(RACHEL PARKER)
Sahip olduğum her şeye birer birer güle güle demeye devam ediyordum, hayat da devam ediyordu. Ailem, evim, Sam ve Dean'le yakında yok olacak güzel bağlarımız, ve geride bıraktığım Kevin. Hayat bana sırtını döndükçe, ben sonunda gelecek güzel günü heyecanla beklemeye devam ediyordum. Sabırla ve sabırsızlıkla. Birden kötü olan her şeyin yok olmasını, çöllerde yağmurun yağmasını, ve güzel olan birçok şeyi. Ama olacak gibi bile değildi. Hiçbir şey olacak gibi değildi, her şey fazla boktandı. Hayat mecburiyetlerle doluydu. Kevin'la kalırsam onlardan, onlarla gidersem de Kevin'dan mahrum kalmaya mecburdum. Yüzünde yaralarla bırakmaktan memnun olmasam da, birden beliren ve geçen sürede melek olduğunu öğrendiğim kurtarıcıya onu teslim ederken tereddüt etmemiştim.
-flashback, 2 hafta öncesi-
"İyi olacak mı?" diye sordum. Baygındı, Yaşananları net hatırlayacağından bile şüphe duyuyordum.Onun yanında oturan, adını yeni öğrendiğim Castiel cevap verdi. "Bir dakika bile sürmeyecek." dedi. Sesi öyle hissiz ve soğuk çıkıyordu ki, içine girenin başka bir şey olduğunu bilmesem, insanlığını sorgulardım. Ve aynı tonda devam etti. "Siz gittikten sonra."
"Neden sadece iyi olduğunu görüp gidemiyoruz ki?" diye sitem ederken kafamı Dean'e çevirdim. Onu uyanık halde görürsem veda etmenin zorlaşacağını biliyordum, biliyorlardı. Çünkü o zaman sözlerim karşılık alırdı ve gidemezdim. Haklılardı.
Dean ve Sam dikildiği sırada diz kapaklarımın üstünde, koltuğun önünde durmaya devam ederek Kevin'ın tuttuğum elini dudaklarıma götürdüm. Nazikçe öptükten sonra ona eğildim. Saçlarının düştüğü alnını elimle sıvayarak kanının ellerime bulaşmasına izin verdim. Terlemişti. Yanakları nemliydi ve parlıyordu, aldırmadan onu öptüm. Ellerimin alıştığı tenini veda eder gibi okşarken yavaşlayan kalp atışlarının kulağıma dolmasına izin verdim. Hayat benim için daha fazla merhametli olamıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğaüstü
FantasyAilesi doğaüstü bir şekilde öldürülen Rachel Parker'ın Winchester'larla devam ettiği yolda karşısına neler çıkacak?