En yüksek kademe: Mizah içinde #51
Onlar, kimsenin yüzünü görmediği katiller.
Onlar, herkesin korktuğu psikopatlar.
Onlar, düşmanlarının sekreterleri olacaklar.
Ölüm kaçınılmaz.
Daha önce sekreterlik kadar masum bir mesleği bu kadar karanlık gör...
Gizem'den... Alt dudağımı sarkıtarak filmin sesini biraz daha yükselttim. O sırada telefonumdan bildirim sesi yükseldi. Mesajın Bumin'den geldiğini görünce ister istemez sırıttım. Sonra sırıtmamı sildim.
Ne o liseli ergen kızlar gibi be?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Allah belanı vermesin Bumin! Puşt Bumin! Pis Bumin! Öyle şeyler aniden söylenir mi şerefsiz?"
Kendi kendime söylenmeyi kesip kendimi televizyondaki filme odakladım. Ta ki bir dürzü mesaj sesiyle keyfimin içine sıçana kadar!
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Salak. Adamı böyle göt ederler işte. Gülüp telefonumu yanıma koydum. Yine tam odaklandığım sırada yankılanan mesaj sesiyle küfrettim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gülerek telefonu yanıma atıp odama ilerledim. Siyah dar paça kot pantolonumla beyaz uzun gömleğimi giydim. Gömleğimin sağ, ön tarafını pantolonumun içine sokup saçımı her zamanki gibi ortadan ayırarak şekil vermek için çok az maşa yaptım. Siyah spor ayakkabılarımı ayağıma geçirdim. Telefonumu, cüzdanımı ve anahtarı küçük, siyah el çantama atıp dışarı çıktım.
Yine keyfimin içine etmişti pis Bumin.
Kapıyı kilitleyip asansörü çağırdım.
*** "Tamam kanka uyandı yani Giray?" dediğimde Ateş onayladı. "Aynen kanka. Açlıktan ölen ilk salak olacaktı az kalsın." deyip güldüğünde kıkırdadım. "BENİ SENDEN MAHRUM BIRAKMA GİZEĞM!" diye bağıran Toprak ve Su'nun sesi arkadan geldiğinde güldüm. "Tamam kapatıyorum ben." dediğimde onayladı. "Seni seviyorum Gizem abla!" diyen İlbilge'nin sesi geldiğinde güldüm. "Ben de seni İlbilge. Hadi bay bay." "Bay."
"Uyanmış mı bizim gerizekâlı?" dediğinde kafa salladım. "Asena'ya küsmüş de Asena onunla barışmaya çalışıyormuş. İlk başta şaka yapıyor sanmışlar da gerçekten kırılmış." dediğimde kafa salladı. "Giray öyle cilve yapan tiplerden değil. İnanırım o yüzden." dediğinde alt dudağımı sarkıttım. "Gerçekten korkmuş ama ya..." dediğimde kafa salladı.
"Korkulmaz mı Gizem? Gerçekten öleceğim sanmış çocuk. Biz onu tiye alıyoruz ama cidden korkmuş. Bir de Asena 'Geberse mezarına gelmem!' filan deyince ne kadar üzülmüştür kim bilir?" Oflayarak Bumin'in yatağına oturdum ve bağdaş kurdum. "Dün hiç uyuyamadım." dedi gözlerini kaşıyarak. "Niye?"
"Dün bir rüya gördüm. Teröristlerin ağzına kolonya döküp konuşturuyordum. Sonra bir sürü terörist gelip beni yere yatırarak gözlerimi oymaya başladılar. İrkilerek uyandım. Bizim de tüm mahallede elektrik gitmiş ama uyku sersemi rüyam gerçekleşmiş, kör oldum sandım. Korktum ben de tabi. Emekleye emekleye Bilge'nin odasına gittim. 'Kör oldum lan göremiyorum!' diye bağırdım ama nasıl bir göt korkusu yok böyle bir şey! Sonra Bilge de benim telaşımla korkup 'Ben de göremiyorum!' diye bağırdı. Biz bağıra bağıra Kültigin'i çağırdık. Sonra o da fenerle geldi. Biz birden fener ışığını görünce şaşırdık tabi. 'Elektrik gitti dalağını siktiğimin salakları!' diye bağırdı Kültigin. Bu sefer de sabaha kadar Bilge'yle birbirimize gülmekten uyuyamadık."
