Selamlar canlarım!
Şimdi!
Finale yalnızca bir bölüm kaldı. Ben diyorum ki finalde EVLİ MUTLU ÇOCUKLU üçlüsü olmasın! Bu demek değil ki acı bir final bizi bekliyor. Tabi ki de mutlu son olacak ama evlilik ve çocuk şu an için çok erken gibi geliyor bana! :) 😉
Havin bitmek üzere olduğuna göre KARANLIK RUHLAR adlı hikayeme de daha çok yoğunlaşabileceğim. Sizleri de mutlaka bekliyorum.
Final gelene kadar benimle birlikte heyecanla bekleyin, lütfen! :*
***
21. Bölüm: Senden Bir Nefes Öteye Gidemem~~
Devrim, kapının ziline basarken fark etti titreyen parmaklarını. Gözlerini yumup son zamanlarda dilinden hiç düşürmediği dualarını ederken kapının açıldığının farkında değildi. Füsun Ana, oğlunun parmağını zilin üzerinden çekip yaşlı, minik elleri ile sardı. Genç adamı içeri doğru çekerken "Hoş geldin oğlum, evine hoş geldin," deyip yüzüne bir öpücük kondurdu.
Çalan zille birlikte Havin'in kalp atışları iyice hızlanmıştın. Yüzünde mutluluğun en güzel göstergesi olan tebessümüne eş endişenin derin acısı yer edinmişti. Mavi gözleri annesinin gözlerini bulunca uzattı elini, amacı destek almaktı. Hayatı boyunca her ne olursa olsun yanında olan, ana yüreği ile onu saran kadından aldığı destekle dimdik durabilmekti...
Gazel Hanım, hiç düşünmeden kavradı evladının elini, saçlarının üzerine sevgi dolu bir öpücük kondururken yüreğindeki duaları bitmek bilmiyordu.
Füsun Ana, elinde evlat bildiğinin eli girdi salondan içeri. Gözleri, Havin'in masmavi gözlerini izlerken genç kızın mavilikleri gece rengi siyahlara mühürlenmişti aylar sonra yeniden... Derince bir oh çekti, içinden. Bir an sonra iki eski toprak göz göze geldi. Evlatlarını utandırmamak adına sessizce salondan ayrılıp üst kata çıktılar. Biliyorlardı, bu iki gencin kendi mahremlerine ihtiyaçları vardı.
Havin, gözlerine dolan gözlerin hapsinde kalbinin dahi durduğunu hissetti bir an. Oradaydı, aylardır hasreti ile kavrulduğu, gözlerinde hayali ile uykuya daldığı adam, yalnızca birkaç adım ötesinde. Aldığı nefesle ciğerlerine dolan hava, onun kokusu ile bezenmişti. Benliği, onun varlığı ile kuşatılmıştı... Hiç düşünmeden öne doğru bir adım atmaya çalışırken hatırladı bacağının sargıda olduğunu ya bir anda belini saran kollar yeniden tüm dünyayı unutturmuştu...
Büyük bir özen ile oturtulurken koltuğuna, kendisinden uzaklaşmaya çalışan adama engel oldu. Hiç düşünmeden, "Gitme," dedi, acı dolu sesle. Yaşadığının gerçekliğine tutunmak istedi. İçindeki korkuyla yalvarırcasına döküldü sözler dilinden, "Bir kez daha gitme..."
Salona girdiği andan beri koşup sarmak, canına can etmek isterken içindeki korku bir kez daha engel olmuştu genç adama, ancak sevdiğinin dilinden dökülen sözler yüreğine saplanan birer hançer gibiydi. Ah! Şu korkak yüreği nasıl da hak ediyordu ateşlerde yanmayı...
Bir cesaret genç kızın melekleri kıskandıracak güzellikte olan yüzünü avuçları arasına aldı, gözleri gözlerinde, "Gitmem," dedi. "Ben artık senden bir nefes öteye gitmem, gidemem..."
Duyduğu sözlerle birlikte gözlerinden dökülürken yaşlar, düşünmeden sardı kendi bedeninin yanında kocaman kalan bedeni. Genç adam her ne kadar zayıflamış olsa da genç kız hala küçücük kalıyordu onun yanında... Yüzünü, sevdiğinin boynuna gömüp kokusunu yüreğine salarken aynı şeyi fısıldadı tekrar tekrar... "Gitme, her ne olursa olsun benden bir daha asla gitme..."
Genç adam, yaşadığı anın imkânsızlığında kaybolmuşken, kulaklarından ruhuna dolan sesler, genç kızın hıçkırıkları ile karışıp yüreğine işleyen sözler, cennetten bir müjde gibiydi... Ah bir de okyanus gözlüsü incilerini dökmeyip yaralı kalbini daha fazla kanatmasaydı yeryüzündeki en mutlu insan olacaktı, Devrim. Kolları ile sevdiğini sımsıkı sararken saçlarının arasına öpücükler kondurdu ardı ardına. "Gitmem," dedi her seferinde. "Gidemem..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~~Havin~~ #TAMAMLANDI!
Ficción General♥ Gözleri miydi insanın kaderini belirleyen? Kapkaranlık gözlerinden sebep miydi bu acı dolu hayat? Gece gözlerine okyanuslar kuran bir kadın mı aydınlatacaktı dünyasını? Ondan sonra mı kurtulacaktı ömrünün karasından? Sevdiği kadından uzak, sevil...