Multimedia: Su
Su'dan...
Kot gömleğimin yakasını düzeltip kapıyı tıklattım.
"Gelebilirsin!"Ne kadar da kibar!
Gözlerimi devirip içeri girdiğimde Bumin kafasını bilgisayardan kaldırdı ve gülümsedi.
Ben de ona dişlerimi göstererek gülümsedim.
(In the multi)"Bir şeye ihtiyacınız var mı Bumin Bey?" dediğimde olumsuz anlamda kafa salladı.
"Hayır. Yok."Ona gülümseyerek kafa salladım ve arkamı döndüm. Kapının kulpunu tuttuğumda duyduğum şeye 'KANDIRDIM PİÇOZ HERİFİ' gülümsemesi yapmıştım.
"Gitmesen?"
Arkamı dönüp ona gülümsedim.
"Gitmesem?"Bumin gülüp eliyle sandalyeye oturmamı işaret etti. Ben de sağ elimle sol kolumu tutup oturdum. O sırada bir bağrışma sesi geldi. Bumin'e baktığımda gözlerini kocaman açıp bana baktı. Dudağımı ısırıp ona 'eyvah' mimiği yaptım.
Gözleri dudaklarıma kaysa da çabucacık topralanıp ayağa kalktı. Piç piç sırıttım. Bumin'le beraber odadan çıkıp bağrışmaların geldiği yöne doğru gitmeye başladık.
"Bumin?" deyip korkmuş numarası yaparak ona baktım.
"Hı?" dedi gözkerini karşıdan ayırmayarak. Gözlerimi devirdim. Ne kadar da hayvan bir bey!
"Korkuyorum." deyip masum masum ona baktığımda yürümeyi kesti. Şimdi ağlamam gerekirdi. Of, tamam. Düşün Su, ailenin katledilişini düşün. Gözünün önünde olanları düşün Su. Babanın haykırışları...
"Ağlama Su, ben varım." deyip bana sarılan Bumin'le ağladığımı anlamış olduğumu anladım. Yüzümü buluşturdum. Ben Su Hanzade ilk defa birisinin önünde ağlamıştım. Ya o değilde iyi koydu bana lan. Bağrışmaların geldiği yöne gittiğimizde seslerin Kültigin'in ofisinden geldiğini anlamışık.
"Kağan?" deyip ona baktığımda yutkundu.
"Hanzade?" dediğinde yutkundum.Umarım Ateş sinirlenip tüm oyunu yerle bir etmemiştir!
Bumin kapıyı açıp içeri daldığında Ateş ve Kültigin karşılıklı oturmuş lolipop yiyorlardı. Fakat Kültigin'in lolipopu ısırarak yemeye çalışması... Anlayamazsınız.
Kıkırdadığımda Bumin güldü. Ya bu çocuğun dişleri neden bu kadar beyaz? Acaba Domestos'la mı yıkıyor? Aman saçmalama Su sanane?! Hem kaplamadır o, gerçek olsa duramazsın.
"Ya Kültigin ısırarak yemeyeceksin yalayacaksın."
Kültigin Ateş'in dediğiyle lolipopu dik tutup dondurma gibi yalamaya başladı.
"Ya öyle değil ağzının içinden!" diyen Ateş'e Kültigin gözlerini devirdi.
"Ya ben hiç şeler yemedim ki! Hem ağzımın içinden nasıl yalayayım? Gerçi kızlar onu bilir de..." deyip pişkince sırıtan Kültigin'e gözlerimi devirdim. Neyi kastettiğini anlamıştım ama yatak odası maceralarını kendine saklasa daha iyi olur!
"Kardeşin tam bir terbiyesiz." diye fısıldamamla Bumin gözlerini devirdi.
"Senin kardeşin de çok bilmiş." dediğinde sırıttım.
"Benim kardeşim 'bilge' değil." dediğimde Bumin gözlerini kocaman açıp bana baktı.
"Ölüyorum." dediğinde güldüm.
"Geber." diye mırıldandım kendi kendime."Terbiyesiz!"
Ateş bunu söyleyip hemen sonrasında Kültigin'e topuklu ayakkabısının tekini fırlatmıştı ve ayakkabı Kültigin'in kafasına gelmişti. Kültigin ayakkabıyı yerden alıp kokladı ve yüzünü buruşturdu.
İğrençsin Kültigin. Ulan ayakkabı koklanır mı be?
"Kokuyor lan bu!" deyip Ateş'e ayakkabısını geri atan Kültigin'e gözlerimi devirdim. Ateş ayakkabısını giyip lolipopunu yemeye devam etti. O sırada kapı açıldı ve içeri İlbilHan çifti girdi. Sonuç olarak sonunda fark edildik.
"O sesler sizden mi geliyordu lan?" dedi Emirhan inanmaz bir ifadeyle.
"Aynen sesiniz holdingte yankılanıyor." dedi İlbilge de mahalle karıları gibi 'cık'layarak. Neden bilmiyorum ama şu İlbilge'ye iyi ısınmıştım. Ama onlar bize acımadılar, biz de onlara acımayacağız! Ulan
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Limon Çiçeği'm
HumorEn yüksek kademe: Mizah içinde #51 Onlar, kimsenin yüzünü görmediği katiller. Onlar, herkesin korktuğu psikopatlar. Onlar, düşmanlarının sekreterleri olacaklar. Ölüm kaçınılmaz. Daha önce sekreterlik kadar masum bir mesleği bu kadar karanlık gör...