Multimedia: Ateş
-Gece'nin kitabı bıraktığı bölüme hoşgeldiniz
Uraz öğrenmişti. Her şeyi öğrenmişti. İlbilge'nin Havva'yı öldürmeye çalıştığını, İlbilge'nin yalan söylediğini, her şeyi. Uraz sinirle İlbilge'ye baktı.
"Yalan söyledin. Bana."
İlbilge ağlamayı kesti.
"Bak ben-"
"UMRUMDA DEĞİL! SEN O HERİF İÇİN KATİL OLMAYI GÖZE ALDIN! O PİÇ EMİRHAN İÇİN!"
İlbilge hıçkırdı.
"Hayır...""İlbilge... Ben..."
Uraz sıkıntıyla ovuşturdu gözlerini.
"Ben... Olmaz yapamam. Ben bir katille birlikte olamam. Üzgünüm İlbilge."
İlbilge bağıra bağıra ağlamaya başladı. O da gitmişti. Yanında kalan tek insan da gitmişti. Aşık olduğu adam gitmişti. Ağladı öyle. Belki iki, belki üç saat.
İlbilge, yaşlı gözlerini usulca sildi. Şişmiş gözleri sıkıntı yaratsa da görebiliyordu önünü.
Nasıl olsa artık gözlerine ihtiyaç duymayacaktı.
Balkona geldiğinde aşağı baktı. Uraz'ın evi beşinci kattaydı. Soğukkanlılıkla korkulukları aştı İlbilge. İki yana açtı kollarını.
Ve özgür bir kuş gibi uçmak istedi.
Vazgeçti. Yapamazdı! Bebeği için yapamazdı.
Ama Ateş yapardı.
Su, uzun süreli dil dökme seansından sonra kardeşlerini ikna edememişti. Onlar hâlâ intikam peşindelerdi. Ateş, zehir koyduğu çorbayı İlbilge'ye götürürken biraz daha karıştırdı çorbayı. Uraz'ın odasına girip tabağı yatağa koydu ve İlbilge'ye seslendi.
"Yavrum sana çorba getirdim iki hüptürüver!"
Ateş, sinsi sırıtmasıyla odadan çıkarken mutluydu. Kardeşlerinin intikamını almıştı. Başarmışlardı.
İlbilge, banyodan çıkıp yavaşça çorbayı içmeye başladı.
Ruhu, hızla uzaklaşırken Havva'nın kucağında masumlukla uyuyan Emirhan'ın yanağına öpücük kondurup yanmaya gitti, bir yandan da Emirhan'ın kalbini yakarken.
7 ay sonra...
Emirhan, ritüelini bozmadan hergün yaptığı gibi yine İlbilge'nin mor çiçeklerle kaplı mezarına geldi. Havva'yla ayrılmışlardı. İlbilge, öldüğünden beri Emirhan tuhaftı. Havva'yla olan ilişkisini sonlandırmıştı, hiçbir şey yiyip içmiyordu, uyumuyordu, konuşmuyordu, İlbilge sanki hâlâ yaşıyormuş gibi davranıyordu.
Delirmiş gibiydi.
"Ben geldim güzelim." dedi ilk defa ağzını açarken. Sesi ona bile yabancı gelmişti.
"Özlüyorum seni. Sarılmıyorsun artık bana. Öpmüyorsun artık beni. Havva da konuşmuyor benimle. Gerçi o da haklı. Onu evden kovdum. Gitmenin nedeni oydu değil mi? Onun yüzünden... Değildi. Hayır değildi."Kafasını delirmişçesine iki yana salladı Emirhan.
"Sen... Uraz yüzünden gittin değil mi? Sevmiyordun beni değil mi? Sevgilim, kızma bana. Üzgünüm... Sen..."
Emirhan'ın beyni hızla uyuşurken bağırdı. Tüm vücudu hissizleşmişti. Titremeye başladı. Görüşü bulanıklaştı. Havva'nın çığlık atan sesi ve yüzü Emirhan'ın bilinçini esir alırken Emirhan mırıldandı.
"O beni sevmiyor değil mi?"
***
Emirhan, iki haftadır psikolojik destek alıyordu. Havva onun için endişeliydi. Sevdiği adamın sağlığı onu korkutuyordu.
Ama daha korkutucu bir şey vardı ki, Ateş artık bir katildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon Çiçeği'm
HumorEn yüksek kademe: Mizah içinde #51 Onlar, kimsenin yüzünü görmediği katiller. Onlar, herkesin korktuğu psikopatlar. Onlar, düşmanlarının sekreterleri olacaklar. Ölüm kaçınılmaz. Daha önce sekreterlik kadar masum bir mesleği bu kadar karanlık gör...