Birkaç saniye mal mal Bumin'in suratına baktım. Konuyu kavradığımda kahkaha atmaya başladım. "Salaklar!" dedikten sonra tekrar gülmeye başladım. "Sen böyle güleceksen hep salak olurum ben Elma Suyu'm" dediğinde yanaklarım alev almaya başlamıştı. Bu sefer de o benim halime güldü. "Senden Giray'a menemen yapacağım." dediğinde omzuna vurdum.
"Puşt." dediğimde tek kaşını kaldırıp bana baktı. "Dürzü!" dedim bu sefer de. Sonra da saydırmaya başladım. "Dangoz, piç, pezevenk, erkek kaşarı, beyinsiz, dalyarak, göt!" "Ne güzel küfrediyorsun sen öyle?" deyip bana öpücük attığında kafasına vurdum. "Salak!" Kollarını açıp birden bana sarıldığında çığlık attım. Beni bırakmayarak yatağa uzandığında doğal olarak göğsünde yatıyordum.
"Cezan olsun Elma Suyu'm" dediğinde 'Ya!' diye tiz bir çığlık attım. "Görürsün sen, sikeceğim belanı!" dediğimde güldü.
"Ben varken belam da kimmiş?"
Ateş'ten... "Bence şuan çocuk yapmalıyız." dedi Kültigin parmağıyla sadece ikimizin olduğu dinlenme odasının her köşesini işaret ederek. "Sağ elin varken ben ne 'mağnaağ' ?" dediğimde yüzünü buruşturdu. "Allah seni nasıl biliyorsa öyle yapsın Ateş." "A-a! Günahkar olan sensin be pezevenk!" dediğimde gülüp öpücük attı.
Yavşak!
"Ay yok olmuyor. Affetmiyor beni." dedi Asena ağlamaklı ağlamaklı odaya girerken. "Tabi affetmez kızım. Ağzına sıçtın çocuğun." dedi Emirhan İlbilge'ye attığı kolunuyla İlbilge'yi biraz daha kendine çekerek. "Sen de arkadaşını tutma be!" dedi Asena oflayarak. "Vallahi ne diyeyim kanka. Giray haklı." dedi İlbilge de kaşını kaldırarak.
"Ay. Yahaha!" diye abuk subuk nidalar çıkartarak oturdu Asena. O sırada içeri sarışın, renkli gözlü ve büyük popolu... Çok büyük popolu bir kız girdi. "Geçmiş olsun. Nasıl bizimki Asena?" diye sorduğunda Asena'nın yüzü asılmıştı.
"Nur bu mu?" diye fısıldadı Kültigin. "Herhalde. Bilmiyorum." diye karşılık verdim ben de.
"Giray gayet iyi Nurcuğum. Dinleniyor." dedi Asena yapmacık bir gülümsemeyle. "Tamam. Peki. Görüşürüz o zaman!" dedi el sallayarak odadan çıkarken.
"Kız çok tatlı bir şeymiş bu Nur!" dedi Toprak ellerini yanaklarının iki yanına koyup bastırarak. "Aynen. Bence senin kıskançlığın." dedi Su kaşlarını kaldırarak. "GİRAY'IN ESKİ SEVGİLİSİ O BE!" diye cırlayan Asena'ya hak verdim. "Arkadaş ayağı göt ayağı. Kız haklı len susun." dedim kaşlarımı çatarak.
Asena'nın çalan telefonuyla Asena'nın yüzü parladı. "Ay aşkım! Efendim Giray?" dedi kocaman bir sırıtmayla. O sırada Giray her ne söylemişse çığlık attı ve sevinçle kahkaha attı. "Geliyorum. Gelmezsem Allah belamı versin, geliyorum!" diyerek çantasını bırakarak odadan Usain Bolt hızıyla fırladı.
