Multimedia: Uraz ve İlbilgeğ
Havva'dan...
Uyuyan Emirhan'ın üzerini gülümseyerek örttüm. Yakında hiç üzlümeyecekti. Çünkü İlbilge'yle barıştıracaktım onu. İlbilgesiz zarar görüyordu.Derin bir nefes alıp yavaşça telefonumu aldım ve odama geçtim. Kapıyı kapattım ve biraz önce kaydettiğim İlbilge'nin numarasını aradım.
"Kimsiniz?"
"Ah, merhaba. Havva ben."
"Ne bokuma arıyorsun sen beni? Emirhan'la mı kıskandıracaksın beni yoksa?" dediğinde sinirle gözlerimi kapattım. Kötü bir şey demedim ki ben!
"Hayır. Saçmalamayı kes. Emirhan'la aramızda senin sandığın gibi bir şey yok bu arada. Kendi kafandan senaryo uydurmayı bırak." deyip ekledim."Ben seni Emirhan'la barıştırmak istediğim için aradım."
"Niye yapacakmışsın bunu?"
"İlbilge Emirhan sensiz zarar görüyor!"
"Aramızı bozan sensin!" dediğinde ofladım.
"Uraz'la benden önce de bir ilişkin olduğunu biliyorum İlbilge! Uraz bana ben ortaya çıkmadan önce de bu şeyi yaptığınızı söyledi!" dediğimde yutkunuşu geldi."Biz artık birlikte olamayız."
"Lütfen İlbilge! Bak istersen İstanbul'u terk ederim ama lütfen Emirhan'ı bırakma. Çok berbat durumda. Sensiz yapamıyor!" dediğimde oflayışı geldi.
"Sence Emirhan beni böyle de kabul eder mi?" dediğinde tebessüm ettim.
"O seni her halinle kabul eder."
"O zaman... Benim ilkimi Uraz'a verdiğimi öğrense bile affeder mi beni?"O sırada telefonun hızla elimden çekilmesi ve Emirhan'ın bağırışı bir oldu.
"SEN URAZ'LA YATTIN MI?!" dediğinde telefonu hoparlörden aldım ve Emirhan'a bağırmaya başladım."SEN İLBİLGE'Yİ SEVİYORSUN GERİZEKÂLI! ONU HER HALİYLE KABUL EDERSİN! SEVİYORSUN ÇÜNKÜ! BEN GİDİYORUM EMİRHAN! RUSYA'YA DÖNÜYORUM! EĞER... EĞER İLBİLGE'YLE BARIŞMAZSAN SENİ ASLA AFFETMEM!"
Emirhan'ın tüm damarları belli olmaya başlarken hızla telefonumu eline alması ve kapıyı suratıma kapatması bir oldu. Ardından da kilit sesleri.
BU MAL BENİ ODAYA MI KİLİTLEDİ ŞİMDİ?!
"Siz Havva Paksoy, hiçbir yere gidemezsiniz! Ve sen İlbilge, Uraz'la mutluluklar!"
Sıkıntıyla ofladım. İlbilge onun için değerliydi işte! Niye böyle yapıyordu ki?
Ama ben de Havva'ysam, o ikisini bir araya getiririm.
HAVVA! GAZAN MÜBAREK OLSUN KIZIM!
Bir gün sonra...
İlbilge'den...
Elimdeki hamilelik testine şaşkınlıkla baktım.Çift çizgi...
Sağlam bir çığlık attığımda Uraz kapıyı yumruklamaya başladı.
"İlbilge? İyi misin?" dediğinde şaşkınlıkla yutkunup tuvalet kapısını açtım. Uraz cevap beklercesine yüzüme bakarken mutlulukla çığlık attım."HAMİLEYİM!"
Uraz ''Allah!'' diye bağırıp hızla beni kucağına alıp döndürmeye başladığında kahkaha attım.
"Baba oluyorum! Baba oluyorum! LAN BEN BABA OLUYORUM!" dediğinde gülerek yüzünü ellerimin arasına aldım.
"Anne oluyorum!" dediğimde kahkaha atıp tekrar bana sarıldı. Beni yavaşça yere bıraktığında gülmeye başladı.Bu kadar tatlı olmak zorunda değildi bu çocuk! O kadar tatlıydı ki yanaklarını ısırabilirdim!
"Evlenmemiz lazım!" dediğinde gülümsedim.
"Bir ay sonra reşit oluyorum!"
Gülerek sarıldı bana.
"Abinlere söyleyecek misin?" dediğinde suratım düştü. Kültigin abim bana kıyamazdı, Bilge abim de kıyamazdı ama annemlere söylerdi... Ama Bumin abim! Öldürürdü beni.
"Mecburen... Annemler duymadan halledebilsek iyi ama duyarlar büyük ihimalle. Abimler söylerler." dediğimde ellerimi tuttu."Ben her zaman yanındayım biliyorsun değil mi?"
Gülümseyerek sımsıkı sarıldım ona. Uraz benim her şeyim olmuştu.İlk olmasa da son sevgilim, ilk ve son aşkım, kocam, bebeğimin babası...
En değerlim.
"Biliyorum." diye mırıldandım ondan ayrılarak.
"Bir şey filan aşeriyor musun? Alayım mı? He?" diye heyecanla sorduğunde kıkırdayarak saçlarını karıştırdım.
"Daha bebek bir aylık bile değil!""Olsun! Olsun dur ben bir şeyler alıp geleyim. Çikolata filan seversin sen onlardan şeyedeyim muz çilek filan alayım ben dur." diyerek hızla montunu üzerine geçirdi ve kapıdan çıktı.
"Seni seviyorum!"
"Ben de seni!" diye bağırdım arkasından gülerek.Uraz'la üç kez beraber olmuştuk. Amacımız tabiki bebek değildi ama olsa mahvoluruz diye düşünmemiştik. Neden düşünelim ki? O benim sevdiğim adam, ben onun sevdiği kadınım. Bir de Havva dün arayıp 'Emirhan sensiz zarar görüyor.' demişti.
Banane Emirhan'dan!
Tamam, Emirhan'ı aldatmış olabilirim, Havva'yı ezmiş olabilir ve belki illegal şekilde çocuk sahibi olmuş olabilirim ama Havva hiç mi hata yapmadı?
Yapmıştır elbette!
Emirhan'ı önemsemiyordum artık. Umrumda değildi o. Biz Emirhan'la çıkarken Uraz ile onun arasında kalmıştım, evet. Ama şuan benim için tek değerli kişi Uraz'dı.
"Ben geldim!" diyerek içeri girdi Uraz. Elindeki anahtarı poşetlerinden dolayı zorlukla bir köşeye koyup poşetleri mutfak tezgahına koydu.
"Çikolata, Nutella, muz, çilek, şeftali... Ne seviyorsan aldım!" deyince onun bu şirin ve heyecanlı haline güldüm. Dudaklarımı dudaklarına kısa bir süre bastırıp poşetlere bakmaya başladım."Sen dünyanın en iyi kocasısın!" dedim yumruğumu 'Süpermen' edasıyla yukarı kaldırarak. O da alnımı öptü.
"Böyle bir bayana böyle koca Sevgili İlbilge Kayan."
***
"Niye ayrıldınız Emirhan'la?" diye sordu Bilge abim. Omuz silktim.
"Boşver."
"Söyleyecek misin Emirhan'ı arayayım mı?" dediğinde ofladım.
"ALDATTIM EMİRHAN'I ABİ! OLDU MU?!" dediğimde bana şaşkınlıkla baktılar. Bir süre bir sessizlik oldu."Bize söylemek istediğin başka bir şey var mı peki?" dedi Kültigin abim dolu gözlerini bana çevirerek. Kafa salladım.
"Reşit olur olmaz Uraz'la evleneceğim abi." dediğimde Bilge abim kahkaha attı.
"Bana hamile olduğunu filan söyleme!" deyip kahkahasına devam etti Bilge abim. Gözlerimi kaçırdım.Kesinlikle sıçtım ben.
"Hamile misin?" diye sordu Bumin abim sinirle. Kafa salladım.
"BU KADARI DA FAZLA İLBİLGE! BİZ SENİ BU ŞEKİLDE Mİ YETİŞTİRDİK?! TAM BİR SÜRTÜK GİBİ DAVRANIYORSUN! SANA ÇOK DEĞER VEREN BİR ÇOCUĞU ALDATTIN VE EVLENMEDEN İLİŞKİYE GİRDİN ÖYLE Mİ?" dedi Bumin abim sinirle saçlarını çekerken. Kafa salladım.
"Öyle." dedim usulca."Sana... Yazıklar olsun İlbilge. Başka hiçbir şey demiyorum. Sana binlerce kez yazıklar olsun." dedi Kültigin abim dolan gözlerini ovuştururken. Bilge abim yaşlı gözlerini sildi.
"Yarın söyleriz annemlere, bir ay sonra Haziran'ın ikisi doğum günün zaten. Haziran'ın dördü-beşi gibi düğün yaparız olur biter. KARDEŞİM."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon Çiçeği'm
HumorEn yüksek kademe: Mizah içinde #51 Onlar, kimsenin yüzünü görmediği katiller. Onlar, herkesin korktuğu psikopatlar. Onlar, düşmanlarının sekreterleri olacaklar. Ölüm kaçınılmaz. Daha önce sekreterlik kadar masum bir mesleği bu kadar karanlık gör...