42. Bölüm

30.6K 2K 72
                                    

Nazan'ın dır dır eden sesini daha fazla dinlememek adına kendini çalışma odasına atmıştı Uluç.Selin dedesine haber verdiğini bildiği için şirkete de gitmemiş yaşlı adamı evde beklemeye karar vermişti.

Dün olanları tek tek aklından geçiriyor ve her seferinde çıldıracak gibi oluyordu.Ama Mina ya söylediği bazı şeyler için de delicesine pişmanlık çekiyordu.Nazan'ın ağzından duyana kadar O'na kendi hayatlarını tehlikeye attığı için dedesine olan kızgınlığını haykırdığına inanamıyordu.Yüzünü buruşturarak oturduğu yerden kalktı.Başında ki ağrı dayanılacak boyutları çoktan aşmıştı ve bir ağrı kesici içerek buna son verdi.

Selin sabahtan beri Mina'ya ulaşmaya çalışıyor ama telefonun her kapalı verişinde öldürmek ister gibi Uluç'a bakıyordu.

Uluç farkında bile olmadan suçlu gibi bakışlarını kaçırınca Selin de O'nun yaptığı eşekliğin farkında olduğunu anlıyordu.

Dışarıda ki gürültüden dedesinin geldiğini anlaması uzun sürmedi.Hızla kapıya yöneldiğinde kapı çoktan açılmıştı ve dedesi fırtına gibi içeriye girmişti.

Uluç ilk defa dedesini bu şekilde görüyordu ve O'nun için ciddi anlamda endişelendi.

"Dede" diyerek yanına gitti "İyimisin" dedi ama Musa dedenin iyi olmaktan ne kadar uzak olduğu her halinden belliydi.

"Nasıl yaptın bunu" dedi kısık bir sesle ve derin bir hayal kırıklığı ile "Nasıl çaresiz ve kimsesiz gencecik bir kızı kapının önüne koydun"

Uluç hiç beklemedi bu sözler üzerine "Dede ben...." dedi ama Musa dedenin O'nu konuşturmaya niyeti yoktu.

"Yazıklar olsun sana Uluç" dedi aynı hissiz tonda.

"Beni kandırdınız" diyerek haykırdı Uluç."Üstelik sadece beni de değil.Selin'i, Bahadır'ı Nazan'ı ve bu evde yaşayan herkesi.Buna hakkınız yoktu.Ya sen , sen nasıl alırsın cinayetten hüküm giymiş birisini evimize.Bize danışmadan nasıl güvenebildin O'na.Ya sana anlattığı gibi biri olmasaydı, ya......."

"Kes artık Uluç. Dünkü çocuk yok senin karşında.Kimin ne olduğunu ilk bakışta anlar bu gözler" dedi sesini yükselterek."O'nun ne kadar çaresiz olduğunu o an sen görseydin eğer" dedi ve aklına gelen fikirle bembeyaz oldu."Hayır Mina" dedi odadan hızla çıkarken "Lütfen bunu aklına getirmiş olma" derken arkasında şaşkınlık içinde iki kişi bırakarak evden çıktı.

Uluç "Bu neydi şimdi" derken dedesinin ne demek istediği hakkında en ufak bir fikri bile yoktu.Yine de O'nu yalnız bırakmamak adına koşarak yaşlı adama yetişti.

"Dede nereye gidiyorsun" dedi O'nu kolundan tutarak ama Musa dedenin O'nu dinlemeye niyeti yoktu."Bırak beni Uluç.Sen rahatını bozma sakın.Ama eğer Mina'ya bir şey olursa yemin ederim Uluç diye bir torunum olmaz benim" dedi kesin bir tonla.

Uluç derin sarsıntıların eşliğinde "Mina ya neden bir şey olsun ki" dedi bir şey anlamamaya devam ederek.

"Çünkü Mina ya ulaşamıyorum.Selin haber verdiğinden beri aramadığım yer kalmadı ama yok.Hiç bir yerde yok.Eğer O'na bir şey olursa Uluç...." dedi ama bu sefer Uluç sözünü tamamlamasına izin vermedi."Biliyorum beni silersin" dedi buz gibi bir sesle ve yaşadığı hayal kırıklığının verdiği öfke ile "Merak etme" dedi aklına Serhan gelerek "O'na bir şey olmaz sığınacak yeni birilerini kolayca bulur"

"Hiç anlamıyorsun değil mi Uluç.Mina'nın nasıl bir insan olduğu hakkında en ufak bir fikrin bile yok.Uçurumun dibinde buldum ben O'nu.Ölüme attığı son adımda elinden tuttum ben O'nun."

Yeni Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin