünden kalp ağlayan emoji* ricam üzerine Jesiann Gravel'e birazcık shop yaparak Gigi Hadid'e çevirdiler eheheh. Neyse hadi okuyun ayol gdhsjak
Bi de bu bölümün işaret koyduğum yerden sonuna kadar MFÖ-Güllerin İçinden'i dinleyin.
Yemek masasında yemeğimizi yemiş sohbet ediyorduk.
"Ateşciğim bir şey soracağım." diyerek bana bakan Hasan abiye gülümsedim.
"Sor tabi Hasan abi." dediğimde dikleşti.
"Madem sevgilisiniz o zaman birbiriniz hakkında her şeyi biliyorsunuzdur değil mi?" dediğinde boğazımı temizleyerek kafa salladım.
"Kültigin'in en sevdiği renk?" diye sorduğunda gülümsemiştim. Yanımda oturan Kültigin'e baktığımda hatırlamış olacak ki kahkaha attı. İlbilge'ye baktığımda gülmemek için ağzını kapatıyordu. Kıkırdayıp cevap verdim.
"Pembe..." deyip kahkaha attığımda Kültigin kahkaha attı. Diğerlerine baktığımda biz hariç kimse gülmüyordu.
"N'oldu len neye gülüyonuz? Pörçüğünüz ağraycak sonra ben garışmayacam ha." diyerek bize bakan Ümmiye teyzeye o meşhur güldüğümüz olayı anlatmaya başladı Toprak.
"Bir kere biz otururken Bilge 'Su aygırlarının sütü pembe oluyormuş.' demişti. Ateş de 'Pembe en sevdiğim renktir.' deyip gülmüştü. Kültigin de..."
Kısa bir gülme molası verip devam ettiğinde kıkırdadık.
"... Kültigin'de sırf Ateş'i tavlamak için 'Benim de.' demişti." dediğinde masadaki herkesi güldürmüştük.
"İlahi Kültigin." diyen Şirin teyzeye öpücük atan Kültigin'e baktım. Maldı filan ama iyiydi yani. Eheheh... Ay bak yine öyle güldüm.
"Bu arada pörçük ne Ümmiye teyze?" deyip kocaman gözlerle Ümmiye teyzeye bakan Toprak'a güldüm. Ama cidden pörçük ne lan?
"Kuyruk sokumuna pörçük derler burada." dediğinde Toprak andığını belirten şekilde kafa salladı.
"Ne oturuyonuz len masa başında gelin oturun işte koltukta eheheh." diye gülen Hafizeciğimle beraber koltuklara oturmaya başladık. Ben ve Kültigin ikili koltuğa otururken Polat yampiri yampiri koşarak Kültigin'in kucağına oturdu. Ağzındaysa yutmaya çalıştığı peynir vardı. Ona gülerek Kültigin ile Polat'la oynamaya başladık.
(İn multimedia gays)
Bir flaş sesi duyduğumda kafamı o yöne çevirdim. Bumin resmimizi çekmişti. Ona dil çıkartıp Polat'ı öptüm.
"Annem sen bir rahat versene ablayla abiye? Gel bakalım gel altını değiştirelim." diyerek Polat'ı söylene söylene içeri götüren İlknur ablaya kıkırdadım. Kültigin ise kolunu bana atmıştı. Emirhan ve İlbilge sarmaş dolaş oturuyorlardı. Emirhan bana sırıtıp öpücük attığında sırıttım.
"Emirhan siz seneye İlbilge'yle evlenecek miydiniz neydi öyle bir şey söylemiştin?" deyip topu attığımda Emirhan'ın göt üç buçuk atmaya başladı.
"Nöööy?" diye böğürerek Emirhan'a bakan İlterişciğim'le beraber Emirhan'a sırıttım.
"Yok Ateş abla seneye şey dedim... Es veririz!"
"Emirhan!" diye cırlayan İlbilge gözlerini kocaman açmış Emirhan'a saldırmak üzereydi.
"Es veririz derken. Şeye veririz. Yok yok yani es vermek anlamında şeye ya... Okula!"
"Emirhan!" diye bağıran Hafizeciğim Dabbe bakışı attığında ben bile tırsmıştım. Emirhan elleriyle yüzüne sert şekilde vurarak yüzünü kapattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon Çiçeği'm
HumorEn yüksek kademe: Mizah içinde #51 Onlar, kimsenin yüzünü görmediği katiller. Onlar, herkesin korktuğu psikopatlar. Onlar, düşmanlarının sekreterleri olacaklar. Ölüm kaçınılmaz. Daha önce sekreterlik kadar masum bir mesleği bu kadar karanlık gör...