49

200 11 10
                                    

Nisan
İçimi iyiden iyiye bir korku kapladı, çünkü artık aylarım kaldı ve bunu bilmek etrafımdaki her şeyin ne kadar ölümlü olduğunu da fark etmemi sağlıyor bir yandan. Bu durumdan ne kadar mutsuz olunabilirse o kadar mutsuzum.

Bu cümlelerim bir gün eline ulaşırsa, Dean, bil ki hiçbir zaman senin için yaptığım bu fedakarlıktan pişman olmadım. Hiçbir zaman olmayacağım çünkü bu benim kararım, benim hayatım ve ne kadar kalmış olursa olsun seninle yaşamak verdiğim en mantıklı karardı bunu sadece hissetmiyorum, biliyorum, eminim.

Zaman zaman öyle bunaltıcı bir hâl alıyor ki, bunu tarif edebilir miyim bilmiyorum. Yemek yerken öleceğim aklıma geliyor ve iştahtan kesiliyorum. Gülerken anımsıyorum ve gözlerim ne olduğunu bile anlayamadan ıslanıyor. Başka şeylerin arasına bu fikir her girdiğinde düşünme yetimi kaybediyor gibi oluyorum, ya da ölümden başka bir şey düşünemez gibi. Bazen geceleri uykumdan uyanıp midemde ne varsa çıkarıyorum, bu yüzden olmalı ki bana zayıfladığımı söyleyip duruyorsunuz. İkiniz de.

Sanırım birçok şeyin siz de farkındasınız ama kimse bundan söz etmeye cesaret edemiyor. Beni üzmek istemediğinizi biliyorum ama sizin de bilmeniz gereken bir şey var ki, bu sessizlik daha can yakıcı olabiliyor.

Sizi şimdiden çok seviyor, ve özlüyorum. Lütfen beni unutmayın, ve Sam, kendine de, Dean'e de iyi bak.

Gözyaşları içinde defteri kapattığımda dünyanın merkezine açılan bir kuyuya düşmüş gibiydim. Derinlerde ve yeryüzünü bir daha göremeyecekmişim gibi bir hisle baş başa kalmıştım işte.

"Hey." dedi Dean gülerek içeri girdiğinde. Gözlerimi kuruladım, yalandan bir gülümsemeyle yanıma gelmesi için oturduğum yatağı işaret ettim.

"Neden ağlıyorsun?" dedi karşıma oturduğunda.

"Ağlamak için bir nedene ihtiyacım yok," dedim gülerek. "ben bir kadınım."

"Bunun için mi ağlıyorsun yani?" diye sordu dalga geçer gibi.

"Dean!" dedim omzuna vurarak.

"Bu defter ne?" diye sordu, ona uzandığında elimi onunkinin üzerine yerleştirdim ve buna mani oldum.

"Bir şeyler karalıyorum sadece," dedim. "iç dökmek için, bilirsin."

"Bana anlattığını zannediyordum."

"Dean, elbette anlatıyorum." dedim. "Ama herkesin kaçmak istediği zamanlar sığındığı bir şey olur."

Başını salladı. "Neden geldin?" diye sordum.

DoğaüstüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin