36. Bölüm

27K 1.9K 47
                                    

Mina üzerinde ki ağırlığın yok olması ile derin bir nefes aldı ve gözlerini daha da sıkı yumdu.Uluç'a durmaması için neredeyse yalvardığı aklına gelince yerin yedi kat dibinde olmayı diledi ama bunun imkansız olduğunu biliyordu.Yaşadıkları anlardan kalan düzensiz soluklar alışık ritmini bulduğunda ikisi de konuşacak şeylerin olduğunun farkındaydı.

Uluç ise kendi şaşkınlığını yaşıyordu ve az önce bütün olan bedenin şimdi yatağın iki ayrı ucunda olduğunun bile farkında değildi.O'nun Selin ile yaptığı konuşmaları duyduktan sonra kafasında belli bir kalıba soktuğunu düşündü üzülerek.Mina kadar O da hayatında bir ilk yaşıyordu ve şimdi ne yapması gerektiğini bilememenin ağırlığını yaşıyordu.

Kafasını Mina dan tarafa çevirince O'nun gözlerinin sımsıkı kapalı olduğunu görünce gülümsemeden edemedi.Bakışları omzunda ki kızarıklığa takılınca "Pek de küçük bir ısırık değilmiş" dedi yeniden gülerek.

"Mina...." dedi hafif bir sesle ellerini O'nun kollarında gezdirerek

"Yapma.....Lütfen yapma"

Mina ağladığının farkında bile değildi.

"Canını mı yaktım neden ağlıyorsun.Eğer bilseydim ilk olduğunu daha dikkat ederdim" dedi.

Bu sözler Mina'yı rahatlatacağı yerde daha da gerdi."Ne demek ilk olduğunu bilmek" dedi içinden ve O'na nasıl bir imaj çizdiğini düşündü elinde olmadan. Kafası o kadar karışıktı ki aynı anda bir sürü şeyi birden düşünüyordu. En kötüsü de şimdi kendini O'na teslim etmekle kafasında ki imajı doğruladığını düşünmesiydi.Aklına Musa dedenin gelmesi ise o in için son noktaydı.Derin bir inleme ile "Nasıl yaptım ben bunu O'na. Nasıl bakarım şimdi O'nun yüzüne" dedi yüksek sesle konuştuğunu fark etmeden.

Uluç ise dikkatle ondaki değişiklikleri izliyordu.Sevişmenin verdiği rahatlık O'nun ağzından çıkanları duyunca yerini tarifi imkansız bir gerilime bırakıyordu.

"Ne demek bu" dedi sert bir sesle.O'nu omuzlarından yakalayıp oturur pozisyona getirdiğinin farkında bile değildi.

"Kime nasıl yaparsın bunu söylesene.Madem sevgiline bu kadar sadıktın benim kollarımda ne işin var" dedi konuyu tamamen yanlış anlayarak.

Mina kafasını iki yana sallıyor ama O'nun düşüncelerini değiştirecek bir şey söylemiyordu.

"Bunu yapmamalıydım bu olmamalıydı" dedi sadece ağlamaya devam ederek.

Uluç ayağa kalkarak yerde ki pantolonunu giydi."Senin açından belki yapmamalıydık ama ben öyle düşünmüyorum.Pişman olduğun için üzgünüm ama ben bu keyifli dakikalar için hiç pişman değilim" dedi acımasızca."Ben , senin istemediğin hiçbir şeyi senden almadım sende vermek istemediğin hiçbir şeyi bana vermedin.Bu kadar basit"

Yerdeki örtülere tekme atarak banyoya doğru yürüdü.Kapının önünde durduktan sonra geri gelerek hala yatakta oturan Mina'nın önünde dikildi."Eğer bunun senin için ilk olduğunu bilseydim sana elimi bile sürmezdim" dedi hala duyduklarının öfkesi ile konuştuğunun farkında "Ama bunu takma kafana kızların bakireliklerinin öneminin kalmadığı bir çağda yaşıyoruz" dedi düşündüklerinin tam aksine ve banyoya yürüyerek kapıyı olanca şiddeti ile çarptı.

Mina sessiz göz yaşları dökerek yataktan kalktı ve o banyodan çıkmadan odasına gitmek için hızlıca giyindi.Kendisini odasına attığında ağlamasının şiddeti daha da arttı.Banyoya girip aynada gecenin bıraktığı izleri görmek şiddetli fırtınanın sadece başlangıcıydı.

Uluç banyoda suyun altında duyduklarını sindirmeye çalışıyordu ama bu sandığı kadar kolay değildi.Yaşadıkları ve beraberce paylaştıkları en sıcak ve en özel anların ardından Mina'nın dilinden dökülenler Uluç için kaldırılması kolay şeyler değildi.Ne yaptığının farkında olmadan buz gibi suyun serinlettiği fayanslara vurdu olanca gücüyle.Öfkesi hala burnundaydı ve elinin ağrısını hissedemeyecek kadar kendinden geçmişti.

Yeni Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin