Selamlar canlarım!
Altıncı bölüm kaldığı yerden devam ediyor.
Keyifli okumalar!
***
Gecenin bir vakti kulaklarına dolan sesti uyanmasına sebep. İlk olarak ne olduğunu algılayamasa da birkaç saniye sonra gitar sesine eklenen onun sesi ile tamamen sıyrıldı üzerindeki uyku sersemliğinden. O muydu gerçekten? Birkaç saniye daha durup dinledi. Evet, gerçekten de oydu ve şarkı söylüyordu. Tanrı aklına mukayyet olsundu! Bu adam, dalıp gittiği simsiyah gözleri, her gülüşünde yanaklarının ortalarında beliren çukurları yetmiyormuş gibi bir de o buğulu sesiyle şarkı mı söylüyordu?!
Nefesimde yaşattım ismini inadına
Hissetmeden yalandan haykıranlara
Rengini göremedim son bakışlarda
Kokuna sarıldı gitti
Şimdi rüzgârlar da
Kendisinden bağımsız bir şekilde hareket eden ayakları getirmişti onu üst kata kadar. Günlerdir bu evde olsa da bir kez olsun çıkmamıştı yukarıya. İçindeki merak ile günlerce savaşmış ve kazanan kendisi olmuştu ama şimdi buradaydı işte... Sebebi kesinlikle içindeki merak değil kulağından yüreğine dolan o sesti. Evet, inkâr etmek hiç bir şeyi değiştirmezdi. Onu buraya getiren şey, bu adamın sesiydi! Ve de dilinden dökülen sözler...
Bile bile yandı yüreğim
Yana yana söndü yüreğim
Kapısı aralık duran odanın eşiğine kadar adım adım ilerledi ama içeri giremedi... Gerçekten bu kadar mı çok acı çekiyordu? Peki, ama bu onu neden bu kadar çok ilgilendiriyordu ki? Ona neydi? Neden bu adamın yüreğinin acısı kendi yüreğine işliyordu? Neden gidip sarmak, acısını dindirmek, hüzünlerini yok etmek istiyordu.Benim sonum senle bilirim
Unutamadım seni
Unutamadım seni? Ne yani unutamadığı biri mi vardı? Onun için mi bu kadar hüzünlüydü sesi? Onu mu düşünüyordu? Peki, ama o zaman... Hah! Ne sanıyordu ki? Hem ne saçmalıyordu böyle? Ona neydi tüm bunlardan! Hangi akla hizmet kalkıp buraya kadar gelmişti ki zaten?
Kızın, koridora attığı ilk adımında anlamıştı geldiğini ama içindeki heyecanını dizginleyerek devam etmişti şarkısına. Kendi sözleriyle anlatamadığı aşkını bu şarkıyla anlatabilirdi belki de.
Denemekten ne zarar gelebilirdi ki? Fakat beklediği olmamış, genç kız odaya girmek yerine uzaklaşmayı tercih etmişti.
Kızın, kapının eşiğinde hareket ettiğini fark ettikten bir süre sonra uzaklaşan kokusu ve benliği ile istediğini başaramadığını anladı, genç adam. Yine de yılmadı, tekrar birleşti parmakları gitarın telleri ile ve sesi doldu evin her bir yanına...
Gitme dur sakın
Acıyor içim sensiz
Gitme sevgilim
Mutlu olsan da bensiz
Havin, bir adım daha atamadan, minik elleri üzerindeki tişörtünü sımsıkı kavramış bir şekilde kaldı öylece. Gitme, diyordu adam, sanki onun geri adım attığını duymuşçasına gitme, diyordu! Acıyor içim, diyordu, bensiz mutlu olsan da gitme... Gerçekten, gerçekten onun için söylüyor olabilir miydi? Ona bu kadar acı veren kişi kendisi olabilir miydi? Bu mümkün müydü?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~~Havin~~ #TAMAMLANDI!
General Fiction♥ Gözleri miydi insanın kaderini belirleyen? Kapkaranlık gözlerinden sebep miydi bu acı dolu hayat? Gece gözlerine okyanuslar kuran bir kadın mı aydınlatacaktı dünyasını? Ondan sonra mı kurtulacaktı ömrünün karasından? Sevdiği kadından uzak, sevil...