~~Havin~~ #TAMAMLANDI!

Bölüm 22: Final Part - II / Benimsin, Seninim ~~

Selamlar canlarım! ☺️

Finalin ikinci kısmı da geldi, hem de öyle bir geldi ki! Bu bölüm rekor yoruma ulaşmalı bence! *-*
Bunu söylememin sebebini okuyunca anlayacaksınız.

Keyifli okumalar!

**

Part II ~~

"Hayır," dedi ya genç kız işte o an, kalbi durdu genç adamın. "...hayır, asıl sana benzeyen oğullarımız olsun da ben hanginizle olacağımı, hanginizi kıskanacağımı şaşırayım. Senin gibi anlamlı baksın gözleri, gülüşünde saklasın gamzelerini ki gönlünü çalarken sevdiğinin, en büyük kozu olsun o gülüşler... Ömrümüzün güneşi olsun, Yaradan'ın bize en güzel armağanı..."

Yaşadığı anlık korkunun kollarından sıyrılırken "Havin'im," diye sayıkladıktan hemen sonra buluşturdu dudaklarını, sevdiğinin dudakları ile. Ömrü akıyordu o dudaklardan genç kızın ömrüne. Seninim, diyordu her bir sevişinde, benimsin, diye haykırıyor, şükürler ediyordu her nefesinde...

~~

Nasıl olduğunu bilmeden kendilerini yatağın üzerinde sarmaş dolaş bir halde bulmuştu iki âşık. Devrim, yatağa uzanan sevdiğinin sağ tarafına bir kolunun dirseği ile yaslanmış, kendi ağırlığını dengelerken, diğer eli kızın âşık olduğu yüzünde geziniyordu büyük bir özenle... Kırmızının en güzel tonunu barındıran dudaklarının üzerinde gezinirken parmakları gözlerini kapamış, hafifçe yutkunmuştu.

Âdemelmasının hareketlenmesi ile dikkati adamın boynuna kayan Havin, hiç düşünmeden bir öpücük kondurdu tam da şah damarının üzerine.

Tenindeki temas ile, bir an göz kapaklarını daha da sıkıp yutkundu genç adam.  Hemen ardından "Havin'im," derken sesi bir inlemeden farksızdı. Gözleri yeniden buluşurken derinliğinde boğulduğu maviliklerle "Geri dönmeliyiz," dedi, yüzünde, bu fikirden dahi nefret ettiğini saklayamayan bir ifade vardı.

"Neden?" diye sorarken o kadar masum ve içtendi ki sevdiğinin ses tonu, istemsiz bir tebessüm peyda olmuştu genç adamın yakışıklı çehresinde.

"Buradasın Havin. Benim evimde. En önemlisi de benim odamda ve benim yatağımda kollarımın arasındasın..." O an, yaşadığı farkındalıkla genç kızın yanakları kızarırken genç adam, tekrar yutkunmuş, derin bir nefes almıştı.

"Yıllardır hayalini kurduğum, asla erişemeyeceğime inandığım sen, kollarımın arasındasın. Nefesin nefesime karışıyor... Tenimin her noktası, bedeninin bedenimin altındaki farkındalığı ile hem cehennemlerde yanıyor hem cennet sularıyla kutsanıyor..."

"Devrim..." derken nefes nefeseydi genç kız. Adamın bedeninin üzerinde yükselen bedeni değildi bu heyecana sebep. Dilinden dökülen sözlerin mükemmelliğiydi genç kızın kalbini yerinden sökülecekmişçesine bir ritimle attıran...

"Gül yüzlüm..."

"Ben.. ben seni seviyorum, Devrim ve biliyorum asla sensiz bir senden sonrası olamaz benim için. O yüzden,  eğer... yani eğer istersen..."

Kızın daha fazla devam etmesine izin vermeden örttü dudaklarını bir kez daha. Onu bu şekilde susturmak, son zamanlarda yapmaktan en çok zevk aldığı şey olmuştu ve bu dudaklar, en büyük bağımlılığı haline gelmişti. Yine de şu an bu çok da mantıklı bir hamle olmamıştı. Büyük bir dirençle de olsa dudaklarının arasındaki bağı kopardı. Genç kızın sırtının yatakla olan bağını koparıp oturmasını sağladıktan sonra, güzel yüzünü avuçları arasına aldı.

"Gül yüzlüm... Şu hayatta hiçbir şeyi istemedim seni istediğim kadar. İsteyemem de asla! Ama.. ama seni helalim olmadan böyle bir şeye zorlayamam ki ben..."