30. Bölüm

32.8K 2.1K 63
                                    

Gecenin huzur veren sessizliği delice bir gök gürültüsü ile birden dağıldı.Mina kendisini zorlayarak uyumaya çalışıyordu ama bunun artık imkansız olduğunu bilecek kadar iyi tanıyordu kendisini.

Yataktan kalkarak camın önüne yürüdü ve usul usul yağan yağmuru izlemeye başladı.Bu o kadar güzel bir görüntüydü ki Mina için bunu kelimelere dökmek neredeyse imkansızdı.

Vakit gece yarısını geçeli çok olmuştu ve Mina herkesin yattığına emindi.İçinden gelen sese kulak vererek üzerine bir ceket aldı ve odadan dışarıya çıktı.Uyuyamayacağını biliyordu ve odada kapalı kalmasının da bir anlamı yoktu.

Yavaş ve dikkatli adımlarla aşağıya inip bahçeye attı kendisini.Yaz tam anlamıyla gelse bile yağmurun verdiği serinlikle iliklerine kadar titrediğini hissetti.Artık daha çok zaman geçirmeye başladıkları bahçeyi kullanışlı bir hale getirmişlerdi.Mina yavaş adımlarla salıncağa doğru yürüdü.Islanmanın bu kadar keyif verdiğini unutalı çok oluyordu.Ellerini iki yana açarak yağmur damlalarını teninin her yerinde hissetmeye çalıştı.Terliklerini çıkarıp çıplak ayakla çimenlere bastığında vücudunun bütün elektriğini toprağa bıraktığını hissediyordu.

Uluç elleri ceplerinde yağan yağmuru izliyordu görmeyen gözlerle.Hayatı boyunca kafasının hiç bu kadar karışık olduğu başka bir anı hatırlamıyordu.Kalbinin dediklerini mantığı reddediyor , mantığı ise kalbini umursamıyordu bile.Ama en çok Mina'yı görünce tepki gösteren bedenine söz geçiremiyordu.Her şeyin üzerine bir de O'nun kendisini görmezden gelmesi ve soğuk tavırları eklenince iş iyice içinden çıkılmaz bir hal alıyordu.

Bahçede gördüğü bir hareketlilikle daldığı düşüncelerden sıyrıldı.Daha dikkatli bakınca , yağan yağmura aldırmadan bahçede dolaşan Mina'yı fark etti.

"Ne yapıyor bu kız" diyerek odadan dışarıya attı kendisini.

Mina gittikçe hoşlanmaya başlamıştı bu küçük oyundan.Önceleri usulca yağan yağmur giderek hızlanmıştı ama Mina bunu anlayacak halde değildi.Elleri hala yanlarında küçük adımlarla yürüyordu bahçede küçük kahkahalar eşliğinde.Ne kadar ıslandığının farkında bile değildi.Bahçenin diğer ucundan dönüp kafası yerde yürürken giderek uzayan bir gölge görmesi ile korkarak kafasını kaldırdı ve o an için görmek isteyeceği en son insanla göz göze geldi.

Gözleri çakışınca saçlarından ve yüzünden süzülen sularla O'nun ne kadar güzel göründüğünü düşündü Uluç.Bu bile kızgınlığını ve telaşını engelleyememişti.İki adımda Mina'nın yanına gelerek kolundan kendine çekti.

"Sen aklını mı kaçırdın.Bu yağmurda ne halt etmeye dolanıyorsun?" dedi elinde ki yağmurluğu Mina'nın omuzlarına bırakarak.Ayaklarının da çıplak olduğunu görünce dişlerinin arasından "Anlaşılan senin canın hasta olmak istiyor" dedi ve elini avucunun içine alarak Mina'yı çekiştirmeye başladı.

O ana kadar kilitlenmiş gibi kalan Mina elini onun kinden kurtararak geriye doğru iki adım attı.

"Bırak beni" dedi ellerini O'nun gelmesini engellemek istercesine ileriye doğru uzatarak.

Uluç ise O'nu dikkate bile almıyordu.Aklında ne ıslaklığı kalmıştı ne de ayaklarının çıplaklığı. Ellerini çekip geriye gitmesi ile ondan sürekli kaçan Mina ile baş başa kalmıştı yeniden.O'nun uzattığı eli kavrayıp geri çekmesine fırsat vermeden kendisine doğru çekti.Mina dirense de Uluç oldukça kararlıydı ve o çırpındıkça daha da çok yakınlaşıyorlardı. En sonun da Mina da bunu fark etti ve direnmeyi bırakarak Uluç'a bakmaya başladı.

"Ne istiyorsun benden" dedi dimdik gözlerine bakarak.

O'ndan böyle bir çıkış beklemeyen Uluç gözlerini kısarak bakmaya başladı.

Yeni Bir HayatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin