32

382 24 7
                                    

Şaşkın bir şekilde yatağımda oturmaya devam ederken ellerini omuzlarımda hissettim. "İyisin, değil mi?" diye sordu.

"Şaşkınım." dedim.

"Biliyorum," dedi. "Böyle olsun istememiştim."

Neyse ki, beni yatağa yatırıp üzerime çıktıktan sonra kendini durdurabilmişti.

"Ben sadece şaşkınım." dedim. "Buraya gelmeni bile beklemiyorken bunları yaşamamız..."

Ayağa kalkıp ellerimi saçlarımdan geçirdim. "Çok saçma."

"Yapmadık," dedi. "Yanlış bir şey yapmadık ki."

"Neredeyse sevişecektik." dedim hala şaşkın bir ses tonuyla.

Arkamdan dolanıp karşıma geldi. Diz çöküp kendini benimle aynı hizaya getirdi ve kucağımda duran ellerimi tuttu. "Sevişseydik de bunun için kendini kötü hissetmen gerekmezdi." dedi sessizce. "Bu senin ve benim verebileceğim bir karar, ve bunu istiyorsan suçlu hissetmemelisin."

Önüme eğik duran başımı kaldırdım ve sordum. "O halde neden durdun?"

"Durmamalı mıydım?" diye sordu.

"Bilmiyorum," diye cevapladım.

"Şu an düşündüklerini benimle seviştikten sonra da düşünecek ve hissedecektin, ve ben pişman olmanı istemedim." dedi. Dean'in bunu söylediğine inanamıyordum, o kadınları tek gecelik görürdü ve onlarla bir kez seviştikten sonra bir daha oralı olmazdı.

"Sen iyi misin?" dedim sağ elimi yüzüne koyup.
Gülüp başını salladığında tebessüm ettim.

"Acıktım." dedim.

Ayağa kalktı ve bana elini uzattı. "Hadi gidip bir şeyler yiyelim."

Beni tutup yukarı çekmesine izin verdim, elimi tutup kapıya ilerlerken konuştum. "Dışarıda yiyelim mi?"

"Tabii." dedi mırıltıyla. Anahtarı çevirip kapıyı açtı, dışarı çıktıktan sonra elimi bıraktı. Ben önden ilerlerken kapıyı kapattı ve arkamdan yürümeye başladı. Sam'in odasının önünden geçerken onu içeride görmemle kapıya iki kez tıklatıp dikkatini kendime topladım. Doğruldu, "Hey." dedi.

"Yemek yemeye gideceğiz," dedim. "gel hadi."

"Aslında, ben gelemem." dedi.

Dean kendini gösterdi ve, "Neden?" diye sordu.

"Dışarı çıkıp hava alacağım," diye yanıtladı Sam. "Yalnız başıma."

"Sen bilirsin." dedim tebessüm edip.

"Hayır, Sam, sen bilmezsin." diye çıkıştı Dean. Kaşlarını çattı ve "Sana neler oluyor? Bizden neden uzaklaşıyorsun?" diye de ekledi.

Karışmak istemiyordum, bu yüzden sessizce önüme eğildim.

"Sizden uzaklaşmıyorum." dedi Sam. "Herkes yalnız kalmaya ihtiyaç duyar."

"Evet ama sen..."

"Dean," dedim. "Neden ona biraz zaman vermiyoruz?"

Sam minnettar bakışlar yollarken Dean orayı terk etti. "Bunu düzelteceğine eminim." dedim sessizce. "Umarım iyisindir."

Ardından bir şey söylemesini beklemeden Dean'in peşinden yürüdüm.

Masanın üzerindeki telefonunu ve cüzdanını cebine koyuyordu, benim telefonumu da bana uzattı. Ona yaklaşıp elinden aldım ve merdivenlere doğru onu takip ettim. Üzerindeki keten, bordo gömleği neden hala giydiğine anlam vermeye çalıştım; havalar sıcaklamıştı ve o hala böyle geziniyordu.

DoğaüstüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin