12

957 45 13
                                    

4 KASIM 2015

Telefonuma bakınırken şarkı söylemeye devam ettim. Ta ki Dean beni bölene kadar. "Dostum," dedi. "Demi Lovato mu? Ciddi misin?"

Uzandığım koltuktan kalktım. "Dostum, Demi Lovato." dedim. "Ciddiyim."

"Hiç benlik değil." dedi. Elindeki diş fırçasına diğer elindeki diş macununu sıktı, "Benlik şeylere alışsan iyi olur." dedikten sonra gülüp diş fırçasını ağzına soktu ve motel odasının banyosuna yürüdü.

"Herkesin müziği kendine!" diye arkasından bağırdım. "Ben böyle seviyorum!"

Sam bilgisayarı kapatıp masadan kalktı ve çantaya koydu. "Herkes Dean'in istediği gibi olmalı." dedi ve güldü.

"Gördün mü Dean, kardeşin bile seni satıyor!" diye tekrar bağırdım.

Sam kafama hafifçe vurdu. "Hey, sen de beni satıyorsun!" dedi.

"Babana bile güvenme, derler, Sam." dedim ve ayağa kalktım. "Ama sen onu boş ver, babalar o kadar da kötü değil."

"Peki." dedi ve güldü.

Dean banyodan çıkınca sordum. "Ee, sırada ne var?"

Sam sorumu soruyla cevapladı. "Nasıl ne var?"

"Yani nereye gidiyoruz?" dedim. "Motelde miyiz?"

"Bilmem," dedi Sam. "İş olursa neden gitmeyelim?"

"Bir haftadır burada yatıyoruz, uykuya bile doydum." dedim ve güldüm. "Ama siz bu şekilde yaşamıyorsunuz."

Sam gülerken, "Yapacak bir şey yoktu." dedi.

"Aslında hiç istemiyorum." dedim. "Ama benim yüzümden bunlardan uzaklaştığınızı düşünüyorum ve kötü hissettiriyor da. Yani sorun değil. Siz gidince burada kalabilirim."

Dean konuştu. "Hayır, senin yüzünden değil." dedi. "Yani sahiden bir şey yoktu. Ayrıca seni burada yalnız bırakmaktansa bizimle olman daha güvenli, Rachel, biliyorsun."

Sam bir kahkaha attı ve "Ya da onu Kevin'a bırakırız ve öpüşürler." dedi.

"Ne?" dedim. "Siz hiç öpüşmüyor musunuz?"

Dean bir anlığına duraksadı, gözlerini havaya dikti. "Sadece öpüşmedik, ben..."

"Hey!" dedim. "Yatak hikayelerini duymak istemiyorum."

"Dalga geçiyordum." dedi Dean.

Ve sonra Sam atıldı. "Bir şey bulunca gideriz, sorun değil. Kendini kötü hissetme. Mutlu görünüyordun, öyle ol."

"Öyle olsun o zaman." dedim. "Telefon faturamı ödemem gerekiyor, beni ödeyebileceğim bir yere götürür müsünüz?"

Dean, "Ben öderim." dedi. "Dışarı çıkacağım, hallederim."

"Teşekkür ederim." dedim. Parayı karşılamayı teklif etmek istiyordum ama param yoktu ve bu kötü hissettiriyordu. "Ve özür dilerim. Biraz size yük oluyorum, ama söz..."

DoğaüstüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin