12.2

734 45 6
                                    

"Pekala, pekala, bugünkü konuğumuz sizlerin de bildiği gibi Selena Gomez!"

Herkes Ellen'ı alkışlarken kameramla kayıt yapmaya devam ettim. Gözleri cidden parlıyordu.

Selena gelince dikkatle onun görüntüsünü de izledim. Bir şey yoktu. Selena Gomez işte, insan.

Sam, Dean ve Kevin yanımdaki koltuklara dizilmiş onları seyrediyordu. Kevin kesinlikle programa takılmıştı, Dean de aval aval bakıyordu. Sam de izliyor gibi görünse de onun dikkat ettiğinden emindim. Sam kendini koyvermiyordu.

Dean'e yaklaşıp fısıldadım. "Şimdi kafasını kesmek için program bitene kadar beklememiz gerek. Amma sıkıcı, değil mi?"

Güldü ve cevapladı. "Değil."

"Hey," dedim. "Şaka değil bu."

"Belki de göğsüne bir bıçak saplar öyle öldürürüz." dedi. "Gümüş bir şey."

"Gümüş bir pala güzel olurdu," dedim. "Kafasını da kesebilirdik, kalbine de saplayabilirdik."

"Düşünce tarzını sevdim." dedi. Gülüşü kulağıma dolunca ona döndüm, ve bize garip bakan Sam'le göz göze geldim.

"Ne diyorsunuz?" dedi.

Dean ona eğildi ve cevap verdi. "Ellen DeGeneres'ı öldürme planı yapıyoruz." dedi.

Sam gözlerini devirip önüne döndü. "Ne diye sana soruyorsam."

"Sessiz olun." dedim. "Program bitene kadar da sessiz kalın."

***

Programın bitişinde, Ellen'ın yanına nasıl gideceğimiz veya onu nasıl öldüreceğimiz hakkında hiçbirimizin hiçbir fikri olmayışı beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Dean show'dan çok etkilenmiş hala savunmasızdı: olmamız gerekenin aksine. Ben her zaman pusuda olmamız gerektiğini düşünüyordum. 

"Hey." dedim, Dean bana döndü. "Şimdi ne yapmayı düşünüyoruz?"

Sam konuştu. "Bunu düşünen bir tek sen ve bendik herhalde." 

Gözlerimi devirip güldüm. "Kevin ve Dean neyi düşünüyor acaba?" dedim.

Kevin bana döndü ve ardından yanıma geldi. "Program güzeldi." dedi.

"Biliyorum, ama yaratık avlamaya geldik. Normal seyirci olarak değil." 

Dean atıldı. "Evet, biliyoruz. Saftirik Rachel bize avlanma dersi veriyor."

Güldüm. "Saftirik Dean Ellen'a tutuldu." dedim. "Her neyse, kadına ulaşmalıyız." 

Kevin'ın "Nasıl yapacağız?" diye sormasıyla, sahne arkasından bir çığlık koptu. 

Peşimden gelip gelmemelerine bakmadan o tarafa koştum, gördüğüm iğrenç şey beni geri dönmeye zorlasa da orada kalmam gerektiği için geri dönmedim.

Yerde bir şey vardı, kokuşmuş görünüyordu ve iğrençti, yapışkandı. 

Sahne arkasında bir kız yere yatmış, o iğrenç şeyin karşısında duruyordu. Yüzünde birkaç çizik vardı ve kanıyordu, kulaklığı ve mikrofonu yerdeydi. Eğilip onu yukarı çektim. "Tanrım, iyi misin?" dedim.

"Bir şey vardı." dedi. "Yırtılıyor gibiydi, soyuluyordu!"

"Neydi?" dedim. "Kimdi?"

"Derisi, tanrım!" diye bağırdı. "İğrençti, lanet olası iğrençti!"

"Kimdi o?" diye sordum. "Sakin ol, şimdi iyisin ya?"

"Ellen bana saldırdı!" dediğinde tüylerimin ürperdiğini hissettim. "Ellen'dı, burada bir şey oldu ve bu..."

DoğaüstüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin