Selamlar canlarım!
Bir gün rötar oldu ama bölüm geldi. :) Bölüm şarkımız multimedia'da sizleri bekliyor.
Bu bölüm ve gelecek bölüm biraz kısa o yüzden inşallah Perşembeyi beklemeden onu da yayınlıyor olacağım. :)Keyifli okumalar!
***
15. Bölüm: Onunla ama S'onsuz ~~
Sonraki birkaç günü, Füsun Ana'nın yoğun ısrarları sebebi ile orada geçirdi ana kız. Sanki hiçbir sorunları yokmuş gibi hoşsohbetler edip hemen hemen her şeyden konuştular ama asla ondan bahsetmediler.
Havin, her ne kadar odalar arasında kendi evindeymişçesine bir rahatlıkla dolanıp dursa da aslında içinde keskin bir sızı vardı. Annesi ve Füsun Ana'nın yaptığı birbirinden lezzetli yemeklere yardım ederken de birlikte televizyon karşısında oturup laflarken de bu iki koca yürekli kadının her bir bakışında annesi sevgisini görüyor ve bundan çocukça bir mutluluk duyuyor olsa da bir yanı hep eksikti... Onun evinde onsuzken tam anlamıyla mutluluğu tatması nasıl mümkün olabilirdi ki?
İçi gidiyordu, Havin'in. Her defasında onu sormak için kelimeleri dilinin ucuna kadar gelse de hepsini bir bir geri yutuyordu. Boğazındaki koca yumru ile nefes almaya çalışmak, adeta yüreğini kanatıyordu.
Her gece, annesinin ve Füsun Ana'nın uyuduğundan emin olduktan sonra onun odasının kapısına kadar gidiyor ama bir türlü cesaret edip de içeri giremiyordu. Titrek parmaklarıyla sardığı kapının kulbunu bir türlü bükemiyordu. Taki o geceye kadar... O son gece, ömrü boyunca sahip olduğu tüm cesaret kırıntılarını bir araya getirerek kapının kulbunu indirdi ve kapıyı hafifçe ileri doğru itti. Kalbi yerinden çıkacakmışçasına bir hızla çarparken içeri doğru ilk adımını attı. Sakinleşebilmek adına derince bir nefes alacakken soluduğu havayla içine dolan onun kokusuydu sanki, aylar geçse de silinmemişti... Gözlerini yumup ellerini göğüs kafesinin üzerinde birleştirdi. Derince birkaç nefes daha aldı. Yaşadıkları anlar bir film şeridi gibi dolanıyordu, zihninde: Baygınlık halinden sıyrılmaya çalışırken genç adamın dudaklarının yanağında olduğunu fark ettiği o ilk an da almıştı, bu koku. O son gün ürkekçe odasına gelip de her şeyi itiraf ettiği gün de... Ah! Ne zordu anılara sığınmak, onlarla avunmaya çalışmak...
Adım adım sevdiği, gece gözlü adamının kendisine sesini duyurduğu o ilk anda oturduğu koltuğa doğru ilerledi. Zihninde nasıl da tazeydi yaşadığı o anlar, sanki yalnızca birkaç saniye önceydi. Gözlerini açıp da uzansa tutacaktı ellerini... Ancak hayatın acımasız gerçekleri hep acıtırdı... Sevdiğinin nerede olduğunu dahi bilmiyordu, Havin. İstese bir anda gelebilecek kadar yakın mıydı ona? Yoksa çok uzaklarda, bilmediği diyarlarda mıydı? Hiçbir fikri yoktu... Bildiği tek şey; sevdiği adamın yokluğuydu. Ve o, günler geceler geçse de kendini bu gerçekle yüzleşmeye hazır hissedemiyordu. Cesur bir kadın değildi ki, o. Hatta sorsalar çok korkak olduğunu söylerdi. Belki de ondan sebep bir türlü kaldıramadı başını, gözlerini ayıramadı yerdeki küçük halıdan...
Ne zaman sonra gözlerinden sessizce süzülen birer damla yaşın eşliğinde parmak uçlarını değdirdi koltuğun kolçaklarına. Birkaç saniye sonra yavaş yavaş ilerleyen parmaklarının tamamı yer edinmişti kadife dokunun üzerinde... Onun ellerine dokunuyordu sanki elleri, onun sıcaklığı sarıyordu avuçlarını... Bir an daha düşünmeden attı bedenini koltuğun üzerine. Onun bedeniydi sanki minicik bedenini saran. Ona ait bir yerde, onunla ama onsuz aldığı her bir nefes yakıyordu ciğerlerini. Gözlerinden süzülen yaşlar, yüzünü gömdüğü koltuğun kumaşına karışırken adamın yitip giden varlığı kanatıyordu yüreğini. Yoktu, hiçbir şey söylemeden, ardında hiçbir şey bırakmadan gitmişti, Havin'in hayatından... Yazdığı mektuplarda 'geleceğim' demişti ama bir yıl, beklemek, kavuşmak için geçmesi gereken koskoca bir yıl kim bilir daha neleri silip götürecekti. Belki de tamamen unutacaktı, onu. Bir daha asla geri dönmeyecek, aşk şarkılarını çalmayacaktı gönlüne...
Ah! O aşk tılsımı sesini bir daha asla duyamayacaktı belki de...
Zihninin gerilerinden yüreğine dolan anılar hala sıcacıktı. Gözlerinde geceleri saklayan, gizemli adamı, elinde gitarı, dilinden dökülen sözlerle tam da Havin'in ona haykırmak istediklerini haykırıyordu bir zamanlar...
Bul beni kaybolmuşum izim silinmiş dilim suskun susmuşum
Bak bana mahvolmuşum senden kendimi almayı unutmuşum
Bul beni kaybolmuşum gecem günüme karışmış bir hoşum
Sanma ki sarhoşum ne var ne yoksa yıkıldı içimde bomboşum
Sensiz ben bomboşum
~~
Ah! Nasıl da korkuyordu Havin. Sahip olamadan kaybetmekten nasıl da korkuyordu... Oysa bambaşka bir şehirde, başka lisanslardan insanların arasında kalmış sevdiğinin yüreğinde de benzer bir korku ve hasretin acısı vardı. Gece gözlerinde yaşlarla dilinden dökülen sözler Havin'in olmasından korktuğu şeylerden çok başkaydı...
Bitmez mi bu acı
Dinmez mi gözyaşı
Sonsuzluğun sancısı
Saplanır göğsüme anıları
Bu aşk sonsuz aşk
Bu aşk onsuz aşk
Kalbimde artık evi
Üşümez narin elleri, gözleri
Genç adam, gönderdiği paketin Havin tarafından aldığını da öğrenmişti ya koşup gitmek için ölüyordu. Biran önce kavuşmak istiyordu sevdasına da korkak yüreği, 'Dur!', diyordu, her defasında. 'Birkez daha terk edilirsen dayanamayız. Unutma: o, seni sevmiyor... Dur! Bir yıkımı daha kaldıramayız...'
Çaresiz bekliyordu genç adam. Kimi zaman bembeyaz kağıtların üzerinde gezinen kara kalemine kimi zaman notalara sığınarak bekliyordu. Yüreğindeki aşkına eş korkuyla ve o korkuyla çoğalan endişeyle bekliyordu; sevdiğine gideceği ve kavuşmak için dualar ettiği o günü, bekliyordu...
***
Aşağıya bana ulaşabileceğiniz adresleri de bırakıyorum, beklerim 😘😘
Instagram: asliyilmazmyreal ve asliyilmazhikayeleri
Son olarak söylemek istediğim birkaç şey olacak:
1.) Havin ve Karanlık Ruhlar'ı aynı anda yayınladığım için Karanlık Ruhları bundan sonra ya Cuma akşamları ya da Cumartesi sabahları yayınlayacağım. Havin ise bir aksilik olmadığı müddetçe her Perşembe akşamları sizlerle olmaya devam edecek. :)2.) Bu hikayeyi yazmaya başladığımda benimle olan birçok okuyucumun artık olmadığını görüyorum ve bu durum beni ziyadesiyle üzüyor. Üstüne bir de şu an okuyup ne oy veren ne de yorum yapan bir kesim olunca bu üzüntüm gerçek anlamda katlanıyor.
O yüzden bölüm ve genel olarak hikaye hakkındaki yorumlarınızı bekliyorum.
Lütfen bu talebimi çok görmeyin ve şu yalnızcık yazarınızı birazcık sevindirin olur mu?
Kocaman Sevgilerimle,
MyReaL
![](https://img.wattpad.com/cover/45253531-288-k871179.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~~Havin~~ #TAMAMLANDI!
Fiksi Umum♥ Gözleri miydi insanın kaderini belirleyen? Kapkaranlık gözlerinden sebep miydi bu acı dolu hayat? Gece gözlerine okyanuslar kuran bir kadın mı aydınlatacaktı dünyasını? Ondan sonra mı kurtulacaktı ömrünün karasından? Sevdiği kadından uzak, sevil...