Mina iliklerine kadar titrerken düşündüğü tek şey bunu O'na belli etmemiş olmaktı ama Uluç'un kulağının dibinde "Mina...." diye inlediğini ve kendini O'na daha çok bastırdığını anladığında yanılmış olduğunu çoktan kabullenmişti.Vücudu her zaman olduğu gibi O'na tepkisiz kalamamıştı ve bunu anlayan Uluç çoktan harekete geçmişti bile...
Eli hala kapıda olduğu halde "Yapma" demek istedi sert bir sesle ama kulağına gelen sesi sert olmanın çok uzağındaydı.
Uluç sıcacık nefesini O'nun boynunda ve ensesinde gezdirmeye devam ederek "Neyi" dedi adeta inlercesine."Neyi yapmayayım Mina" dedi yeniden O'nun boynuna yönelerek.Mina ise ani bir hamle ile birden kapı ile O'nun bedeninden kurtuldu ve ondan olabildiğince uzak olmak için odanın öteki ucuna yürüdü.
"Neden geldin?" dedi kollarını kendi bedeninde kavuşturarak.
"Neden geldiğimi gayet iyi biliyorsun Mina.Bu konuda konuşup ta benim sinirlerimi iyice germe lütfen"
Mina alaycı bir şekilde gülerek aldığı bütün kararları unutarak Uluç'a yaklaştı.Neden geldiğini bilmiyorum ve ayrıca ilgilenmiyorum.Şimdi senden tek istediğim odadan çıkıp beni yalnız bırakman."
Uluç O'nun dediklerini işitmiyordu bile.Mina'ya daha da yaklaşarak O'nun hala kapıyı göstererek elini ellerinin arasına aldı.Aklında hala Serhan'ın yanağına bıraktığı görüntü vardı ki bu da istemeden yeniden bir vahşi gibi davranmasına neden oluyordu.
"O adamla aranda ne var Mina.Neden arkamı her döndüğümde O'nu senin burnunun dibinde görüyorum ?"
Mina elini hızla O'nun elinden çekerek "Uluç......" dedi ama Uluç'un mırıldanarak "Adımı söylemeni çok seviyorum" demesi üzerine aklında ne var ne yok hepsini unuttu.Bu durumdan nefret ediyordu ve O'nun kendisine verdiği onca acıya rağmen O'na karşı hala bu kadar zayıf olduğu için kendisine çok kızıyordu.Kendini geri çekerek uzaklaşmak istedi ama Uluç'un buna izin vermeye niyeti yoktu.
Uluç kendi adını Mina'nın ağzından her duyduğunda , beraber oldukları tek gecenin hatıraları beynine üşüşüyordu.O gece Mina defalarca "Uluç" demişti inlercesine ve şimdi sanki gözlerini kapatsa o geceye geri gidecekmiş gibi hissediyordu.Ama gözlerini açtığında o gecenin çok uzağında oldukları gerçeği fiziksel bir acı bıraktı Uluç'un bedeninde.
Mina da O'nun ne düşündüğünün farkındaydı ve yalnız oldukları bu ortamda O'na bu kadar yakın olmanın endişesini taşıyordu.Komik olan ise Mina'nın kendisine mi yoksa Uluç'a mı güvenmediğini bilmemesiydi.
Uluç elini yavaşça kaldırıp O'nun gözlerinin önüne düşmüş saçlarını kulağının arkasına götürdüğünde , Mina'nın alnında daha önce var olmadığından emin olduğu uzun ve kıpkırmızı yara izini gördü.
Korkuyla "Ne zaman oldu bu" dedi.
Uluç'un sorduğu soru olanca acısıyla birlikte o gece yaşananları getirdi Mina'nın aklına.Bu gibi bir sesle "Hatırlamıyormusun" dedi."Benim bir katil olduğumu öğrendiğin gece.Hani aniden durdurmuştun arabayı ve bende kafamı konsola vurmuştum.İşte o zaman oldu."
Acımasızca davrandığını biliyordu ama Uluç'un o zaman ki acımasızlığını da kendisinin unutması mümkün değildi.O'nun ne kadar üzgün oluşuna aldırmadan devam etti.
"Ama sen fark etmedin bile" dedi mırıldanarak.Yaşlar çoktan gözlerinden süzülmeye başlamıştı bile."Ne de olsa sadece bir katildim senin için ve orada ölsem umurunda bile olmazdı" dedi daha da yüklenerek.
Mina'nın her kelimesi Uluç'un kalbini dağlıyordu ama söylediği son söz kaldırabileceğinden çok ağırdı.
"Bunu nasıl söylersin" dedi kısık bir sesle."Ben sadece......"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Bir Hayat
Roman d'amourArdındaki demir kapının çıkardığı tok sesle yerinden sıçradı.Şaşkınlıkla etrafına baktı ve her şeyin ne kadar farklı olduğunu düşündü.Derin bir nefes alarak ne yapacağına karar vermeye çalıştı. Aslında günlerdir bunu düşünüyor ama bir yanıt bulamıyo...