28. Bölüm
Akşam yemeği oldukça gergin bir havada geçiyordu.Selin ev sahibesi olarak nezaketi elden bırakmıyordu ama gereksiz yere hiçbir konuya da katılmıyordu.Dedenin tavrı ise zaten son derece açıktı.Sadece Nazan ve O'nun da etkisiyle Bahadır samimi bir ortam yaratmaya çalışıyordu.
Uluç ise çoktan pişman olmuştu Şebnem'i eve getirdiğine ve bu pişmanlıkların bu ara fazlasıyla yaşanır olması ciddi anlamda canını sıkmaya başlamıştı.Elinde ki kadehi hızla dudaklarına götürerek bir dikişte bitirdi.Yenisini koymaya başladığında artık kaçıncı olduğunu hatırlamıyordu bile.
Ama Selin hatırlıyordu ve hemen kadehi abisinin elinde alarak "Yeter bu kadar içtiğin" dedi Ardından sesini alçaltarak alaycı bir şekilde "Sevgilinde yanında bu kadar çok içecek ne derdin var anlamıyorum"
Uluç kardeşinin sözleri üzerine gözlerini kısarak Selin'e baktı.Sanki bir şeylerden şüpheleniyormuş da laf dokunduruyormuş gibi bir hali vardı.
"Saçmalama" dedi kadehi Selin'in elinden alarak "Hiçbir derdim yok her şey yolunda " dedi gereğinden de sert bir sesle.
Selin "Emin misin?" demek istese de Şebnem'in olduğu bir ortamda bu konuyu uzatmak istemedi.
Artık yemeğin sonuna gelinmişti ve Nazan kahve servisi için koltuklara geçmelerini teklif etti.Herkes yerine oturduğunda Yeter de masayı toplamaya başladı.Musa dede Yeter'in kulağına eğilerek "Mina'yı çağır bana" diye fısıldadı.Bu ortamda bir saniye bile kalmaya tahammül edemeyeceğini biliyordu.
Mutfakta diğerleri ile birlikte çene çalan Mina , Musa dedenin kendisini çağırmasıyla suratını astı.Oraya gitmek istemiyordu ama Musa dedeyi de geri çeviremeyeceğinin farkındaydı. Salonun önüne geldiğinde derin bir nefes alarak zoraki bir gülümseme kondurdu dudaklarına.
İçeriye girdiğinde gözüne çarpan ilk şey Uluç ve Şebnem'in neredeyse dip dibe duran bedenleri oldu ama insan üstü bir çabayla bakışlarını Musa dede de tutmayı başardı.
"Beni çağırmışsınız"
Musa dede kafasını kaldırıp "Gel kızım gel" dedi elini uzatarak.Mina uzanıp yaşlı adamın elinden tutarak ayağa kaldırdı.
Mina'nın koluna girip "Sen Şebnem hanımla tanışmamıştın değil mi" dedi
Mina "Hayır tanışmadım" diyerek kafasını salladı iki yana
"Şebnem Uluç'un...."bir an ne diyeceğini bilemeden durdu sonra "Bayan arkadaşı" dedi.
Mina da Uluç gibi merakla bu konuşmanın nereye varacağını düşünüyordu.Uluç müdahale etmeden dedesinin devam etmesini bekledi ama bir gözü de Mina'nın üzerindeydi.Mina ise hiç O'ndan yana bakmıyordu
"Mina da benim sağ kolum." dedi kızı sahiplenircesine."Madem ki artık daha sık görüşeceğiz sizde birbirinizi tanımalısınız" dedi herkese inceden bir uyarı göndererek.
Mina her ne kadar Musa dedenin bu tavrına şaşırsa de belli etmedi ve kibar bir gülümseme ile "Memnun oldum" dedi.
Mina'yı dikkatle izleyen Uluç ise ,O'nun kibarlığı karşısında gerçekten memnun olduğunu düşünüyordu sinir içinde.
Musa dede "Biz bahçedeyiz çocuklar size iyi muhabbetler" dedi ve Mina'yı kolundan çekerek ilerledi.Mina da kısaca selam verip Musa dedenin ardından yürüdü.
Mina da Musa dede de yol yorgunu olduğu için çok fazla oturmadılar.Musa dede odasına girerken "Sende benimle çok yoruldun.Yarın izin yap bir güzel dinlen" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bir Hayat
RomanceArdındaki demir kapının çıkardığı tok sesle yerinden sıçradı.Şaşkınlıkla etrafına baktı ve her şeyin ne kadar farklı olduğunu düşündü.Derin bir nefes alarak ne yapacağına karar vermeye çalıştı. Aslında günlerdir bunu düşünüyor ama bir yanıt bulamıyo...