Bölüm 17: Yürek Yangını ~~

4.4K 289 80
                                    

Selamlar canlarım!
Yeni bölümle karşınızdayım ☺️

Keyifli okumalar!

***

15. Bölüm: Yürek Yangını ~~

Aynı gün akşama doğru kocaman sarılmalar ve gizlenen gözyaşları ile vedalaştılar. Anne kızın ardından evinin neşesinin de söndüğünü, tekrar ölüm sessizliğine büründüğünü hisseden Füsun Ana salondaki koltuklardan birine oturup dua etti en içten bir şekilde Yaratan'a. "Allah'ım, belki ben rahmimde büyütmedim ama kendi evladım bildim bu iki kuzuyu da. N'olur evlatlarımın daha fazla acı çekmesine izin verme, onları sevdanın hasretliğinin acısıyla kavurma, yakma yüreklerini daha fazla..."

Gazel Hanım'ın da eve vardıkları an koşar adım odasına çıkan kızının ardından bakarken benzerdi dilinden dökülüp göklere gönderdiği duaları...

"Yardım et Allah'ım, kuzumun içindeki yangının sönmesi için yardım et..."

***

Dakikalar saatleri, saatler günleri, günler haftaları, haftalar ayları kovalıyordu, ama Havin'e göre tek bir an bile gelip geçmiyordu... Nasıl dayanacaktı? Bir yıl, ne demekti? Nasıl dayansındı? İstisnasız her gün, tekrar tekrar okuyup dinliyordu sevdiğinin sözlerini, ezgilerini... Bir tek gönderdiği ilk videoyu dinlemeye dayanamıyordu yüreği. Ekran karşısında da olsa gözleri adamın gözlerini bulduğu an içindeki acı daha da çoğalacakmış gibi hissediyor o yüzden de kayıtları yalnızca dinlemekle yetiniyordu, tekrar tekrar... Ama geçmiyordu. Bu lanet olasıca zaman bir türlü geçmek nedir bilmiyordu.

O sabah erkenden, çalan kapı zili ile her ne kadar umutsuz ve bitik bir şekilde kalksa da yatağından, kapıda aynı görevliyi görünce bir an kalbinin atmayı bıraktığını, soluğunun kesildiğini hissetti... Dizleri titrerken içindeki depreme aldırış etmedi, kendini hızla toparlayıp koşar adım odasına geri döndü. Kimliğini alıp yine koşarak aşağıya indi. Görevli çocuğun hiçbir şey söylemesine izin vermeden, "Benim Havin Soydaş. Bu da kimliğim kontrol edebilirsiniz, şimdi paketi alabilir miyim?" deyip elindeki paketi adeta çekip aldıktan sonra geldiği hızla çıktı odasına.

Erken saatlerde uyanıp kafeyi açan Gazel Hanım, kızının ardından paketi getiren çocuğu gönderip kimliği geri alarak yukarıya çıktı ama kızının hıçkırıklarını duyunca eli kapının kolunda öylece kalakaldı. Gözlerini yumarak derince bir iç çekti... Evladının gözlerinden akan yaşlara dayanamıyordu, artık! İçeri girip kuzusunu sarmak geçse de içinden biliyordu, kızının, odasının mahremine ihtiyacı vardı. Hiç ses çıkarmadan gerisin geri döndü alt kata. Önce Füsun Ana'yı aradı. Gelen kargoyu haber verdikten sonra biraz da dertleşti... Telefon görüşmeleri sonlanınca da yüreğinde duaları ile elinden geldiğince kafesiyle ilgilendi. Aklı da, gönlü de yukarıda, kuzusunun yanındaydı...

Genç kız, yine sevdiğinin elinin dolaştığı, kokusunun bulaştığı kâğıdı öpüp kokluyor, göğsüne bastırıyordu. Ona yapmak isteyip de yapamadığı her şeyi o minicik paketten çıkan kâğıt parçası ve CD'ye yapıyordu...

Ne zaman sonra CD'yi kutuya geri bırakıp dörde katlanan kâğıdı büyük bir özenle açtı, yine parmak uçları ile gezindi satırlar üzerinde, belki dakikalar belki de saatler sürdü ama aldırış etmedi... Gözleri ilk satırlara doğru ulaşınca gözyaşları mavilerini birer kristale çevirdi... Hafifçe burnunu çektikten hemen sonra başladı, yazılanları okumaya. Adının ardından 'Gülüm' diyerek başlamıştı genç adam yine sözlerine. Ah! Ne çok isterdi o hitabın dudaklarından dökülüşünü görmeyi, o boğuk sesi ile sarmalanırken benliği, genç adamın dilinden o sözlerin dökülmesini...

~~Havin~~ #TAMAMLANDI!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin