Ben geldimmmm...
Sevgiler
Özlem A.
6. Bölüm
Amaçsızca dolaşıyordu artık tamamen yabancısı olduğu bu şehirde.Kendini o kadar kötü hissediyordu ki şu an sanki bütün dünya babası gibi düşünüyor gibi geliyordu.Cebinde üç kuruş parası vardı ve şimdi kara kara nereden başlaması gerektiğini düşünüyordu.Nuri babanın ölümünden beri aynı şeyleri düşünmekten neredeyse deli çıkacaktı ama hiçbir çözüm üretemiyordu.
Uzun bir süre dolaştıktan sonra hissettiği mide bulantısıyla bir şeyler yemesi gerektiğine karar verdi.Canı hiçbir şey yemek istemese de buna mecbur olduğunu biliyordu.Bir büfenin önüne gelerek tost ve ayran ısmarladı kendisine ve küçük taburelere oturarak siparişinin gelmesini bekledi.Şehrin en işlek caddesiydi burası ve öğle saati olmasının verdiği bir kalabalık vardı.İnsanlar birbirlerine bakmadan acele ile yürüyor , öğrenciler fısır fısır konuşup gülerek yanlarından geçiyorlardı.Mina o an sadece kendisinin yetişecek hiçbir yerinin olmadığını düşündü.Gözlerine hücum eden yaşlarla beraber sakinleşmeye çalıştı ama bunu başarması artık neredeyse imkansızdı.Yıllarca göz yaşı dökmemiş bir insan için buna direnmesinin de bir anlamı yoktu.Yanına yaklaşan garsonu bile fark edemeyecek bir haldeydi.O kadar acınacak bir hali vardı ki genç çocuk "Abla iyimisin?" deme ihtiyacı hissetti.Çocuğunun bu sorusunu kafasını sallayarak onayladıktan sonra çok daha şiddetlendi ağlaması.Bir yandan herkesin ortasında bu kadar zayıf olduğu için utanıyor diğer yandan hiçbir şekilde kendisini durduramıyordu.Dışarıdan bakan birisi için O'nun şuan bir sinir krizinin eşiğinde olduğunu anlamak hiç de zor değildi.
Garsonun getirdiği suyu titreyen elleri ile tutarken minnet dolu bir gülümseme ile baktı genç çocuğa.O'nun gözlerinde gördüğü derin üzüntü yaralı kalbine tarifi imkansız bir şekilde iyi geldi.Garip bir teselli ile kendisi için üzülen birisinin varlığına sevindi.
Suyu bitirdiğinde kendisini çok daha iyi hissediyordu şimdi.Böyle bir patlama yaşayacağını biliyordu elbette ama bunun bu kadar insanın olduğu bir yerde olmasına oldukça üzülmüştü ama artık yapabileceği bir şey yoktu.Yenmemiş tostunu çantasına atarken kasaya gidip hesabı ödedi.
"İyimisin kızım" dedi kasa da ki adam içten bir ilgiyle.Yaşlar yeniden gözlerine hücum etse de bu sefer akmalarına izin vermedi.
"İyiyim teşekkür ederim.Ayrıca özür dilerim istemeden de olsa sizi rahatsız ettim" dedi utanarak.
"Ahh be kızım boş versene " dedi elini sallayarak "Bu gözler neler gördü neler senin ki yanında hiç kalır" dedikten sonra Mina'nın bıraktığı parayı geri uzatarak "Al bakalım bu seferlik bizden olsun.Neye ağladın bu kadar bilmiyorum ama inan bana kızım hayat üzülmeye değmeyecek kadar kısa" dedi teselli edercesine.
Mina minnetle teşekkür ettikten sonra yeniden sokaklara vurdu kendisini.O kadar ısrar etmesine rağmen adam parayı almamıştı ondan.Şimdi yürürken adamın sözlerinin ne anlama geldiğini kavradı.Hüzünlü bir gülümseme ile yürürken "Keşke aşk acısından ağlasaydım o kadar..O zaman en azından sığınacak bir limanım olurdu" diye düşünmeden edemedi....
..............................................................................
Uluç gömleğinin düğmelerini iliklerken karşısında hiç çekinmeden sere serpe yatan kadına bakıyordu arada.O'nun neden öyle yattığının farkında "Hiç heveslenme" dedi çapkın bir gülümseme ile.Kollarında ki manşetlere düğmelerini takarken "Yeterince geç kaldım zaten"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bir Hayat
RomanceArdındaki demir kapının çıkardığı tok sesle yerinden sıçradı.Şaşkınlıkla etrafına baktı ve her şeyin ne kadar farklı olduğunu düşündü.Derin bir nefes alarak ne yapacağına karar vermeye çalıştı. Aslında günlerdir bunu düşünüyor ama bir yanıt bulamıyo...