2. Bölüm

36.9K 2.5K 48
                                    


Selam arkadaşlar


Desteğiniz için çok teşekkür ederim. Öncelikle değinmek istediğim bir kaç şey var. Ben bu hikayeleri kendi isteğim ile yazıyorum. Hiç kimse alnıma silah dayamıyor. Yazıyorum çünkü keyif alıyorum. Sizde değer verip okuyorsanız ne mutlu bana. Bu sayfada asla vote yoksa bölümde yok tarzında yazılara maruz kalmayacaksınız. Okurken beni rahatsız eden bu durumu kendim asla yapmayacağım. Şimdiden teşekkür ederim.

Sevgiler

Özlem A.

2. Bölüm

Elinde ki adresi bulması epey uzun bir zamanını aldı.İstanbul'a ilk geldiğinde zaten buranın yabancısıydı ve içeride kaldığı onca yıldan sonra bildiği yerleri bile unutmuştu.Sora sora bulduğu adresin önünde kararsızlıkla bekledi biran.Dışarıdan görebildiği kadarıyla mahalle arasında sıradan sayılabilecek bir lokantaydı burası ve içerisi de oldukça kalabalık sayılırdı.

Derin bir nefes alarak kendine cesaret vermeye çalıştı ve en sonunda donup kalmış bacaklarını harekete geçirmeyi başardı.

Kapıyı itip içeriye girdiğinde bir an bütün bakışların kendisine çevrildiğini hissetti ve olduğunun iki katı gerildi elinde olmadan.İçeride hiç bayan olmaması bu durumu daha da zorlaştırıyordu ister istemez.Geri dönüp oradan çıkmak istedi delice bir kuvvetle ama gidecek yerinin olmaması bunu yapmasını engelledi.

Ne demesi gerektiğini düşünürken mutfak olduğunu düşündüğü kapı açıldı ve yaşlıca bir adam elinde tabaklarla göründü.Mina görüşmesi gerektiğini düşündüğü kişiyi görünce bir anlığına rahatladı ama , adamın arkasından gelen asıl suratlı kadın bu rahatlığın uçup gitmesine neden oldu.

"Birine mi baktınız" dedi kadın sert bir sesle ama yaşlı adamın bakışları karşısında susmak zorunda kaldı.

Mina'ya dönüp şöyle bir baktıktan sonra "Hoş geldin kızım.Sen Olcay oğlumun bahsettiği Mina olmalısın " dedi.Mina sadece kafası ile onaylayarak kabullendi beklenen kişi olduğunu.

"Gel bekleme ayakta öyle geç otur şöyle. Çekinmene gerek yok hepsi bizim mahalleli" dedi içeridekileri kastederek.

Yaşlı kadın "Tövbe Yarabbim" diyerek boşları alıp içeriye girdiğinde , Mina yaşlı kadınla hiç anlaşamayacaklarını düşünüyordu.

"Teşekkür ederim" diyerek kendisine gösterilen yere ilişti usulca.Hareketlerinde ki tedirginlik o kadar belirgindi ki içeride bulunan diğerleri hemen önlerine dönmüştü neler olduğunu delice merak ederek.

Yaşlı adam babacan bir tavırla "Olcay oğlum senden bahsetti.Geleceğinden haberim vardı ama sen böyle diken üstünde durursan tanışamayız öyle değil mi.Ben Nuri baba burada ki herkes beni öyle bilir.Sende beni böyle bil bundan sonra"

Mina giderek artan bir rahatlamayla "Teşekkür ederim bende Mina" dedi yaşlı adamın bildiği bir gerçeği teyit ederek.

Nuri baba kafası ile içeriyi işaret ederek "Sen O'na aldırma.Ben bildim bileli böyleydi. Gençken huysuz bir periydi şimdi yaşlı bir cadı oldu" dedi kocaman bir kahkaha atarak.

Mina O'nun bu benzetmesine gülümsemeden edemedi.Yaşlı adamın güven veren tavrı sayesinde az önceki çekingenliğini atmış , oturduğu yerde daha rahat bir pozisyon almasıyla bunu yaşlı adamada hissettirmişti.

"Aç mısın hemen bir şeyler vereyim sana?" kalkıp yemeklerle dolu tezgaha yöneldi ama Mina gerek heyecandan gerekse öğleden sonra yediği kocaman simitten dolayı aç değildi.

"Teşekkür ederim aç değilim" dedi içtenlikle.

Nuri baba yerine otururken kaşları oldukça çatılmış bir haldeydi ve bunu gören Mina iliklerine kadar ürperdiğini hissetti.

Nuri babada onun korktuğunu anlayınca kocaman kahkahaları eşliğinde "Bak seninle anlaşalım. İki lafının başında bana teşekkür edersen fena bozuşuruz ona göre" dedi.

Mina gözlerini kapayarak derin bir nefes aldı ve "Tamam bir daha teşekkür etmek yok" dedi hafif bir sesle.

"Yemek konusunda ciddiyim.Mutfak burada ve sende artık buranın bir parçasısın.Bu durumu aydınlattığımıza göre şimdi şartları konuşalım bakalım" dedi ve Mina'dan ne yapmasını istediğini anlattı.

"Saniye teyzen artık oldukça yaşlandı.Soğuk ellerine iyi gelmiyor hem de tutmaz oldu artık elleri son günlerde kırdığı tabağın,bardağın haddi hesabı yok"

Yanlarına gelen Saniye teyze bakışları kadar sert bir sesle "Esnaf yetmedi iki dakika önce tanıdığına mı dert yanıyon benden" dedi hiddetle ama Nuri babanın O'na aldırdığı yoktu.

"Evet aynen öyle yapıyom" dedi karısının dilinden."Sana da yaranılmıyor ha tuttuk yanına bulaşıkçı aldık sevineceğine tafra yapıyorsun be kadın"

Yeniden Mina dan yana döndüğünde "Sen O'na aldırma " der gibiydi bakışları ve Mina da gönderdiği küçük bir gülümseme ile yaşlı adamı rahatlattı.

"Burada kalırsın geceleri.Sana gezdiririm biraz sonra her yeri.Arka tarafta kalacak bir yer var.Küçük bir yer ve öyle lüks sayılmaz belki ama temiz ve güvenlidir.Hayatını yeniden yoluna koyana kadar istediğin kadar burada çalışıp kalabilirsin.

Mina teşekkür etmek için ağzını açtığında Nuri babanın bakışları ile karşılaşınca gülümsedi ve "Tamam" demekle yetindi.

Nuri baba karısı için ne kadar ılımlı konuşsa da kadın Mina'yı orada istemiyordu.

"Delimisin sen" dedi akşam yataklarına girdiklerinde."Elin katilini işe almak sana mı düştü.Sen aklımı koru Allah'ım.Olcay babamızın oğlumu da O'na güvenip bu kadını işe alıyoruz" diye yaşlı adamın başının etini yedi.

"Bir sus be kadın.Kızcağız çekmiş cezasını işte.Düşmüşe yardım yazar bizim kitabımızda.O kadar namaz kılıyorsun bilmiyor musun bunları"

"Karıştırma benim namazımı şimdi.Ben onu anlamam etrafımda ne olduğu belirsiz insanlar istemiyorum.Son sözümde bu"

Konunun kapandığını belli edercesine arkasını döndü ama Nuri baba hiçte öyle düşünmüyordu.

"Bu evde son sözleri ben söylerim Saniye hanım ve onu da söyleyeli çok oluyor.Hadi sana iyi geceler" dedi ve karısını sinir içinde bırakarak sırtını döndü.

Mina yavaş ama düşündüğüne nispeten kolay bir şekilde uyum sağlamaya çalışıyordu dışarıda ki hayata.Saniye hanım her ne kadar sıcak bir şekilde de yaklaşmasa da düşmanca da yaklaşmıyordu ve mahallede hiç kimseye O'nun geçmişi ile ilgili tek bir kelime bile etmemişti.

Dükkan küçük ve mahalle arasında olmasına rağmen arı gibi işliyordu hele ki öğlen saatlerinde bir saniye bile boş zamanı olmuyordu Mina'nın.Ama o bu işten hiç de şikayetçi değildi.Deli gibi çalışıyor kazandığı para çok fazla olmasa da bir kuruşunu bile ziyan etmeden hepsini biriktiriyordu.

Orada çalışmaya başladığının üçüncü ayında hayatının yoluna girdiğini düşünüp sevinmeye başlamıştı ama yakında yaşanacak acı olayların kader yazgısını yeniden ters yüz edeceğini henüz bilmiyordu....


Yeni Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin